B-50

3K 271 110
                                    

Biyoloji dersinden çıkmış dil dersinin olacağı sınıfa dalgın bir şekilde ilerlerken kolumun kavranmasıyla irkilerek kafamı kaldırdım. Henüz kim olduğunu bile tam göremeden merdivenlere doğru sürüklendiğimde sendeledim. Neydi bu acele böyle?

"Brokolim nereye?" diye sordum şaşkınca.

Yüzüme bakmadan "Şşt, fazla vaktim yok, acele et." dedikten sonra erkekler tuvaletine girdi beni de peşinden sürükleyerek. Kabinlerin olduğu bölüme geçip kapısı açık ilk kabine girdiği gibi kapıyı arkamızdan kilitledi.

Büyük gözlerle Baekhyun'a bakıp "Yoksa," diye konuşmaya başladığımda dudaklarıyla beni durdurdu. Bedeninin bedenime uyguladığı ani baskı sırtımı duvara yaslayana kadar sendelememe sebep oldu.

Ellerimi Baekhyun'un ince beline götürürken gözlerimi çoktan kapatmış öpüşüne karşılık veriyordum. Bir ara dudaklarının nasıl bu kadar yumuşak olduğunu sormalıydım. Nasıl çatlamıyordu yahu?

Nefes nefese ayrıldığımızda Baekhyun tam gözlerime bakarak konuştu. "Tüm gün bunu hayalledim." Ardından az önce iştahla öperek hafifçe şişmelerine sebep olduğum alt dudağını sarkıttı. "Ama bir türlü vaktim olmadı."

Gülerek "Çok yaramazsın." dedikten sonra eğilip dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Daha önce defalarca bu anı hayallemiştim ama bu kadar iyi hissettireceğini asla tahmin etmemiştim. Dudaklarımı emen minik dudakları, ara sıra minik burnundan kaçan nefeslerin yüzüme çarpışı, alnımı gıdıklayan yumuşak saçları...

Kulağıma dolan zil sesiyle Baekhyun hızla ayrıldı. Gözlerimi açtığımda yüzünde endişeli bir ifade vardı. "Sınava yetişmem gerek. Sonra görüşürüz, tamam mı?" Hızlıca konuşup tekrar dudaklarıma hızlı bir öpücük bırakıp kabinden koşarak çıktı.

Bir süre elim kalbimde anlamsızca sırıttıktan sonra kabinden çıkıp muslukların olduğu bölüme ilerledim. Titreyen ellerimle musluğu açıp yüzümü yıkarken aynadan gördüğüm kişiyle göz göze geldim. Rahatsızca gözlerimi kaçırdığımda hala bana baktığının farkındaydım.

Sehun "O sen misin?" diye sorduğunda sesi kurduğu normal cümlenin aksine sertti.

"Ne?" dedim arkamı dönerek.

"Şu instagramdaki çocuk. Oceanspcy. Park Chan Yeol." dedi her kelimeye vurgu yaparak.

"Evet," dedim ama yüzüne bakmak gittikçe zorlaşıyordu. Hadi ama ya bu yüzleşmeyi sevgilimle böyle güzel bir an yaşadıktan sonra mı yaşamalıydım? Bırakın da biraz sevineyim.

Bir süre bakıştıktan sonra konuşmak için ağzımı açtığımda bana izin vermeden kendi konuştu. "Bak Baekhyun'u seviyorum. Hem de çok seviyorum." Evet, biliyordum. "Ve onu az önce koridorda koştururken gördüm. Sınavı olduğunu söyledi. Ama söylesene kim sınava yetişmeye çalışırken sırıtır ki?"

Kaşlarımı çatarak "Cidden?" dedim dehşete düşmüş bir ses tonuyla.

"O mutlu. Seninle takılmaya başladığından beri çok mutlu. Az önce de onunlaydın değil mi? Onu sürekli gülerken görmek gerçekten çok güzel. Düşündüm ki eğer onu böylesine mutlu edebiliyorsan seninle iyi anlaşabiliriz."

"Cidden mi?" dedim gözlerimi büyüterek. Bu sefer az öncekinin aksine gerçekten şaşkındım. Bunu cidden beklemiyordum.

"Elbette," dedi gülümseyerek ve birkaç adım attı. "Fakat," diye başladığında bu sefer yeniden ciddileşmişti. "Belki farkında değilsin ama onu kendine bağlıyorsun. Belli etmese bile çok duygusaldır. Seni sevdiği bariz belli ama bağlanması sıkıntı. Eğer onu terk edersen normalde olacağından çok ama çok daha fazla kırılır. Eğer onu yarı yolda bırakır da üzersen..."

"Beni döver misin?" diyerek kestim sözünü. Baekhyun'u bu şekilde koruması çok güzeldi ve hoşuma gitmemiş de değildi ama ben erkektim! Salgıladığım testosteron hormonları atağa geçmişti.

"Hayır," dedi Sehun. "Duygusal falan olabilir ama öyle bir şey yaparsan ne bana ne de başkasına gerek kalmaz, bizzat kendi sıçar senin ağzına."

"Vay be," dedim gözlerimi büyüterek. "Bu havalıydı."

"Değil mi?" dedikten sonra birlikte gülmeye başladık. Derslerimize girmek için tuvaletten çıkmış ilerlerken bana döndü. "Sadece, onu üzme olur mu? Öyle herkese bağlanmaz Baekhyun. Sende bir şey görmüş belli ki. Onu hayal kırıklığına uğratma."

Tek kolumu omzuna atıp konuştum. "Güven bana dostum. Onu üzmeyeceğim."

Zamanında bu çocuk yüzünden çok üzülmüş, defalarca kez ağlamıştım ama şu an aramızın iyi olabileceği düşüncesi saçma bir mutluluk duymama sebep olmuştu. Baekhyun'un eski sevgilisiydi ama birbirlerine hiç aşık olmamışlardı, bunu biliyordum. Eskiden bu tür şeyler çok saçma gelirdi ama Byun Baekhyun ile tanıştığımdan beri neredeyse tüm ön yargılarım değişmişti zaten. Baekhyun Sehun'u sadece sevindirmek için onunla çıkmıştı. Onu seviyordu ve sevmeye de devam ediyordu ama bu benim için sıkıntı değildi. Çünkü Baekhyun'a göre beni daha fazla seviyordu ve bana göre ise bana aşıktı.

Ve ben bana aşık olan adamın değer verdiği kişilerle aramın iyi olmasını istiyordum. Geçmişleri pek de önemli değildi.













Fark ettim de bu hikayenin hiçbir bölümünün bir manası yok. O yüzden kafama göre yazıyorum işte. Canım öpüştürmek istedi sadece kccmdlfövl Bir de zavallı Baekkie dünden beri bunu hayalliyordu, bana da gerçekleştirmek düşer 😏

Neyse onu bunu boş verin de ben şey diyeceğim: YA SİZİ YERİM Kİİİİ!!! TAM BEŞ KAAAA OKUNMA VE İKİ KAAA OY OLMUŞ CANIM BİRİCİK HİKAYEM!!!!!

Şu an sizi ısırarak sevmek istiyorum 😙💖💖💖

broccoli [bbh+pcy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin