6.bölüm

98 14 4
                                    

Sezen'den bir parça.

Keyfinize göre davranın. 💫 

BÖLÜM 6 : SİLAH 🌹

                                       
26 mayıs 2014

"Günaydın,güzelim." Atınç,sol elinde tuttuğu beyaz güllerle bahçenin içinde,kapının hemen önünde bana bakıyordu.

Öyle güzel bir adamdı ki, aklım çıkıyordu başımdan. 

Öyle güzel bakma,kanarım diyemedim.

O öyle güzel baktı,bende kandım.

Beyaz tişörtünü siyah kot pantolonuyla tamamlamış,ellerinde en sevdiğim güller,yüzünde nadiren gördüğüm huzurlu ve çocuksu bir ifadeyle kapının önünde öylece durup bana bakarken ünlü bir ressamın aylarca uğraştığı tabloyu andırıyordu.

Genişçe gülümsedim ve pelte kıvamını almış bacaklarımı önemsemeden hızlıca ona koştum. Sanki biraz yavaşlasam uçup kaybolacakmış gibi koştum. İki elini açıp,haylazca sırıttığında boynuna zıpladım. "Hop hop yavaş Güzelim." Kıkırdadım. Boynunda birikmiş taze kahve kokusunu derince soludum bir süre. "Atınç,bir gün bu solumda taşıdığım şey senin yüzünden duracak." Mest olmuş bir sesle mırıldandığımda,kollarının arasından sıvışıp güllerimi aldım.

Ben kendi halimde güllerime bakarken yüzümü sertçe tutup kendisine çevirdiğinde şaşkınlıkla gözlerine baktım. "O solundaki şeye söyle,benim canımı sıkmasın." Ciddiydi. Ara sıra ağzımdan onun sevmeyeceği kelimeler firar ediyordu ve o,bu durumdan hoşlanmıyordu. Hızla kafamı sallayıp gözlerimi kucağıma çevirdiğimde omzumda asılı duran çantamı aldı ve içinden anahtarı çıkardı.

Onu takip ederek eve girerken,gözlerimi güllerden ayıramıyor, şapşal şapşal gülümsüyordum. "Önüne bak." Umursamaz bir tavırla bana seslenip mutfağa giden Atınç'a baktığımda gözlerimin parıldadığına adımın Defne olduğu kadar emindim.

Kalbim,ritmini kaybederken solumdaki ayakkabılığı son anda farketmiştim. "Ah !" Şaşkaloz Defne. Adam sana dikkat et dedi değil mi. Ağzımdan kaçan inlemeyle elimdeki gülleri ayakkabılığın üstüne koydum ve belimi tuttum.

"Defne ?" Atınç,hızlı bir şekilde mutfaktan çıkıp yanıma geldiğinde elimle belimi yelliyor,aynadan bakmaya çalışıyordum. "Kızma tamam kızma birşey yok. Küçük bir sıyrık." O kadar da küçük bir sıyrık olmadığını biliyordum,akan bir iki damla kanı gördüğünde bana öfkeyle bakıp tişörtümü sıyırdı. Onun elinin değdiği yerler alev alırken utançla gözlerimi yumdum ve nefesimi tuttum. "Çok acıyor mu ?" İşine odaklanmış,gözünü belimden ayırmıyordu. Gözlerimin hayranlıkla parıldadığına yemin edebilirdim.

"Hı-ı" diye mırıldanıp elimi elinin üzerine koydum ve tişörtümü örttüm. "Acımıyor." Mutfağa gitmek için arkamı döndüğümde bir anda kolumdan tutup kapıya yasladı bedenimi. "Emin misin ?" Tehlikeli bir gülümseme yerleştirdiği dudaklarına bakakalırken hızla başımı aşağı yukarı salladım. "Hı-hı." Gülümsemesi büyürken başını boynuma yanaştırdı ve oraya masum bir öpücük kondurdu. Dudaklarının değdiği yer cayır cayır yanarken,dehşetle yutkundum.

Aklım almıyordu.

Göğsüme dar gelen kalbimi,aklım almıyordu.

Atınç beni daha fazla kıvrandırmadan doğruldu ve burnuma bir fiske atıp gülerek mutfağa gitti. Bu aralar kafasının çok daha mühim işlerle meşgul olduğunu seziyordum. Adımlarım yine peşine düşerken,ezbere bildiğim tek adresin onun adımlarının olduğundan şüphesiz ki emindim.

YANGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin