KÇ-1

4.3K 114 9
                                    

(MELİS MEDYADA)

Lise 2’ye geçtiğimi düşünerek bu sene ezikliğimin sona ereceğine inanıyorum. Yani o zamanlar küçük ve salaktım ve de çirkindim. Tombiktim, ya da şişkoydum ve sivilcelerim vardı. Ama artık hiçbiri yok! Melissa’ya teşekkür etmek isterdim ama kendisini gıcık olduğum için etmiyorum.

Eskiden bu çok iyi kızdı aslında. Böyle şeker bişeydi, dikkat çekmeye çalışmazdı falan. yıllardır görüşmemiştik ama bu sene… ÖLEYDİM DE GÖRMEYEYDİM! (Bu deyimi çok kullanıyorum inşallah bigün çarpılmam) Bi götü kalkmış, bi havalanmış falan. Kibirli insanları hiç sevmem, bizim okulda tonlarca kaynıyor zaten. Bekli de benim ezikliğimin sebebi budur.

Her neyse işte bu sene gördüm ben bunu. Bu beni görünce bi burnunu kıvırdı, bi triplere girdi, iyice obezsin diye. Salak kız ya ergenlikten haberi yok. Tabi yemeyi de severim o ayrı. Daha doğrusu severdim. Üç ay boyunca Fransa’da salyangoz yiyemediğimden ve Melissa beni her gün üç saat spora götürdüğünden, ki spordan nefret ederim, yağ kitlelerim bu durumu dayanamadı ve birer birer eridiler. Yaklaşık 30 kilo verdim ve 44 bedenden 36 bedene düştüm. (Tamam bunun için teşekkür edilebilir, baya büyük bişey çünkü)

Sonra boyum uzadı, saçlarımın rengi açıldı, gamzelerim baya belirginleşti, sivilcelerim yok oldu, gözlerim ve göğüslerim büyüdü. Yani cillop gibi oldum, annem görünce bayılıcak. Ve belki sadece annem değil okuldaki bazı kişiler bayılsa da çok güzel olur gerçekten.

Neyse, tam çok güzel oldum eve gidip buralardan kurtuluyorum derken pattt! Annem gene yaptı yapıcanı, Melissa da geliyor ve aynı okula başlıyoruz, büyük ihtimalle AYNI SINIF! Neymiş efendim Melissa’nın Türkiye’yi öğrenmesi gerekiyormuş da efenime söyliyip üslup görmesi gerekiyomuş da! TEALLAM YA! Bu stresten ölüp gidicem çok ağlıycaklar!

 Dönüş günü geldi, bavulları hazırlayıp havaalanına gittik, yolcu ettiler bizi. Uçağa bindik, aypod’umdan müzik açtım, daha bi ayfonum yok ama o da olucak inşallah, bu sene takdir gelirse, uyumaya hazırlanıyordum.

“Yaa konuş benimleee!” dedi Melissa.

“Taam konuşak, ne konuşak?” diye sordum.

“Mesela şimdi sizin okulda yakışıklı çocuklar var mı?”

“Teallam ya! Dayım duysun da çivilesin seni.”

“Hiçte bilem! Babam beni gördü, hiçbişi demedi,” hemen savunmaya geçti. “Hem sende çok guzelleştin yaa, sana da buluruz bitane!”

Ya her ne kadar götü kalkık ve gıcık olsa da, çok seviyorum.

“ Ay amin!” dedim. “Aslında bitane çocuk var bizim dönemde biliyo musun? Ama işte bana bakar mı? Çok yakışıklı bişi falan.”

“Tabi bakar ya niye bakmasın,” telefonunu çıkardı, Retrica’yı açtı. Bir an sırıttık, sonra Instagram’da paylaştı; #kuzi, #plane, #boring.

“Bu seninkinin vardır Instagram’ı, göstersene. Evde sana da açarız bitane.”

Muck Kuzi!

Hemen Kaya’nın Instagram’ını bulduk.

“Off, çok iyi bee!” diye bağırdı Melissa.

“Ama hep bikinili kızlarla fotoları var.” Sesim biraz üzgün çıkmış olabilir ama aslında şaşırmamıştım. Yani Kaya sonuçta, herkes peşinde.

“Boşver,” diye teselli etti Melissa. “Sen onun kalbini çalıcaksın.”

AYNEN KEZO AYNEN! Ne bu böyle duygusal konuşma şimdi? Öyle bişi olma ihtimalİ var ama yok. YU NOUVV NATİNG JON SNOUVV!

Uçakta baya bi Kaya’yı stalkladık. Vakit çabucak geçti. 11’de Atatürk Havalimanı’na indik.

@AtatürkAirport w/@melisuygun

Tabik Melissa hemen check–in yaptı, hiç kaçırır mı? Sonra bavullarımızı bulduk, çıktık. Koşarak anneme ve babama sarıldım. “Çok özlemişim yaaa!” Onlarda şok içinde, benime evrime kafa atmış bulunduğum örneği inceliyorlardı.

“Hayatım, dilin tutuldu gerçekten…”

“Ov May Gad diyebilirsin anne, hihi!” Bunu söyledikten sonra bi “öleydim de demeyeydim” yaşadım. Babam donup kalmıştı, onu rahatsız etmiyim dedim.

Melissa’ya sarıldılar, öptüler. Sonra arabaya bindik; tanıdık ve bildik kokulu, hiç de lüks olmayan mahallemize vardık. İki katlı ‘home sweet home’umuz da yaqıyor haniyyy!

Geldiğimizi gören abim ve ablam aşağı geldiler; yanlarında Burki ve İro da vardı. Nasıl özlemişim! Melissa’yla tanıştılar ve hemen odama yardırdık. Konuşucak çok şey vardı. Harika annem sağolsun, kekler börekler yapmış, çay da demleyip getirdi. Bu arada çay aşqqqq.

“Mel, kızım şu haline bak, tam bir taş olmuşsun!” diye konuya girdi İro.

“Teveccühünüz, hanımefendi, hihi!” Bir öleydim de demeyeydim daha.

“Kaya seni görünce varyaa…” diyemeden susturdum İro’yu.

“Abim de seni duyarsa…”

Burki atıldı, “Şimdi siz de geldiğinize göre, yarın okul alışverişine çıkıyoruz!”

“Oyeeee!” diye  bağırdım.

“Ne alıyosunuz siz burada?” diye sordu Melissa.

İro cevapladı, “Ooo, sabahı bekle; bizim alışverişlerimiz efsanevi olur!”

Yarın bütün kirli çamaşırlarımızı dökmeye karar verdik, alışverişte. Çok yorulduğumuz için de Burki’yle İro’yu defedip zıbardık. 

KUZEN ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin