HATALARIN ÜSTÜNÜ ÖRTME HATASI

100 10 0
                                    


Hata vardır,  yanlışlıkla olur. Bir şeyi kırarsın, birine çarparsın, bir işi batırırsın, geç kalırsın, pot kırarsın, kaza yaparsın vs. Telafisi vardır ve karakter özelliği taşımaz. 

Başka bir hata vardır. Yalan söylersin, bahane bulursun, öfkeyle davranırsın, kalp kırarsın, oyun çevirirsin, şiddet uygularsın, söversin vs. Telafisi yoktur ve karakter özelliği taşır. İşte tam da bu noktada dikkat etmemiz gereken şey, telafisi olmayan bu hata türüne göz yummamak. İnsanların size farkında olmadan verdiği ip uçlarını değişir diye ört bas ederseniz, emin olun değişecek olan onlar değil, siz olursunuz. Ve yine emin olun, bu değişim hiçbir zaman mutlu etmez. 


Cumartesi akşamı bütün hazırlıklarımızı bitirmiş, süslenip püslenmiş söz için gelmelerini beklerken, ara ara aklıma bir çılgınlık yapmak geliyor. Her şeyi bırakıp kaçmak, kimsenin beni bulamayacağı bir yere gitmek. Ama annemi görünce vazgeçiyorum. Böyle bir şey yapsam bize kıyamayan babam annemi kesin doğrar. Zaten nereye gideceğimi de bilmiyorum ki. Saçma sapan fikirler üreten beynimin oyunlarına yenik düşmüyorum ve çalan kapıyı açtığımda, karşımdaki insan yığınını görünce kendimi o ana ve ondan sonrasına odaklıyorum.

İstemeye gelen gruba bir kaç kişi daha eklenmiş olarak giriyorlar içeriye ve isteme gecesinin tam bir benzeri olan bu gecenin sonunda, parmağımda yüzükle yolculuyorum her birini tek tek öperek. Bir ay sonrasına nişan yapmak için sözleşiyor büyükler ne gerek varsa. Taktık işte yüzüğü abartmanın anlamı ne? Ama nişan zamanı geldiğinde, aradan geçen sürede yaşadıklarımız bu insanların her türlü geleneklerini eksiksiz devam ettirdiklerini gösteriyor bize.

Nişanı evde yapıp, akşam da dışarıda devam etmeye karar veriyoruz. Söze bile bu kadar kalabalık gelen insanların, nişana nasıl geleceğine dair tahmin yürütemediğimiz için, kendi evimizde kadınları, Sevgi' lerin evinde de erkekleri ağırlarız diye düşünüyoruz. Ve protokolleri uygulamaya başlıyoruz. En nefret ettiğim kısım, nişan alış verişi dedikleri ve bazılarını hiç kullanmayacağımı bildiğim şeyleri almak için saatlerce dolaşmak. Hava insanı buharlaştıracak kadar sıcak. Aslında bana kalsa nişanlımla yalnız çıkmak isterdim alış verişe ama, yanında gelen kayınvalidemi görünce bunun boş bir istek olduğunu anlıyorum.

- Kusura bakma güzel kızım. Ben hiç istemedim gelmek ama ikiniz de gençsiniz. Üzerinize bu kadar parayı verip te sizi yalnız yollamaya korktum. Geçen sene bu deli oğlana babası oldukça yüklü bir para verip, çek ödemeye yollamıştı. Cebinden çaldırmıştı. Korktuk gene aynısı olur diye.

- Önemli değil, hem biz pazarlık etmeyi de bilmiyoruz. Yanımızda büyükler olursa daha iyi bizim için.

Kadının da aslında benimle aynı fikirde olmasına seviniyorum. Sabah erkenden çıktığımız alışveriş akşama doğru bitiyor. Akla gelebilecek her şeyi alıyorlar bana hiç hesabını yapmadan. İçlerinde en çok nişanda giyeceğim elbiseyi seviyorum. Siyah, kolsuz, bele oturan ve aşağıya doğru çok hafif kloş uzanan, dizlerimin biraz altında elbisenin önünde gene siyah ipek iple işlenmiş ve tam göğüslerimin üzerine yerleşen çok güzel bir desen var. Kolsuz olması beni rahatsız ettiği için üzerine en azından kollarımın çıplaklığını biraz örtecek şifon bir tunik alıyorum ama ikisinin birbirine uyumu elbiseyi olduğundan gösterişli yapıyor.

Ve ben nişan günü, kuaförde saçlarım yapılmış halde eve gelip, bu ikiliyi üzerime geçirdiğimde, herkesten büyük bir beğeni alıyorum.

Tahmin bile edemediğimiz kalabalık akını gelmeye başladığında erkekleri bir üst kata, kadınları bizim eve alıyoruz. Nişan pastam ve yanındaki ikramlıklar hayatımdaki tek aşkı

Umuda TutunmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin