"Chanyeol ölecek bu, ölmesin!" Baekhyun bir yandan sızlanırken bir yandan da tişörtümü sıkıca kavrayıp kafasını omzuma gömdü.
"Bence ölsün. Bu salaklıkla çok bile yaşamış." Aslında ben de biraz üzülmüştüm zavallı karaktere ama Baekhyun'u sinirlendirmek daha cazipti şu an.
Beklediğim gibi Baekhyun kafasını kaldırıp çatık kaşlarıyla bana baktı. Cidden korkunç göründüğünü mü sanıyordu şu an? Çünkü aşırı sevimli duruyordu kırışan minik burnu ve çatılmış şekilli kaşlarıyla. "Ne kadar pis- oha ne?" Öleceğini düşündüğümüz karakter bırakın ölmeyi etraftaki insanları kesmeye başladığında Baek bana kızmayı bırakmış filme odaklanmıştı.
Dayanamayıp "İğrenç!" diye bir tepki verdiğimde kırkırdamış ama bir şey dememişti. Gerçekten adamların iç organlarının parçalanışını mı izleyecektik yani? Neden bu kadar detaylı çekmişlerdi ki?
Uzun süren iğrenç dövüş sahnesi başrolün karnınından girip sırtından çıkan kılıçla sona ermişti. Adam yere düştüğünde aynı anda Baek'de tekrar kafasını omzuma gömmüştü. "Ölüyor amaa,"
Şaşkınca kafamı eğip ona baktım. Gözlerini sıkıca yummuş kafasını omzuma gömerek filmi izlemiyordu. "Sen ciddi misin ya? Sabahtan beri birbirlerini kesiyorlar ses etmiyorsun şu adam kesildi diye mi izleyemiyorsun şimdi?"
"Ama ben o karakterleri tanımıyordum." Tek gözünü açıp televizyona baktıktan sonra geri kapatıp kafasını daha çok sakladı. "Bunu sevmiştim, ölmesin."
Bir yorumda bulunmadım çünkü şu an nefesi boynumu gıdıklarken düşünmek biraz zordu. Üstelik uzandığımız koltukta bacaklarımız birbirine geçmiş durumdaydı. Ve Baekhyun kafasını omzuma saklayacağım bahanesiyle bana sarılıyordu, ben de karşılık veriyordum. Burnuma dolan kokusu derin bir nefes almama sebep olmuştu. Bu kokuyu ömür boyu solumayı diledim o an.
Baekhyun kafasını kaldırıp bana baktığında göz göze geldik çünkü ben zaten filmi izlemeyi çoktan bırakmış onu izliyordum. "Neden bana bakıyorsun ki? Hani ölmesini istiyordun? İzle de mutlu ol."
Gözlerim konuşurken hafif dışarı sarkan minik dudaklara kaydığında farkında olmadan fısıldadım. "Çok güzelsin."
Sanki bunu bekliyormuş gibi hızla bedenini bana çevirerek kucağıma çıkıp dudaklarıma yapıştığında ben de belini kavrayıp minik dudakları emmeye başladım. Şu sıralar o kadar doyumsuz olmuştum ki, ayrılır ayrılmaz yeniden özlüyordum Baekhyun'un dudaklarını, bağımlısı olmuştum.
Öpüşmemiz hiç olmadığı kadar derinleştiğinde Baekhyun'un kucağımda bana hafifçe sürtünmesiyle inlememe engel olamamıştım. Nefes almak için ayrıldığımızda kafasını alnıma koyup gülerek bana baktı. "Birileri zor durumda sanırım?"
O an altımdaki sertliği fark etmemle Bakehyun'un saçlarının rengine döndüm. Bu ne zaman olmuştu ya? Utançla gözlerimi kaçırıp Baekhyun'u üstümden itmeye çalıştığımda bana engel oldu. "Bırak da yardım edeyim."
Gözlerimin önünde beliren görüntüler durumumun daha da kötüleşmesine sebep olurken kekeleyerek konuşmaya çalıştım. "Sa-saçmalam-" ve sözlerimi yine dudaklarıyla kesti. Artık durmalıydı çünkü iyi değildim. Ama ironik bir şekilde ona karşılık veriyordum.
Ellerini pantolonumda hissetmemle panikleyerek ellerimi ellerine götürdüğümde alt dudağımı ısırdı ve ben geri çektim. Pantolonumun düğmesini açtıktan sonda sağ eli iç çamaşırımdan içeri girdiğinde tekrar inledim. Şimdiden deliriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broccoli [bbh+pcy]
FanfictionBaekhyun ve gizemli PCY'nin Instagram DM konuşmaları ve Instragram paylaşımları. [Felsefe dersindeyken canımın brokoli çekmesi üzerine yazdığım can sınıntısı eserim. Tamamen can sıkıntısı ve Chanbaek içerir. Baekyeol da içerir. İçinde Chanyeol ve B...