KÇ-11

2K 67 11
                                    

(EDİZ MEDYADA)

Suratım kıpkırmızı kesilmişti ve dilim tutulmuştu. Çocuğa boş boş bakmaya başladım. Ve büyük ihtimalle rahatsız oldu.

“Ha, ismini Ece’den öğrendim,” diye açıklama yaptı. “Bir sıkıntın mı var?”

Kaya ve Melissa’yla ilgili herşeyi Ediz’e anlatmayı düşünüyordum ki, İrem’le Burak heyecanla sınıfa girdiler. İrem Ediz’i süzdü. “Yalnız konuşabilir miyiz?”

“Aa, çok pardon,” dedi Ediz. Kalkıyordu ki onu durdurdum. “Gerek yok, Ediz de dinleyebilir,” dedim.

İrem’le Burak önce birbirleriyle, sonra benimle bakıştılar. “Ben İrem, bu da Burak,” diye başladı İrem.

“Ben de Ediz, nakil geldim.”

“Memnun olduk,” dedi İrem ve konuya girdi. “Kaya’nın senin hakkında söylediklerini biliyo musun?”

Başımı salladım. Bizim toplaştığımızı gören Ece  yanımıza geldi ve Ediz’e açıklama yapmaya başladı.

“Kaya şu sarışın çocuk, Ozan da kahve saçlı olan. Bunlar kardeş gibilerdir.” Telefonunu çıkardı onların fotoğraflarını gösterdi. Ece’nin telefonunda onların fotoğrafları mı vardı?

Ece devam etti. “Kaya bütün okula Melis’in ona ilan–ı aşk ettiğini, kendisinin de onu reddettiğini söylemiş.”

“Ama böyle bişey yok,” diye atıldım. Gelecekte sevgilim olma kapasitesi taşıyan Ediz’i saçma salak bilgilendiremezdim. “Hatta tam tersi, o yaptı.”

Ediz’in anlamamış bakışlarını gören İrem, baştan anlatmaya girişti. “Aslında Mel bu çocuktan hoşlanıyodu ama Mel’in Fransa’dan gelen kuzeniyle Kaya çıkmaya başladılar. Tabiki bu Mel’e koydu. Sonra bu çocuk Mel’in abisinin ve yengesinin önünde Mel’e ilan–ı aşk etti, ben de ordaydım. Mel’de onu reddedince, böyle bişey yapmış.”

Ediz o masmavi gözleriyle derin bi şekilde baktı, bu sefer anlamıştı. Burak asıl konuya döndü, “Napıcaksın?”

Ona boş boş baktım. “Napabilirim ki?”

“Niçin reddettin onu?” diye sordu Ediz.

“Kesinlikle geçerli bi sebebi var!” dedi İrem. Ediz’e gıcık olmuş görünüyordu.

“Ben şahsen bi erkek olarak, bilmek isterdim,” diye devam etti Ediz. “Belki o zaman vazgeçer.”

İrem “İnş cnm yha .s.s.s” dercesine gözlerini devirdi. Ama bence Ediz haklıydı.

“Gel İro, gidelim bakalım,” dediğimde İrem şaşırdı ama bişey demedi ve beni takip etti.

Sınıftan çıktığımızda bana dirsek attı. “Niye bu çocuğu dinliyosun ki?” diye çıkıştı. “Hatta daha önemlisi, niye anlattın ki her şeyi?”

“Bilmem, ona çok kanım ısındı.” Omuz silktim.

“Bi dakkada mı?” İrem tek kaşını çok güzel bi hareketle kaldırıp bana baktı. “Bu çocukta Kaya gibi çıkarsa görüşürüz.”

“Sadece arkadaşım!” diye bağırdığımda bütün koridor inledi. Zaten adım çıktığından, insanlar beni süzmeye başladı.

KUZEN ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin