BÖLÜM 1 : SESSİZ VAVEYLA 🌹23 eylül 2016
Artçı rüzgarların,dalgaların canını yakışına; etrafımdaki sesleri önemsemeden,gözümden akmaya yüz tutmuş yaşlarımla şahitlik ediyordum.Kendimi koydum o dalgaların yerine. Bir başkası oldu rüzgar,acıttı. Sertçe vurdum kayalara. Sonra biraz biraz sessizleştim. Elime sıçrayan su beni kendime getirirken gözümden hızla iki damla süzüldü. Gitmişti.
Bir adam düşünün, varlığı uzak yokluğu tuzak.
Bir adam düşünün,varlığı büyüten yokluğu çürüten.
Başımın ağrısı git gide artarken,aylardır direndiğim göz yaşlarımı dökmenin verdiği huzursuzlukla sertçe sildim gözlerimi,ardından vakit kaybetmeden oturduğum yerden kalktım.kayalıkların arasından hızlı hızlı geçip beni bekleyen Egehan'nın yanına yürüdüm. "Bugün daha iyi misin ?" Dilimi kavuran gerçeği dökmemek için sustum ve kollarını bedenime sarmasına müsade ettim. Küçüklüğümden bu yana bir an olsun yanımdan ayrılmayan,kıymık gibi boğazıma batan cümlelerimi ben söylemeden duyan ve bilhassa beni en iyi anlayan dostumdu Egehan. Şimdi aylardır olduğu gibi tek gelmeme izin vermeden kayalıklara getirmişti beni. Burayı biliyordu. Maskelerin atıldığı tek yerdi.
İskele.
18 şubat 2016
Salonda yankılanan çıplak sese kulak verdim ve kollarımı iki yana savurdum. Müziğin ritmine göre savrulan bedenim gevşedi.
Ayna.
Tavanı dahil her bir köşesi keskin ve ihtişamlı aynalardan oluşan dans salonu ismini buradan alıyordu. Yıllardır değişmeyen tek tutkumdu belki de dans. Okul çıkışlarında ve günün geri kalan boş kısımlarında kullandırdım burayı. Tek yeteneğimdi belki de. Kıvrak bedenimi sakince sağ tarafa yatırırken sol elimi kaldırdım ve piyanonun son notasında kendimi yavaşça yere bıraktım.
Aynaya yansıyan bedenimin yorgunluk serzenişlerini,mor göz altlarım süslüyordu. Günlerdir iyi bir uyku çekememiştim ve korkunç görünüyordum. Aylardır.
Çantamı salonun köşesinden almaya giderken bir anda başım döndü ve tutunacak yer aradım. Gözümün önünde beliren siyah noktalar,beni tedirgin ederken yanımdaki ses konsoluna tutunarak ayağa kalktım. Mideme uzun zamandır adam akıllı bir şey girmediğinden bu normaldi. Bakışlarım yanımdaki küçük camı bulduğunda kapının önünde beni bekleyen Açelya'yı gördüm. Bu uğursuz ağrıların sadece uykusuzluktan olduğuna kendimi inandırarak çantamı aldığım gibi çıktım salondan.
Titreyen ellerimle demir kapıyı kendime çektim ve ellerini ısıtmaya çalışan Açelya'ya doğru ilerledim. Yalnız kalmama izin vermeyen bir diğer arkadaşıma. Yalnız kalmam gerekti, bunu hissediyordum fakat bu duruma tepkileri netti.
Beni gördü,yüzüme baktı. Baktığı gibi suratına oturan acı gülümseme,canımı kavurdu. "Egehan aradı. Bugünki buluşmayı iptal ettiğini ve senin eve gidip uyuman gerektiğini söyledi." Uyuyamayacağımı biliyordu. Ses etmedim. Aylardır olduğu gibi tek kelime etmeden başımı salladım ve yürümeye başladım.
21 mayıs 2016
Parmak uçlarım boynumda asılı duran kolyeyi okşadı. Okulun son günleri bizimkilerin ısrarlarıyla kapalı havuza gidecektik. Eşyalarımı tıktığım çantamı omzuma takıp odamdan çıktım. Evden çıkmadan önce mutfağa ilerleyip ısınması için ocağa su koydum ve bir kupa çıkardım. Sabahları bir kupa kahve içmeyi kendime şart koymuştum. Gözlerimin altında beliren torbaları örtmenin bir yoluydu bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANGIN
Teen FictionTüm şehri yakacak gibi,cehennem gibi gülüyor. Sanki birazdan kaldırım taşları yerinden oynayacak,bu eski eski binalar üstümüze devrilecek,ağaçlardaki renkli çiçekler bir bir düşecek,sanki şimdi tam burada yer yerinden oynayacak ve Atınç sigarasını...