"Güü-nayy-dınn" dedi , Maria. Gece güzel uyumuş olacak ki sabah mutlu ve enerjik uyandı.
Herkes uyanmıştı. Edward hariç. Edward normalde hepsinden önce kalkardı fakat bugün kalkamamıştı. Gece yaktıkları ateş sabaha karşı sönmüştü. Hava soğuktu. Lessie "Kızlar , rica etsem bugün siz yiyecek birşeyler bulmaya gidebilir misiniz ?" Bu arada bende Edward'ı uyandırırım.
Maria ve Isabel kabul etti ve yiyecek birşeyler bulmaya gideceklerken arkalarından Brian'ın boğuk sesi geldi. "Bizi de bekleyin kızlar!"
James ve Brian'da kızlarla yiyecek birşeyler bulmaya gidiyorlardı. Lessie bu duruma çok sevindi. Lessie'nin amacı da Edward ile baş başa kalmaktı ve ona karşı beslediği , ne olduğunu bilmediği duygunun ne olduğunu bulabilmekti. Edward'ın masmavi gözlerine her baktığında kalbi kıpır kıpır oluyor , içinde kelebekler uçuşuyor , göz kapakları adeta kapanmak istemiyor ve gözleri , Edward'ın gözlerine takılı kalıyordu.
"Edward, Edward... Haydi uyan , artık" dedi Lessie , Edward'a yavaşça dokunarak.
Edward ses çıkarmadı. "Edward!" Diye bir kere daha seslendi , Lessie. Bu sefer ses tonu daha yüksekti. Fakat Edward yine cevap vermeyince
"Ahh , hadi ama uyan artık uykucu şirin" diyerek uyku tulumunu Edward'ın üzerinden yavaşça aldı. Edward'ın yüzü kıpkırmızı idi. Lessie'nin elini Edward'ın alnına koyması ile "AMAN TANRIM , SEN YANIYORSUN!" demesi bir oldu.
Lessie çok telâşlandı. Daha önce kimse için bu kadar telâşlanmamıştı. Ne yapacağını bilemedi. Bir süre bekledi ve aklına Brian'ın muhteşem çantası geldi. Daha önce Brian'ın çantasından el feneri ve yiyecek birşeyler çıkmıştı. Belki de ateş düşürücü bir hap vardır , düşüncesi ile Brian'ın , ağacın dibinde duran siyah , büyük ve çok fermuarlı çantasına yöneldi.
"Dostum , sen harikasın!" Diye birden bire bağırdı , Lessie. Tahmin ettiği gibi , Brian'ın çantasında ateş düşürücü hap vardı. Sadece hap ile kalmamış, ilk yardım için gerekli olan tüm malzemeler de - sargı bezi , bir şişe amonyak , aspirin , pamuk , makas , bant... - çantasında mevcuttu.
Çantanın içinden aldığı hap ve kendi matarasındaki su ile Edward'ın yanına geldi.
"Haydi Edward. Biraz doğrul. Bu hap sana iyi gelecek." Dedi ve Edward'ı doğrultarak hapı içirdi. Kendi t-shirtünden biraz yırttı. Yırttığı t-shirt parçasının üstüne su döktü ve Edward'ın alnına koydu. Bunun Edward'a iyi geleceğini, onu rahatlatacağını biliyordu.
Bu yöntemi babaannesinden öğrenmişti. Lessie'nin annesi ve babası ona her ne kadar ilgi göstermemiş olsa da babaannesi Lessie'ye çok ilgi göstermişti. Zaten Lessie babaannesi için anne ve babası ile aynı evde kalıyordu. Babaannesi yaşamını yitirince evden uzaklaştı ve bir daha geri dönmedi.
"Le.. , Less... , Lessie."
Seslenen Edward idi.
"İyi misin Edward ? İstedigin birşey var mı?"
"Hayır, yok. İyiyim. Teşekkür ederim. Sanırım biraz üşüttüm."
"Biraz mı ? Altı körüklenmiş kızgın bir ateş gibi yanıyordun, Edward."
Bizimkiler yiyecek bulmaya gittiler. Şimdi dönerler. Sen yat, uyu. Ben de onlar gelmeden ateşi yakayım , dedi Lessie. Ve ateşi yakmak için çalı çırpı aramaya başladı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ BİR ORMANDA " 365 GÜN "
Action''Haftada en az 3 bölüm yayınlanacaktır.'' Issız bir ormanda 6 kişinin 365 gün boyunca verdiği yaşam mücadelesini anlatan bir aksiyon romanı. Seven herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
