KUZEN ÇAĞI

KÇ-8

Bu benim ilk öpücüğümdü. Dudaklarının sıcaklığını hissediyordum ve dün Melissa’yla öpüştüğü gibi öpmüyordu beni. Çok daha masum ve doğaldı. Kaya’dan çok hoşlanıyordum ama kuzenimin sevgilisiyle öpüşmem ne kadar doğruydu? Yani kuzenimin görevi Kaya’nın düşüncesini değiştirmekti gerçi ama…

“Kaya,” diye yavaşça ittim onu. “Sen Melissa’nın sevgilisisin, yani kuzenimin.”

“Benden hoşlandığını biliyorum,” dedi. Kızgın görünüyordu, onu reddettiğimi mi düşünmüştü? “Yani başından beri biliyordum, dün geceden önce de.”

HAY BEN BÖYLE İŞİ YA! NOLMUŞTU DÜN GECE AQ?

“Senden hoşlanmam, kuzenimin sevgilisi olduğun gerçeğini değiştirmez,” dedim. Artık ondan hoşlandığımı inkar etmicektim, çocuk enayi değil ya! “Ve dün gece ne oldu?” diye sordum. Sesim yükselmişti, söylesin de kurtulalım be!

“Boşver dün geceyi, ayrıca Melissa’yla benim aramda hiçbir şey yok!” diye bağırdı.

Eve yaklaşık 5 saniye önce mutfaktan gelmiş ve mutfak kapısında dikilen Melissa’yı farkettik. Ben şaşkındım ama hiçbi şey söylemedim, Kaya şaşırdı, kızgınlıkla içini çekip gitti.

“Söyledin mi ona?” diye sordu Melissa.

Hakkaten En Son Babalar Duyardım. “Neyi?”

“Benim onunla asıl sevgili olma amacımı?” gözleri dolmuştu. “Çünkü daha ilk günden beri biliyordu ve onun alay konusuydun. Bense onu sevmiştim, o da beni.” Söylediklerine bakılırsa beni kırmaya çalışıyordu, reddedilmeyi kaldıramamıştı. Bu sefer susmadım.

“Sen benim hoşlandığım çocuğu çaldın!” diye bağırdım. “Bana kızmaya hakkın olduğunu mu düşünüyorsun? Ne tür bi varlık yapar bunu? Ve de ondan hoşlandığımı bile bile!” Koşarak odama çıktım. Paraya kıyıp İrem’i aradım.

-        Aloğğğğğ?

-        Nerdesin sen?

-        Nası nerdeyim be, iki saattir seni bekliyorum sahilde! Asıl sen nerdesin?

-        Nası yani? Ben seni eve çağırmıştım.

-        Hemen buraya gel çok önemli.

Üstüme pantolon ve tişört geçirip evden çıktım. Yani ağlanıcak halime kahkahalar atmak istiyordum.

İrem’i bulmak kolay oldu. Zaten sahilde çok kişi yoktu, herkes plajdaydı.

“Noldu?” diye sordum.

Hemen anlatmaya başladı. “Bak şimdi, ben sana geliyordum, yolda Kaya beni durdurdu. Sahile gitmemi, senin geliceni söyledi. Bende gittim. Asıl sana noldu?”

VAY PİÇ KAYA!

“Ben seni beklerken Kaya geldi. Dün geceyi hatırlayıp hatırlamadığımı sordu,” diye anlatmaya başladım. “Hakkaten noldu dün gece?”

İrem gülmeye başladı, ben de güldüm. “Neler olmadı ki kızım!” dedi. “Sen kafayı bulup değişik hareketler yapmaya başladın. Kaya da kafayı bulmuştu, ama senin kadar değil. Sen soyunmaya çalışınca seni odana kadar taşıdı. Bunlar olurken Ozan, Burak ve Melissa sızmıştı tabi. O seni odana çıkarttığında, ben de arkasından geldim; tabi beni farketmemişti. Seni yatağa yatırdığında sen ona ilan–ı aşk ediyordun!” Durup kahkaha attı. “Daha sonra nolduğunu tahmin et!”

Aklıma Melissa’nın söyledikleri geldi.  “Kaya beni öptü! Bende ona kuzenimin sevgilisi olduğunu söyledim. O da kızdı, Melissa'yla aramda hiçbi şey yok dedi. Melissa da bunu duydu! Kaya gidince Melissa bana Kaya’ya aşık olduğunu söyledi,” dedim. Gülümsemesi silindi.

“Ama,” dedi. “Ben başka şeyler duydum dün gece. Kaya sana anlatıyodu, Melissa ilk gün, biz plajdayken onun yanına gittiğinde söylemiş senin ondan hoşlandığını, seni kıskandırmaya çalışıyolarmış falan.”

“Eee, Kaya böyle dediyse Melissa neyin kafasında?”

 -----------------------------------------------------------------------------------------------

KAYA’DAN

Direk Ozanların evine gittim, kafam çok karışıktı. Kapıyı hizmetçileri açtı, “Ozan Bey odasında Kaya Bey,” dedi. Odaya çıkarkan “Seçkin! Ben geldim,” diye nara attım, varlığımı belli etmek için.

Bu kocaman evde kaybolmamak için yavaşladım, Ozan’ın odasından çıkıp beni karşılamasını bekliyordum. Yavaşça kapı açıldı, Ozan’ın kahverengi dağınık saçlarını gördüm ve bağırdım, “Nerde kaldın be olum!”

Elini ağzına götürüp sus işareti yaptı, hemen odasına geçtik. “Peder evde, rahat dur!” diye açıklama yaptı. Yazın marijuana içerken Ahmet Seçkin, Ozan’ın babası, tarafından görülmüştük. O zamandan beri benden pek haz etmiyordu.

“Olum dün gece nereye kayboldunuz?” diye tepkimi koydum. “Melissa, Burak ve sen sızmıştınız, bi yukarı çıktım, döndüğümde yoktun.”

“Ya şu kız var ya İrem midir nedir, beni eve yolladı. Olum iyi eğlendik ama dün ya!” diye sırıttı.

“Ne eğlenmesi amına koyim! Ben kafayı bulup kıza her şeyi anlattım!” diye çıkıştım. Gözleri büyüyünce devam ettim. “Dün Melis salak salak hareketler yapmaya çalışınca ben de bunu odasına çıkarttım, tabi sen o zamanlar sızmıştın.”

Bir anda sırıtmaya başladı. “O kadarını da hatırlıyoruz be Yaşaroğlu, kız soyunmaya çalıştı; unutulur mu? Sende az çakal değilsin yavşak piç!”

“Doğru konuş!” diye çıkıştım. “Ben kızı odasına götürdüm sadece, kızı yatırırken bana ilan–ı aşk etti kız! Benimde kafam iyidi, kumsaldaki ilk günden başladım anlatmaya. Bunun kuzeninin yanımıza geldiğini ve her şeyi onu kıskandırmak için yaptığımı söyledim.”

Suratıma baktı, “Olum hoşlanıyon mu sen bu kızdan?”

İtiraf etmesi zor, daha neyi edemiceksem. Kızı öpmüştüm be daha nası olsun!

“Bilmiyorum,” dedim. “Ama sabah gittim evine, akşamki hiçbi şeyi hatırlamıyodu. Ve kızı öptüm olum! Kız kuzeninin sevgilisi olduğumu falan söyledi. Bende kızdım, Melissa’yla aramda bişey olmadığını söyledim. Ve Melissa bunu duydu.”

Ozan şüpheyle suratıma baktı. “Yani? Anlayamadım?”

İçimi çekince surat ifadesi kaydı. “Olum sen şimdi bu iki kızı da… Yani?”

“Bilmiyorum olum bilmiyorum.” Ümitsizlikten geberiyodum. “Melissa, benim tipimde bi kız. Seksi, umursamaz, yavşak.  Melis… Bilmiyorum yaa. Kızın geçen seneki halini biliyosun olum. Hep alay ederdik, dalga geçerdik. Bi hafta önce, şok olmadık mı? Herkes şok oldu. O kadar çocuksu bi güzelliği var ki. Çok masum, komik ama kesinlikle seksi değil.”

Ozan şaşırmıştı, “Mel’e aşık oluyorsun ve kendine yakıştıramıyo musun kızı?” diye sordu. “Melissa da senin tipin, onu kullanmayı mı seviyosun? Biri canım cicim, diğeri fak badi mi?” Sinirlenmeye başlamıştı. “Kaya kardeşimsin ama bunu sana söylemek zorundayım. Bu yaptığın ibnelik. Kızlarla oynarız tamam da, bu yaptığın ayrı bişey. İkisine birden sahip olamazsın, biliyorsun dimi?”

“Birini seçmek zorundasın!”