B-64 (hny)

3K 208 142
                                    

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUUUAANNN 
Bu kitabın takvimine gören bugün girdiniz 2018'e bu yüzden gidip kutlama yapabilirsiniz 
😙


Chanyeol'un odasında sırtımızı kapının yanındaki duvara yaslamış ayaklarımızı yatağa doğru uzatmış otururken şişeden bir yudum daha aldıktan sonra bağırarak geri sayıma eşlik eden Chanyeol'a katıldım. "Üç... iki... bir!"

Bilgisayardan havai fişek ve insanların sevinç çığlıkları yükselirken tek elimi kaldırıp "2018'e girdik!" diye bağırdım. Bu sırada Chanyeol'un bana yeni yıl hediyesi olarak aldığı bileklik tekrar gözüme çarpmıştı ve ben tekrar hayran kalmıştım. Chanyeol'da elini uzatıp çaktığında birlikte kahkaha atmaya başlamıştık.

Bir süre sonra bilgisayardan yükselen sesle aynı anda durduk ve birbirimize baktık. Ardından sözleşmiş gibi aynı anda şarkıya eşlik etmeye başladık. "I'll search the Universeeeee, neol dashi chajeul ttaekkajiii," benim ince sesim ve Chanyeol'un kalın sesi uyum içinde yükselirken bilgisayardan gelen sesle birlikte ben de yüksek notaya çıktım. Başta gayet iyi ilerlerken sesimin çatlamasıyla ortamın içine etmiştim ve yine kendimizden geçmiş bir şekilde kahkaha atmaya başlamıştık.

Bir süre sonra sakinleştiğimizde bilgisayara doğru sürünerek ilerledim. "Sırada hangi ülke var?"

Chanyeol "Google amcaya sor." diye karşılık verirken bitmiş şişesini unutsuzca kafasına dikmekle meşguldü. Ben yeni bir canlı yayın açtığımda "Hadi bu sefer öpüşerek girelim yeni yıla." dedi.

Tekrar yanına gidip karşısında dikildiğimde "Sen de beni öpmeye bahane arıyorsun." dedim kaşlarımı çatarak. Aslında hiç de sıkıntım yoktu bu durumla ilgili ama bilirsiniz Byun Baekhyun olmanın ilk kuralı insanları gıcık etmektir. Chanyeol hala sırtı duvara yaslı otururken bacaklarımı iki yanına atıp yüzüm ona dönük olacak şekilde kucağına oturdum ve kafamı göğsüne yaslayıp kollarımla bedenini sardım. Burası çok huzurluydu ve çok güzel kokuyordu. Alkol kokusu onun huzur dolu kokusunu bastıramıyordu. Chanyeol'da ellerini belime sardığında bir süre sessizce bu konumda kaldık.

Bu sabah eve geldiğimde Bayan Park kurabiye yapıyordu ve Chanyeol ve ben de ona yardım etmiştik. Annesi beni çok sevmişti, beceriksizliğimi görmezden gelmişti. Hatta Bay Park eve geldiğinde kurabiyelere yardım ettiğimi söyleyerek beni övmüştü bile. Aslında yaptığım tek şey Chanyeol'a un fırlatıp kahkaha atmaktı...

Yemekten sonra Chanyeol'un odasına çıkmış ve gizlice soktuğumuz içkileri içmeye başlamıştık ama biraz fazla kaçırdıktan sonra çıkardığımız gürültülerden muhtemelen anlamışlardı. Yine de ses etmemeleri çok şekerdi.

Bilgisayardan tekrar yükselen geri sayımla kafamı kaldırıp Chanyeol'a baktım. Yine aynı anda saymaya başlamıştık. İstemsizce uyumlu hareketlerimiz çok hoşuma gidiyordu. "Beeş.. döört... üç... ikiii... bii-mmm."

Kutlama sesleri arasında Chanyeol büyük bir açlıkla dudaklarımı öpüyordu. Chanyeol'un alt dudağını hızlıca ısırıp çektiğimde inlemişti. Dilini ağzıma ittiğinde ben de kendiminkiyle onunkini itmiştim. Resmen kim baskın olacak savaşı verdiğimiz ve kısmen ateşli -aslında bayağı ateşliydi- öpüşmemiz benim soluklanmak için çekilmemle son bulmuştu.

Nefes nefese tekrar eğilip kısa bir öpücük bıraktım şişmiş dudaklara. "Yeni yılın kutlu olsun sevgilim."

Biraz soluklandıktan sonra gözlerini benimkilerden çekmeden sordu. "Saat kaç?"

Elimi uzatıp yanda duran telefonu açtım. Arka planda birlikte çekildiğimiz saçma bir fotoğraf vardı, her görmemde gülümsememe engel olamıyordum. (Ben tek gözümü kırpmış ve dilimi çıkartmıştım, Chanyeol'da tek kolunu omzuma dolarken diğer eliyle de yüzünün çeyreğini kapatacak şekilde barış işareti yapmıştı.) "On ikiye çeyrek var."

O da dudaklarıma kısa bir öpücük kondurup konuştu. "Sıra sende. Nasıl girmek istersin yeni yıla?"

Düşünür gibi yapıp hımladıktan sonra oturduğum kucakta hafifçe ileri geri hareket etmeye başladım. Chanyeol bacaklarını ayırıp popomun zemine düşmesine sebep olduktan sonra omuzlarımdan tutup beni yere uzandırdı ve kendi de üstüme çıktı. "Çok yaramazsın Baekkie."

Kıkırdadım. "Baekkie yeni yıla yaramazlık yaparak girmek istiyor."

"Siz nasıl isterseniz." dedikten sonra hızla kalkıp beni de gelin tarzı kucaklayıp yatağına bıraktı. Üzerime eğilirken tekrar dudaklarımızı birleştirmiştim. Tek elini tişörtümden geçirmiş belimi okşarken diğeriyle pantolonumun düğmesini açıyordu. Ben de rahat durmayıp tek elimi pantolonunun üstünden şişkinliğine götürdüğümde inleyerek ayrıldı.

Pantolonumu indirdikten sonra "Bekle," diyerek üzerimden yatağın yanındaki çekmeceye ulaştı. Çekmeceyi kurcalarken dengesini kaybetmesiyle yataktan düşmüştü. Ben kafamı geriye atıp deli gibi gülerken o hala yerdeydi.

Biraz sonra eğilip yerde oturmuş gülüşümü izleyen deve baktım. Kolundan tutup tekrar yatağa çektiğimde üstüne oturup tişörtünü çıkardım. "Sanırım üstte ben olacağım."

Kolunu çekmeceye uzatıp bu sefer istediğini bularak kayganlaştırıcı kremi bana uzattı ve başını yastığa koyarken sırıtıyordu. "Hazırlıklıyım bu sefer."

Tekrar dudaklarına eğilip kendiminkiyle birleştirmeden önce fısıldadım. "Fazla ses yapma sevgilim. Ailen aşağıda."

Bu sefer bilgisayardan değil de dışarıdan gelen havai fişek sesleri eşliğinde birbirimize karışırken sessiz olmamıştık. 







Sınavım berrrrbat geçti eheheheh

broccoli [bbh+pcy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin