13- Yılbaşı

198 12 3
                                    

Yeni yıla girmişken size bir bölüm yayımlamak istedim. Aslında bu bölümü geçen yılbaşında yayımlamayı hedefliyordum hatta o zaman bölüm hazırdı ama bir şeyler ters gitti, demek ki bu yıla nasipmiş.😄 Yeni yıl hepimize sağlık, mutluluk, huzur, başarı getirsin. Tüm istekleriniz eğer sizin için hayırlıysa gerçekleşsin. Hep mutlu olun.  Ne olursa olsun mutlu olun ve gülümseyin..😊💕 Bölümü İnşAllah beğenirsiniz.. Sizi seviyorum...💕

Asya ve annesi birçok yemek yapıp sofrayı kurmuştu. Çünkü bugün yılbaşıydı ve birazdan Emre ve ailesi gelecekti. Mehmet amca ve annesi arkadaş sayılırdı. Çocukken annesiyle birlikte akşam yemeğine Emel teyzelere giderlerdi ve büyükler üçlü olarak çok iyi anlaşırdı. Artık Emel teyze yoktu ve bugün nasıl geçecekti bilmiyordu Asya. Yılbaşlarını özel olarak kutlayan bir aile değillerdi. Sadece yeni yıla birlikte girmeye özen gösterir o gece eğlenmeye çalışırlardı. Mutlu bir şekilde girmek isterlerdi. Kapı çalınca Gökçe tatlı elbisesiyle birlikte kapıyı açmak için koştu. Aynı zamanda Asya ve Hülya teyze de arkasından gidiyordu. Kapıyı açınca karşısında Emre'yi gören Gökçe gülümseyerek yana çekildi.

''Emreciğim hoş geldin. Mehmet amca ve Kerem ağabey siz de hoş geldiniz.'' Dediğinde hepsi Gökçe'ye gülümseyerek karşılık verdi. 10 yaşında olmasına rağmen yaşından küçük duran ve öyle davranmayı seven Gökçe yine 4 yaşında çocuk gibi tüm ilgiyi üzerine çekmişti. Hülya teyze ve Asya'da onları karşılayıp birlikte salona geçtiler. Oturdukları zaman Gökçe Kerem'in yanına gitti.

''Kerem ağabey seni ablama sorduğumda bana çok gıcık olduğunu söyledi. Gerçekten de gıcık mısın?'' diye sorduğunda hepsi gülmüştü.

''Asya çocuğa neden benim hakkımda yalanlar uyduruyorsun? Çok ayıp. Sana hiç yakıştıramadım.''

''Ben 5 dakika diyorum. Benimle uğraşmadan ve gıcıklık yapmadan en fazla 5 dakika dayanırsın.'' Dedi Asya, Kerem'e bakarak.

''Yok bence Hülya teyze var diye 15 dakika dayanır. Bir alışması gerekiyor ortama.'' Dedi Emre kendinden emin bir şekilde.

''Yalan söylüyor bunlar ağabeycim. İnanma bunlara.''

''Bakacağız artık. 15 dakika süre verdiler.'' Dedi Gökçe bilmiş bilmiş. Onun bu hallerine gülüp sohbet etmeye başladılar. Bir süre sohbetten sonra da yemeğe geçtiler. Gökçe Kerem'i çok sevmiş onun yanından ayrılamamıştı.

''Sen beni çabuk sattın bakıyorum cadı. Sana hiç yakıştıramadım.'' Dedi Emre alınmış şekilde.

''Bir kere sen benim Emreciğimsin. Senin yerine hiç başkasını koyar mıyım? Ayıp ediyorsun.'' Dediğinde, Emre güldü. Gökçe ise Kerem'e yaklaşıp fısıldadı ama tabi herkes duyuyordu.

''Seni daha çok sevdim Kerem ağabey ama çaktırma. Söylersem üzülür.'' Dediğinde yine herkesi güldürmüştü. Herkesin duyduğunu biliyordu zaten.

''Asya sen de çocukken bu kadar çok konuşuyordun ama seni gıcık buluyordum. Kardeşin bu konuda sana hiç çekmemiş. Daha çok sevdim senin küçük boyunu.'' Dediğinde, Asya şaşkınca ona baktı.

''Vay be. Ben 5 dakika demiştim ama sen cidden kendini aştın. Artık 40 dakika dayanabiliyorsun. Seni tebrik ediyorum.''

''Tabi kızım ne sandın? Biz de kendimizi güncelliyoruz ara sıra.'' Dediğinde kimse onların bu haline şaşırmadı. Çünkü her seferinde böylelerdi.

''Bir kere benim ablam gıcık değil. Vazgeçtim, Emreciğimi daha çok seviyorum. O ablama gıcık demiyor.'' Dediğinde, Kerem şaşkınca Gökçe'ye baktı.

''Kızı bana karşı nasıl doldurduysan artık, bir lafımda küstü bana.'' Dedi Kerem Asya'ya bakarak.

''Yürü be. Kimin kardeşi.'' Diyerek, Gökçe'ye destek verdi Asya. Yine kardeş ittifakı kurmuşlardı. Mehmet anca ve Hülya teyze aralarında sohbete başlayınca Kerem, Gökçe, Asya ve Emre dörtlüsü birlikte takılmaya başladı.

Kahramanın PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin