Koşuyordu. Elinden geldiğince hızlı koşuyordu. Onun için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdı. Otobüse binecek kadar bile vakit kaybetmek istemiyordu. Gözündeki yaşlar görmesini engellediği için kolunun tersiyle sildi.
Nefes nefese merdivenleri çıktı ve cebindeki anahtarı çıkardı. Heyecandan anahtarlık yere düşüp duruyordu. Sonunda kapıyı açtı ve bağırdı.
"Neredesin?!"
Chanyeol seslerin geldiği yere doğru yöneldi ve yerde kıvranan kızı gördü. Bileği...bileği kanıyordu.
"Ne yaptın sen? Ne yaptın?!"
Chanyeol kızı kucağına aldı ve evden çıkardı. Apartman sakinleri de kapıların önüne çıkmıştı. Hemen bir kadın Chanyeol ile birlikte aşağı indi ve arabasını işaret etti. Her şey saniyeler içinde olmuş gibiydi.
----------
"Beni ne kadar korkuttun biliyor musun? Bir daha böyle şeyler yapma demiştim. Sana değer veriyorum. Yapma dedim. Her saniye kendine zarar veriyorsun. Ne kadar işkence çekiyorum haberin var mı? Ellerin, dudakların, bileklerin... Yüzünü tırmalıyorsun, uykusuz durup sağlığını bozuyorsun, az yemek yediğin için ayağa kalkacak güç bulamıyorsun."
Chanyeol kızın yüzüne düşen saçları çekti. Melek gibi uyuyordu. Derin bir uykudaydı ve Chanyeol, ilk defa onu rahatça uyuyor gördüğü için mutluydu.
Kız ailesini kaybetmişti. Araba kazasıydı. O, kemer takmadığı için arabadan fırlamıştı. Ama ailesinin diğer üyeleri kemerlerini çıkartamıyordu. Kız kardeşi ona seslendi, kurtar beni dedi. Ama o ayağa kalkamıyordu. Arabadan çok uzak bir yerde onlara bakıyordu.
Ve sonra araba büyük bir gürültü ile patladı. Arabadan fırlayan parçalar kızın yüzüne geldi ve hâlâ izi olan o yaraya neden oldu. Sanki savaştan çıkmış gibi duruyordu yüzü. Her tarafı kesik. Bacaklarındaki dikiş izleri duruyordu hala..
Chanyeol kızın ufaklıktan beri arkadaşıydı. O feci kazadan sonra olay yerine ilk koşan yakını Chanyeol olmuştu. Kızı hastaneye yetiştirmiş ve saatlerce onu beklemişti.
Kız iyiydi. Sağlıklıydı. Ama psikolojik olarak çok kötüydü. Yüzündeki kazadan kalma yarayı her iyileşeceği vakit yeniden kanatıyordu. Tırnaklarını yiyiyor ve yara bandı ile dolanıyordu. Zombi gibiydi.
Daha üç gün önce Chanyeol onu banyoda yere oturmuş bir halde bulmuştu. Elinde bir makas vardı. Saçlarını kesmişti. Upuzun ve sarı saçları.. Chanyeol onu kuaföre götürmüş ve saçını düzelttirmişti. Saçı kısaydı ama gözlerine düşen ka'külleri vardı.
Chanyeol sandalyeyi hasta yatağına yaklaştırdı ve kızın elini tuttu.
"Senin her acı çekişinde daha da yok oluyorum. Senin her göz yaşında kalbimin daha da kuruduğunu hissediyorum. Sen benim için değerlisin. Yapma artık."
Kızın bileğini kendisine çevirdi ve beyaz sargının üzerinde parmaklarını gezdirdi.
Kızın ellerinin üzerine "하 지 마" (Korece : Yapma) yazıyordu. Ellerine ve bileğine zarar verdiği zaman Chanyeol kalemi alıp yazmıştı bunu. Sevimli yüz ifadeleri ve kalpler de çizmişti yanlarına. Kız her banyodan çıktıktan sonra yenilerdi yazıyı. Neden işe yaramıyordu? Ne yapabilirdi başka?
"Chanyeol?" kız gözlerini açtı. Chanyeol un kalbi göğsünü yarıp çıkacakmış gibi çarpıyordu. Onun her bakışı ona bunları yaşatıyordu.
"İyi misin?"
Kız cevap vermedi. Hayır demek istemediği için susmayı tercih etmişti.
"Bu hastaneye son gelişimiz olsun tamam mı? Taburcu olduğun zaman doktor ve hemşirelere sonsuzluk vedası yapacağız ve evimize gideceğiz. Tamam mı?"