1- Yıllar Sonra

1K 33 40
                                    


Emre yeni okulunun giriş kapısındaydı. 12. Sınıfta temel lise değil de başka bir Anadolu lisesine geçen ilk insanım herhalde diye düşündü ve okula giriş yaptı. İçi kıpır kıpırdı Emre'nin.

''Ne oluyor oğlum? İlk defa mı okul değiştiriyorsun sanki. Bu heyecan niye?'' diye sordu kendi kendine. Emre çok yakışıklı biriydi. Girdiği ortamda fiziği ve yakışıklılığı sayesinde tüm dikkatleri üzerine topluyordu. İstediği kızı elde edebileceğine rağmen o daha sınıfındaki kızların adını bile ezberleyemiyordu. Çünkü hiç biri onun ilgisini çekmiyordu. Onun aklında da kabinde de biri vardı çünkü. Gerçi aklındaki kişi onu görse tanır mıydı bilmiyordu ama kendisi o kişinin gözlerine bakınca hemen tanıyacağına inanıyordu. Dünya da ondan daha güzel gözlü birisi var mıydı sanki? Emre heyecanına anlam veremeyerek okulun en üst katına yani son sınıfların olduğu kata çıktı. Kendi sınıfını bulunca kapıyı tıklatıp içeri girdi.

''Kusura bakmayın hocam. Ben dersin başlama saatini bilmiyordum. Yeni öğrenciyim.'' Dedi Emre.

''Demek yeni öğrencisin. Geç bakalım boş bir yere.'' Dedi okulun matematik hocası Murat hoca. Emre cam kenarındaki en arkanın bir önüne geçti. Yine kızların tüm ilgisini çekmişti.

''Kendini tanıt bakalım. Neden bu okula geldin? Daha düşük puanlı bir okulda mıydın?'' diye sordu Murat hoca. Son sınıflar bilerek okul değiştirebiliyordu. Mezun oldukları okulun puanın yüksek olmasını tercih edebiliyorlardı. Emre ayağa kalktı.

''Hayır hocam. Daha düşük puanlı bir okulda değildim. Adım Emre Saygıner. Ankara'ya taşındığımız için okul değiştirdim. Daha önce İstanbul'da oturuyorduk. '' dedi Emre.

''Okula hoş geldin o zaman Emre. Çabuk uyum sağlarsın diye düşünüyorum. Ben matematik hocası Murat. Oturabilirsin.'' Dedi Murat hoca. Okulda sevilen bir hocaydı Murat hoca. Her test sorusunu bıkmadan usanmadan teneffüslerde bile çözer, derdi olan bile anlatırdı hocaya. Öğrencilerin dostu gibiydi. Ama çokta disiplinliydi. Emre çantasından bir defter ve kalem çıkardı. Sınıf çok kalabalık değildi. Hatta sınıf mevcudu normal bir sınıfa göre az denilebilirdi. Sınıftaki kızlar bakışlarıyla bitirseler de Emre'yi, o dönüp bakmadı bile. Alışmıştı artık. Umursamadan dersi dinledi.

Sonunda öğle arası gelmişti. Emre'nin ünü tüm okulda yayılmıştı. Herkes yakışıklı bir son sınıfın okula geldiğini konuşuyordu.

''Gördünüz mü yeni öğrenciyi? Taş resmen. Bugün gelmiş okula.'' Diye girdi sınıfa İlayda. İlayda haftada bir sevgili değiştiren tiplerdendi. 10. Sınıf öğrencisi olan İlayda kendi grubunun yanına gitti.

''Şu kızın sürekli olarak erkek avında olmasına şaşıyorum.'' Dedi Ezgi, Asya'ya bakarak.

''Onu anlamaya çalışmıyorum Ezgi. Sende öyle yap. '' dedi Asya kitaplarını çantasına koyarken. Beyaz teni ve siyah saçlarıyla dikkat çekiyordu Asya. İri gözleri ve uzun kirpikleri gözlerine bakma isteği uyandırıyordu Asya'nın. Tabi bir de masum ve çocuksu yüzü onu sevimli yapıyordu. İncitmeye kıyamıyordu insan.

''İyi ki bir önceki teneffüs yedik bir şeyler. Şimdi kantin ne kadar kalabalıktır Allah bilir.''dedi Ezgi.

'Birazdan çikolata almaya inelim mi?'' diye sordu Asya gülümseyerek. Tabi bir de yavru köpek bakışı yapıyordu. Arkadaşının bu bakışa hayır diyemeyeceğini biliyordu Asya. O uzun kirpiklerle ve iri gözlerle yaptığı bu bakışa nasıl hayır denilirdi ki? Öyle de oldu. Şimdi kantine iniyorlardı. Yanlarına Buse geldi. İşte şimdi grubu oluşturmuşlardı.

''Ya ben İlayda'nın dediği çocuğu merak ettim. Neredeyse tüm okul onu konuşuyor.'' Dedi Buse.

''Ya ne çocukmuş arkadaş. Bir düşüremediniz dilinizden.'' Diye kızdı Asya. O hiç sevmezdi böyle şeyleri. Yakışıklı veya güzel olduğu için birisine bakmak, onunla ilgilenmek, sırf görünüşü veya çevresi yüzünden birisiyle sevgili olmak, konuşmak ona göre değildi. Böyle şeyleri hiçbir zaman onaylamaz hatta sinir olurdu.

Kahramanın PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin