Yurt dışındayım ve saat farkı kafamı allak bullak etti. Dün bölüm atacaktım sonra dank etti orada saatin bayağı geç olduğu o yüzden bugüne sarktı. Neyse bunu da neden yazdıysam... iyi okumalar muah 😙
Derin bir nefes alıp yumruklarımı sıktım. Ellerim deli gibi titriyordu ve benim şu an imza atmam gerekiyordu. Kağıda zar zor imzamı attıktan sonra hızla kalemi masaya bırakıp kağıdı da müdüre uzattım.
"Önceden bilgilendirdiğimiz gibi gidiş masrafını biz karşılıyoruz. Dilersen orada size temin edilen yurtlarda kalırsın dilersen de ev tutarsın, gerisi senin ve ailenin vereceği karar." Kafamı sallayarak onayladım. "Tebrik ederim, bir ay sonra bilet detaylarını mesaj olarak alacaksın."
Teşekkür ettikten sonra hızla kendimi dışarı attım. Cidden bu delice bir karardı. Henüz akedemik bir kariyer planlamamıştım fakat asla böyle bir şey yapacağımı düşünmezdim. Tanrım, resmen Amerika'ya gidecektim!
Duyduğum adım sesiyle arkamı döndüm ve bana doğru koşan Baekhyun'u gördüm. Hızla üstüme atlayıp kollarını boynuma dolarken bacaklarını belime sarmıştı. Ellerimle kalçalarından yakaladığımda kafasını gömdüğü boynumda ıslaklık hissetmiştim. "Çok mutluyum Chanyeol."
"Brokolim? Ağlıyor musun sen?" Yüzünü görmek için çabalasam da koala gibi bedenime yapışmış ayrılmıyordu. "Biraz daha böyle kalırsak birine yakalanacağız. Farkındaysan hala okuldayız." dediğimde bacaklarını çözüp yere atladı.
"Chanyeol, sen de istiyorsun değil mi? Benim yüzümden yapmadın, kendin istediğin için yaptın değil mi?" diye sorarken tam bir köpek yavrusuna benziyordu.
"Baekhyun elbette istediğim için geliyorum. Benim minik brokolim hayalini gerçekleştirirken ben de orada eğitim alacağım. Bu karar nasıl kötü olabilir? Büyük bir fırsat bu." Cidden öyleydi. Çok büyük bir üniversitede biyoteknoloji alanında eğitim alacaktım. Bu sırsat hayatımda sadece bir kere ayağıma gelirdi ve eğer Baekhyun olmasaydı kabul edemezdim, buna pek de cesaretim yoktu doğrusu.
Baekhyun nemli gözlerini kurularken kıkırdadı. "Şimdi sen deli bilim adamı mı olacaksın?"
Gülerken eğilip minik burnunu sıktım. "Diyene bak. Gidip uzaylılarla konuşacaksın sen de."
Biz kıkırdayarak bahçeye çıkarken aniden üstümüze atlayan kişiyle üçümüz de kendimizi çimenlerde bulduk. Biz hala ne olduğunu anlamazken Jongdae ikimizin de üstüne çıkıp boğarcasına sarıldı. "Siz gidiyor musunuz ya? Şunlara bakın! Büyümüşler de Amerika'lara gidiyorlar!"
"Jongdae bağırmayı kes, kulak zarım patladı ya." Baekhyun Jongdae'yi üzerinden iterken söylendi.
"Sus ya, çok özleyeceğim seni. Pis dev seni de!" Biz sarmaş dolaş sarılırken Jongin koşarak geldi. "Hayatım, beni de özlesene!"
Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Köpeğe bak biz burada gidiyoruz sen hala ne peşindesin."
Jongin kendini pat diye çimenlere bırakırken sımsıkı sarıldı bana. Az önceki şapşaldan aniden duygusal moda geçmesi afallatmıştı biraz. Bir şey söylemeden sıkıca sarıldı bir süre. Jongdae'nin yalancı öksürükleriyle ayrıldığında hala gözlerime bakıyordu. Elini uzatıp saçlarımı karıştırdı. "Özleyeceğim seni."
Hızla ayağa kalkıp bağırdım. "Kesin şunu ya, ağlayacağım şimdi!"
Diğerleri de ayağa kalkarken Baekhyun konuştu. "Madem gidiyoruz siz ikiniz bize bir şeyler ısmarlayın."
Jongin "Tavuk!" diye bağırırken Jongdae "Kahve!" diye bağırmıştı.
"Brokoli ısmarlayın." diye önerdim.
"Ben çikolatalı pasta istiyorum." dedi Baekhyun.
"Bubble tae! Bubble tae ısmarlayın!" Gelen sese döndüğümde Sehun ve Kyungsoo'yu gördüm.
"AVM'ye gidelim ve herkes istediğini alsın işte." dedi Kyungsoo. Hepimiz onu onaylarken sürü halinde okuldan çıkıp AVM'ye doğru ilerleme başladık.
Ayırır mıyım ben bunları ya? H A Y I R !
Ha bir de: Finale son 2...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broccoli [bbh+pcy]
FanfictionBaekhyun ve gizemli PCY'nin Instagram DM konuşmaları ve Instragram paylaşımları. [Felsefe dersindeyken canımın brokoli çekmesi üzerine yazdığım can sınıntısı eserim. Tamamen can sıkıntısı ve Chanbaek içerir. Baekyeol da içerir. İçinde Chanyeol ve B...