Korktugum gıbı değilmiş

254 8 0
                                    

Omzumdaki el beni gerçekten çok rahatsız ediyordu; rahatsız ettiği kadar da korkutuyor,arkama dönüp dönmemek konusunda girdiğim çıkmazda beni daha çok zor durumda bırakıyordu. Ama bir an önce korkumu yenip arkama bakmalı ve omuzumda elini hissettiğim varlıkla yüz yüze gelmeliydım. Mehmet ile göz göz geldik fakat Mehmet'in o korku dolu gözlerinden eser kalmamıştı; Mehmet'in halinden memnun bir hali vardı. Bu durum benim kuşkularımı arttırırken omzumdaki eli kısa bir süreliğine de olsa unutmama neden olmuştu. Artık bu durumdan fazlasıyla sıkılmış olduğumu hatırlayıp korkumun bir an azalmasını da bahane bilerek arkama baktım. Fakat o el, korkulacak birısıne ait değildi yani o el, Mehmet'in babasına aitti. Ama ben bunca süre Mehmet'in babasından mı korkmuştum?

Hemen ayaklanıp Kemal Bey'e
-Mehmet'in babasına- sarıldım. Hüngür hüngür ağlayan gözlerime hakim olamıyor, bir yandan ağlayan bir yandan da gülen Mehmet'e bakıyordum. Kemal Bey de bana sarıldı, sakın olmam için verdiği telkinler konusunda çok başarılı olacak ki kısa bir süre sonra sakinleşip bir taşın üstüne oturdum ve ardından Kemal Bey neler olduğunu sordu.Mehmet yine olan biteni anlatınca Kemal Bey'in yüzünde beliren korkunun anlaşılmaması imkansızdı.
-"Çocuklar neden böyle birşey yaptınız?"
-"Baba, baba biz çok üzgünüz!"
-"Mehmet,böyle konularla uğraşmaman konusunda seni uyarmış ve yaptığının hiç doğru birşey olmadığını söylemiştim."
-"Haklısın baba yapmamalıydık ama çok üzgünüz baba; affet bizi!"
-"Tamam çocuklar yarın ilk iş olarak bir hocaya gitmeliyiz şimdi teyzenin evine gidip bu gece orda kalacağız."
-"Tamam baba hadi gidelim."

Hemen Mehmet'in teyzesinın evine doğru yola koyulduk. Her adımızı dikkatli atıyor ve o olayların bir daha başımıza gelmesinden korkuyorduk. Yaklaşık yarım saat sonra eve gelmiştik; zile basıp kapının açılmasını bekliyorduk. Açılmayan kapı bizim sinirimizi arttırıyordu. 5 dakika kadar bekledikten sonra kapı açılmadığı için tek çaremizın eve dönmek olduğunu bilerek tekrar yola çıktık. Yorucu bir yürüyüşün sonunda eve varmış ve uyumak üzere yataklarımıza yönelmiştik. Fakat her zamankinden farklı olarak Kemal Bey De bizımle aynı odada uyuyacaktı. Bunun verdiği cesaret ve mutlulukla hemen uykuya dalmışım. Rüya görmekten sıkılmış bir halde de olsa rüya görmüştüm; bundan daha kötü olarak ise rüyamda Mehmet'i görmüştüm. Rüyamda okulda ve dersteydık. Dersimiz matematik fakat dersin hocası tanımadığım biriydi. Mehmet söz hakkı alıp dersımızın Dışında birşeyler söylemeye başlamıştı. Cinlerden bahsediyordu; cinlerin aramızda yaşadığını, onlara gücümüzun yetmeyeceğini söylüyordu. Sonra bir anda kapıdan içeri insan görünümlü ama insan olmayan değişik bir varlık girdi. Hocayı köşeye sıkıştırıp boğazını sıkmaya çalıştı. Hoca nefes alamıyordu bu yüzden mosmor olmuştu ki yere yığıldı. O anda Mehmet'e doğru koşup cebinden çıkarttığı bıçakla Mehmet'i bıçaklamaya başladı. Herkes çok şaşırmıştı, o kadar şaşırmıştı ki hiç kimse en ufak bir tepki dahi vermemişti. Fakat bir anormallik vardı. Mehmet ölmüyordu ve bize saldırmaya başlamıştı. O an uyandım. İlk iş olarak Mehmet'e baktım. Fakat Mehmet rüyamda gördüğüm bıçağa benzer bir bıçakla babasının yatağının üzerine çıkmış ve bıçağı babasının boynuna değdiriyordu...

Korkunç Günlerim _ CİNLERİN GAZABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin