düşünmek

776 125 101
                                    

Küçük birer toz bulutunun ardındaki garip pırıltı. Adamın gözleri önündeydi...

Pencerenin pervazına oturmuş, elindeki sıcacık içeceğinden iç ısıtan yudumlarını alırken, büyüyen bir pırıltıydı bu. Usul usul izledi, büyülenirmişçesine.

Pırıltı yaklaştı.

Pırıltı daha çok yaklaşırken, dalgalanan bir şeyler bırakmaya başladı gerisinde.

Gri gözleri şenleniyor ve kulakları hayatında duyduğu en güzel melodilerle doluyordu adamın.

Bu, çok güzeldi. Bu, öyle güzel bir manzaraydı ki onun için... öncesinde hiç görmediği, var oluşunun mümkünatına inanamayacağı türden.

İçeceğinin şeklini aldığı, eski kabın narin ellerinden kayıp kırıldığı o an bile; çıkardığı o parçalanma sesleri bile kesememişti adamın sevgisini.

Bir kadın geldi, temizledi oraya buraya dağılan parçaları, hiç ses çıkarmadan. Adam çevirdi başını kadının hüznüne.

Çevirdi başını yine, pırıltının olduğu yere.

Ki pırıltıyı oluşturan dalgalı saçların önündeki o yüz, oracıkta sönüp gitti.

~

Ertesi gün genç adam işi başından aşkın halde önündeki kitaplara yoğunlaşmışken masasında daha önce hiç görmediği bir bölme buldu. Kilitliydi elbette. "Kahretsin.."
Üstünde garip motifler olan, eski bir çekmeceydi bu. Daha önce fark etmemiş olması mümkün değildi. Ama işte, etmemişti. Ya da kafayı yiyordu, hem, dünkü pırıltı da neyin nesiydi? Düşünmek gerekliydi, çok düşünmek. Adamın yaptığı en iyi şeydi oysaki düşünmek, beceremedi.
Beceriksizliği yetmezmişçesine kalkıp gitti.

Oysaki çekmece, silinmeye başlamıştı.

LalenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin