Karanlık Bayan

bölüm 23

Savaş ben orda yokmuşum gibi davranıp yatağa attı kendini kollarını ensesinde birleştirip " ben azıcık uyuycam lütfen beni rahatsız etme " dedi sinirli çıkan sesimle " tamam!! " dedim fazlasıyla morellerim bozulmuştu yahu allahım neden ben

Düşüncelerimi kafamdan kovaladım bunun ardından bi ılık duşun iyi geleceğini düşünerek bavuluma yöneldim. Bavulu açarken fermuarın çıkardığı sesten sinirli bir mırıldanma duydum savaştan " biraz daha o fermuarin sesini çıkartırsan olucaklardan ben sorumlu değilim kes şu sesi sinirlerimi bozuyor" dedi sinsice gülümsedim. İçimden ' daha çok sinir olucaksın Savaş Yenilmez daha dur bakalım sen sinir neymiş o zaman göreceksin ' dedim bavulu açtıktan sonra içimden kıyafet aldım ve lavaboya doğru attım adımlarımı. İnşallah şu ılık su rahatlatırdı beni.

Duşumu aldıktan sonra bir sorunla karşılaştım opss hadi ama ya bu kadar salak olmuş olamam ben havlu havlu almayı unuttum napıcaktım şimdi ben hapı yuttun mira Savaş tan yardım etmesini de istemiyordum aklı sıra eline düştüğümü düşünecekti. Off allahım sen bu imanli ve salak kuluna yardım et napabilirdim napabilirdim düşün mira düşün on dakikanın donucunda koca bir hiç bulabilmiştim tabi bu sırada donuyordum. Yapabilecek bir şey yoktu el mahküm Savaş tan yardım isteyecektim lanet olsun offff

"Savaş " diye bağırdım yok gene " Savaşşş" diye seslendim gene cevap yoktu yeniden " Savaş " dedim gene ses yok en sonunda "SAVAŞŞŞ" diye bağırınca hafif bir mırıltı ve küfür eden bir Savaş sesi duydum helesi yahu duydu oleyyy

" Ne var " diye anırdı resmen yah ayi yah sen bir daha anırma Savaş masum bir ses ile " havlumu almayı unutmuşum bana havlu verebilir misin?" Diye sordum ah mira ah aklına yanayım senin bir daha kendimi unut ama havlunu unutma dedi iç sesim allahim nedense bu iç sesim bu aralar daha çok gündemde napsam da bu salak şeyi sustursam yine iç sesim 'sensin salak ' dedi allahım şu an senle hiç çene yarışına giremem daha önemli işlerim var

Savaş " orda krem rengi bir dolap var ordan havlu alabilirsin " dedi "ohhh" dedim kendi kendime Savaş " bir şey mi dedin" diye sordu ah ben niye içimden değil de dışımdan söylerim ki ah salak mira. Savaş a " tamam saol " dedim ve dolaptan bir havlu ve bir bornoz aldım donduğumu iliklerime kadar hissettim bu sıcakta ne bu üşümek sanırım nezle olucaktım ki bu en son istediğim şeydi hemen kurulanıp giyindim, saçlarımı kuruttuktan sonra da yana alıp ördüm çok iyi duruyordum aynada allahım bana neler oluyor böyle neler diyorum ben evet cidden benim kimyam bozuluyordu ve ben buna müdahale edemiyordum. Kirli kıyafetlerimi torbaya koyup bandodan çıktım ki keşke çıkmasaydım savaş üstünü çıkarmış yatakta öylece yatıyordu. Karşıda üç kişilik kanepe vardı oraya uzansa mıydım acaba duştan sonra bi uyku bastırmıştı. Kanepe rahatsız gözükse bile orda yatıcaktım o hödüğün yanında yatmaktansa yerde bile yatmayı tercih ederdim yahu ben neler düşünüyordum ki ne yazık ki büyük evleri sevmeme me rağmen işime yarayacaktı uyandıktan sonra evi dolaşıp kendime yeni bir orda bulmayı aklıma not ederek kanepeye uzandım. Yaklaşık on dakika dönüp oflayıp puflarken uykuya daldım.

Uyandığımda rahat bi yatakta yattığımı hissettim ' ne rahat yatak mı ben kanepede yatıyordum buraya ne ara geldim yahu ben ' gözlerimi açtığımda Savaşın gözleri ile karşı karşıya kaldım. İçimden ' hayır olamaz' dedim sandım ama bu dediğimi sesli bir şekilde söylediğimi fark etmedim Savaş " ne hayır olamaz? " diye soruverdi.