[X]-13

1.4K 115 30
                                    

Bana uzattığı eline baktım. Bakışlarım elinden gözlerine kayarken, sırtımı yatağın başlığına dayamış ve bedenimi ondan olabildiğince uzaklaştırmıştım.

Elini indirmedi, havada bekletti. Ona bakınca, ben elini sıkmadığım sürece elini indirmeyeceğini anladım ve elimi yavaşça yorganın altından çıkardım. Elimi onunkine doğru uzatırken, elimi kaptığı anda beni kendine çekecek ve parçalarıma ayıracakmışçasına tereddüt ediyordum.

Parmaklarımız birbirine değdiğinde yutkundum. Ve el ele tutuştuğumuzda, başımın döndüğünü hissederek gözlerimi kapatmamak için kendimi zorladım. Korkutucuydu. Yaşananlar, daha önce hiç karşılaşmadığım kadar korkutucuydu.

Elimi sıktı. Ben de onunkini sıktım, el sıkışmamız bittiğindeyse elimi hızlıca geri çekerek yeniden yorganın altına soktum. Elleri soğuktu. Sanki dışarıda kar yağıyormuş ve çıplak elle, uzun süre karla oynamış gibi soğuktu elleri. Bunu hissettiğimi anlamış olmalıydı ki, ben daha konuşmadan kendini bana açıkladı.

"Vampirler soğuğa alışıktır. Ama sen yine de, ellerimi avuçlarının içine alır ve ısıtmaya çalışırdın."

Yüzüne bakmamayı tercih etmiştim bu kez. Yorganıma indirmiştim bakışlarımı, çünkü ona bakacak olursam ona inanırdım ve düşüncesizce yaptığım hareketin kurbanı olarak ona yem olurdum, belki.

"Biz çok iyi arkadaştık. Her gün, tekrardan en iyi arkadaşlar olduk. Bugün de öyle olacak..."

Kendini geriye doğru bıraktığı sırada bakışlarım istemsizce ona kaymıştı. Ellerini başının altına almış tavanımı izliyordu. Çok geçmeden yüzünde bir tebessüm belirdi ve bu tebessüm uzun süre yerini korudu. Bahsettiklerinden en ufak bir şey anlamamam ve onun bunu bilmesi, onun için çok üzücü olmalıydı. Hafızamı zorladım, yüzündeki yorgun tebessümün ardında yatan üzüntüsünü biraz olsun giderebilmek için onu hatırlamaya çalıştım. Doğru söylüyor olabileceğine bir süreliğine olsun inanarak, hatırlamaya çalıştım. Ancak Minhyuk ismi ile ilgili bile en ufak fikrim yoktu. Elimdeki oyuncağı kaldırdım gözlerimin önüne. Oyuncağın nereden geldiğini bu zamana kadar hiç hatırlayamamıştım ve Minhyuk oyuncağı bana kendisinin aldığını söylemişti. Kulağa doğru olabilir gibi geliyordu.

Oyuncaktan ayırdığım bakışlarımı yeniden Minhyuk'a çevirdim. "Ellerini ver." O da başını bana doğru çevirdi. Söylediğim şey, onu bir miktar şaşırtmışa benziyordu.

"Anlattıkların doğru olabilir. Ellerini ısıtmaya çalışırsam, hatırlayabilirim."

Gülümseyerek başını yeniden tavana çevirdi, başının altındaki elleri hareket etmemişti. "Bu mümkün değil." Yutkunduktan hemen sonra gülümsemesi ufak titremeler eşliğinde silindi. Gözleri kapandı ve soluk alış verişleri yavaşladı.

Yorganımı üstümden kaldırıp ona doğru yaklaştım, kollarını çekiştirerek ellerini başının altından çıkardım. Nihayet avuçlarımın arasına almayı başardığım elleri gerçekten de soğuktu. Gözleri yavaşça açıldı. Başını bana çevirdi ve şaşkın bakışlarıyla önce ellerimi, sonra yüzümü süzdü. Şaşkın görünüyordu, birdenbire ondan korkmayı bırakıp ellerini tutmamı garipsemiş olmalıydı. Ben de aniden yaptığım harekete şaşırmıştım.

Bir süre sonra gözlerini kırpıştırarak bakışlarını hızlıca benden ayırdı ve yutkundu. Garip bir şekilde, nefes alış verişlerinin hızlandığını sezmiştim. İkinci kez yutkunurken yanaklarının belli belirsiz kızardığını gördüm, bu bana geçmişimizi yeniden düşündürdü. Minhyuk'un tavanımı izleyen yüzüne baktıkça, benim de yanaklarımın ısındığını hissettim. Ellerimden birini kaldırıp yanağıma bastırdım ve gözlerimi sıkıca kapattım. Tanımadığım birine karşı, neler olduğunu anlayamadığım bir şekilde verdiğim tepkiler şaşırtıcıydı. Geçmişi biraz daha düşündüm, aniden içine düştüğüm durum beni afallattığından yaşananları hatırlamakta zorlanıyor olabilirdim.

vampire: lee minhyukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin