3.bölüm

118 12 2
                                    



BÖLÜM 3 : YANGIN 🌹

Kulaklarımda çınlayan sesler,beni tekrar tekrar dakikalar öncesine götürüyordu. Boşluğa düşmüş benliğim avuçlarımdan kayarken öylece izledim. Defalarca kez çalan telefonu sessize aldıktan sonra kendimi yatağın yanına bıraktım. Hırçınca sildim gözümden akan yaşı. Masadaki takvim alay edercesine kendini belli etti. Tırnaklarımı avuçlarıma göndüm.

                              İki saat önce

"Gitmem gerek."

"Gitmem gerek."

"Sesini duyarsam yapamam. Duyarsam..Gidemem."

"Gitmem gerek."

Odağını şaşırmış adımlarım insanların arasına karıştığında,iyi değildim. Kaçıyordum.Belki arkadaşlarımdan, ondan. Ama en çok kendimden. Biraz sesinden. Duramam. Gitmem gerek.
Adımlarım titrek,gözlerim yaşlı solumda bir ağırlık. Kaçıyorum.

"Gitmem gerek."

Zihnimdeki anılar canlanıyor,beni iki sene öncesine götürüyor. Artık daha hızlı koşuyordum. Demir kapıyı sertçe kendime çekip dışarı çıktığımda soğuk umrumda değildi. Yanıyordum.

"Gitmem gerek."

Sesleri susturmak için konuşmam gerekti. Dilim bu iki kelimeden başka bir şeye dönmüyordu. Kaçıyordum.

Yolun ortasında durduğumda bir hıçkırık firar etti dudaklarımdan. Gitmem gerekti. Benim Gitmem gerekti. Benim koşmam gerekti. Yolu bilmiyordum. Susmaları için tüm gücümle koştum. Kendimi ana caddeye attığımda koşmaktan kesilen nefesimin düzene girmesi için durup soluklandım. "Uzak. Burada değil."

Öyleyse neden solunda hissediyorsun ?

Koştum,koştum nefesim kesilinceye dek koştum. Öyle koştum ki,öyle kaçtım ki gözlerim odağını kaybetti,adımlarım yalpaladı. Kalabalık kendini belli ettiğinde mutlusundan mutsuzuna,kahkahaları kulak çınlatan gençlerinden,gözü yaşlı adamlara rastladığımda hiç tereddütsüz ana caddede arka arkaya bulunan barlardan en yakın olanına girdim ve yorgun bedenimi bir çuval gibi sandalyeye bıraktım. Mekanda çalan slow müzik tanıdık geliyordu fakat çıkaramıyordum. İçerideki insanlar içimden bir haber şuh kahkahalar atarken gözlerim tek tek üzerlerinde gezindi. Yanıma gelen garson dikkatle yüzüme baktığında,kendisini henüz farkettim. yumuşak bir sesle konuştu. "İyi misiniz hanımefendi ?" Donuk bakışlarım garson çocuğu bulduğunda birkaç dakika yüzüne baktım. Samimiydi ama umrumda mıydı bilmiyorum. "Ağır olsun." Sesimdeki çaresizliği sezdiğinde hızla kafasını sallayıp tezgaha ilerledi. Bakışlarımın son durağı masanın mat siyah yüzeyi olduğunda,kendimi dünyadan soyutladım.

YANGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin