Hala Umut Var

70 12 3
                                    

Kafasını allak bullak eden şaşkınlık,korku ve yalnızlık.. Yürüyordu işte.. Nereye varacağını bilemediği bu kuytu karanlık yutmadığı tek bişey bırakmazken belli belirsiz adımları ve titreyen bacakları dayanamaz artık.Kapanır dizlerinin üstüne...Ve bırakır kendini boşluğa..

Sabah güneşinin göz kamaştırıcı parlaklığıyla irkildi yerinden. Burda uyuya kalmış mıydı gerçekten! Sabahı görmekten umudu kesmişti oysaki. Ne oldu peki dün akşam?? Bu karanlık,kuytu ormanda,yalnız başına.. Neden? Anımsar gibi oldu ama bir anda attı kafasından o hiç hatırlamak istemediği soğuk düşünceleri.. Serin havadan bembeyaz kesilmiş yanaklarına düşen yaşları sildi çaktırmadan..

Yürüyordu saatlerdir. Korkudan tir tir titreyen bacaklarında derman kalmamıştı artık..Kendini bıkkınlıkla bıraktı büyük sert kayanın üstüne.. Ne değişti? Yine yalnız, yorgun,gözü yaşlı.. Umut var mıydı hala? Bir anda tekrar hatırlayacak gibi olacakken yerde parlayan küçük eşya dikkatini çekmişti.

Dün akşamdan kalma.. Fırtına sonrası hiç değişmeyen,hala çok parlak olan kolyeye bulanık bulanık bakakaldı yaşlı gözlerle.. Hıçkırıkları ormanın sesleriyle karıştı habersizce..Bir anda yakınlardan gelen tanıdık bir sesle yerinden sıçradı! Burda yalnız değildi. Buna ihtimal bile vermemişti oysaki.. Ve tanıdık o ses:

-Lindaaaaa!

Sesin geldiği tarafa kenetlendi gözler..Tanıdık sese.. Şaşkınlık ve ürpertiyle sesin sahibini ararken bir anda karşısında buldu onu..
Olduğu yerde donakalmıştı..O ise şaşkın, hızlı ve tedirgin adımlarla yaklıştı ve tekrar bu anın mutluluğuyla haykırarak  :

-Lindaa!

Bir anda. Tam da şu anda, hayatta hiçbir şeyin imkansız olmadığını düşündü.. Çok inanmak istedi buna. Yalnız olmadığına..

Bir müddet,hıçkırıklar sessizlizlikte kayboldu ve bir an doğruldu başını yasladığı omuzdan.. Sarıldığı o mükemmel dostunun kollarından ayrılıp tekrar yüzüne doya doya baktı..

-Juan!..

Biricik dostu sonunda yaptığını yapmış ve yine kurtarmıştı onu..
Juan yorgunlukla başını yerden kaldırıp anlamlı gözlerle baktı gözlerinin içine.. Daha sonra sıkıp, yumruk yaptığı o küçük ellerine dikti gözlerini..

Bir ağacın dibine oturmuşlardı kuşkularıyla beraber.. Yaşananları anlamak için,ama  yine bir anlam verememek için..

-Hala burda yanımda olduğuna inanamıyorum.Nasıl yapabiliyorsun bunu?

-Neyi?

-Yine bir şekilde beni tüm çaresizliklerden kurtarıyorsun ve ben bunu nasıl yaptığına bir anlam veremiyorum. Sen....

Birden sözünü kesti Juan :

-Hayattasın ya başka hiçbirşey mühim değil benim için..Güvendesin artık..

Juan bir müddet gözlerine baktı hasretle.Ardından hala o küçük avucundan taşan parlak eşyaya kaydı gözleri.. Tam bu sırada ağladığını farketti onun.. Yaşlar istemsizce açılmış, küçük avuçlarına dökülürken..

Juan hayretle baktı Linda'ya.



                                           
                                                                ◽◽◽


Daha doğrusu ona göre linda..Çünkü Linda sandığı kişinin gerçek ismi bu değildi.Bunu yapmak zorundaydı. Birkaç yıl önce yaşanan bir olaydan dolayı kendisini korumak için yaptı bunu.Olaydan sonra tanıştığı herkese kendini bu şekilde tanıtmıştı. Juan 'a ne kadar güvense de anne ve babasının bu temini onun için en iyisiydi.


                                                                ◽◽◽


Ardından tekrar avucunda öylece duran küçük parıltıya dikti gözlerini Juan.. Meraklı ve hayretle bakıyordu ona.. Meraktan duramadı artık. Kafasını sorgular gibi salladı. Ve bir anda donakaldı tahmin ettiği düşünceyle.Sadece dinledi umutsuzca Linda'sının ağzından çıkan cümleye :

-İvan öldü..

KARGAŞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin