40.bölüm*Zikir*

2.4K 278 80
                                    

41. Kere maşallah :)♡

·Bu profili #AR'a ithaf ediyorum♥

İnci

Akşam namazının ardından çaylarımızı alarak mescid odasına geçmiştik. Haftada üç kere sohbet yapıyor, kitaptan okuyorduk.
Yine ben önce gelip oturmuştum. Sohbet sırası bugün bendeydi ama elimde kitabım çayımdan bir yudum alarak bağırdım.

"Hadi ömer"
"Geldim" diyerek kapıyı açtı. Önüme oturarak sol tarafına ayaklarını çıkarttı. Ardından 25 estağfurullah çekerek gözlerini açtı.

Ettiğimiz tövbeye bile tövbe etmemiz gerekiyordu.

"Salavat çek" diyerek bekledim. Bir süre sonra kafasını sallayınca kendimde salavat çekerek açtım.

"Zikir" dedim.
"Af" dedi.

"Haydi basla bakalım" dedi ardindan, besmele ile başladım.

*Size amellerimizin en hayırlısını ve en değerlisini bildireyim mi?

Ebu derda'nın (radıyallahu anh) rivayet ettiği hadis-i Şerif'te
Rasûli Ekrem ashabına,
" size amellerimizin en hayırlısını, rabbiniz katında en değerlisini, derecenizi en çok yükseltenini, altın ve gümüşünü infak etmekten daha sevaplısını ve düşmanla karşılaşıp onları öldürmenizden veya onlarla savaşırken şehit düşmenizden daha hayırlısını haber vereyim mi?" diye sordu.
Sahabiler, " ya resulallah bu amel nedir" diye sordular.
Rasulullah(sav) " bu amel Zikrullahtir. her daim Allah'ı zikretmek tir." buyurdu.

Sen hala aynı yerde mi duruyorsun?

Resulü Ekrem sabah namazını kıldıktan sonra zevcesi Cuveyriye(rh.)'nin Mesciddeki namazgaha uğradı, onu zikirle iştigal ederken buldu. bir müddet sonra da çıkıp gitti. Nihayet kuşluk vaktinden sonra geri döndü ve onu bıraktığı yerde buldu.
O'na" Sen hala aynı yerde mi duruyorsun?" diye sordu.
Hz cüveyriye (Radıyallahu Anh):
"Evet" diye cevap verince
Resulü peygamber efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem ) Halbuki ben senden ayrıldıktan sonra 4 kelimelik bir dua 3 defa okudum. Eğer bu kelimelerden Hasıl olan sevabı senin sabahtan beri okuduklarında tartilsaydı senin okuduklarından daha ağır gelirdi.
O dua şudur;
"sübhanallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rıda nefsihi ve zinete arşihi ve midade kelimatih"

"yaratılmışları sayısınca Allah'ı hamdeder ve onu noksan sıfatlardan tenzih ederim. nefsinin rızasınca Allah'ı hamdeder ve onu eksik sıfatlardan tenzih ederim. arşının ağırlığınca Allah'i hamd eder ve onu eksiklerden tenzih ederim kelimelerinin mürekkebi kadar Allah'a hamd ederim. Onu hertürlü eksikliklerden ve noksan sıfatlardan tenzih ederim." buyurdu.

*Bir defasında Ebu Hureyre (radiyallahu anh) Fidan dikiyordu yanına Resullah Efendimiz uğradı ve
" ya Ebu Hureyre Diktigin nedir?" diye sordu.
Ebu Hureyre
"kendim için bir fidan dikiyorum" dedi.
Rasuli Ekrem; "senin için Bundan daha hayırlı dikilebilecek bir Fidan göstereyim mi" diye sordu.

Ebu Hureyre; "Allah rasulü göster" dedi. Bunun üzerine Rasûlullah Allah;
" Subhanallah velhamdülillah vela ilahe illallahu vallahu ekber"

"Allah, bütün eksik ve noksan sıfatlardan münezzehtir. hamd ve senaların tamamı da ona mahsustur. Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur, Allah en büyüktür." buyurdu ve ekledi: 

"her bir kelimeye karşılık cennette senin için bir ağaç dikilir."

* Müslümanlardan fakir bir grup resullaha gelerek:
"Ya Rasulallah zenginler yüksek dereceleri ve devamlı nimetleri alıp gittiler" dediler.
Resuli Ekrem:
"O nedir?" diye sordu. Onlar, "Zenginler de bizim kıldığımız gibi namaz kılıyor bizim tuttuğumuz gibi Oruç tutuyorlar fakat onlar sadaka veriyor, Biz veremiyoruz" bunun üzerine Rasuli Kibriya:
" Ben size bir şey öğreteyim mi Onunla sizi geçenlere yetişir; sizden sonrakileri de geçersiniz. hem onu yapmakla hiç kimse sizden daha faziletli olamaz. Meğer ki sizin yaptığınız gibi yapmış olsun?" diye sordu. Onlar,
"Evet ya resulallah" dediler.
Peygamber Efendimiz:
" her namazdan sonra 33 Sübhanallah 33 elhamdülillah ve 33 defa Allahu ekber Deyiniz!" buyurdu.
fakirler sevinerek döndüler, fakat kısa bir zaman sonra bu haber zenginlere de ulaştı, onlar da yapmaya başladılar. bunun üzerine fakirler tekrar Resullah'a geldiler ve "Ey Allah resulü zengin kardeşlerimiz bunu yaptığımızı isittiler ve Onlarda aynısını yapmaya başladilar." dediler.
Resul Ekrem şöyle buyurdu:
"Bu Allah'ın fazlıdır onu dileğine verir."

"Sadakallahula azim"
"Kitabin adi neydi?"
"Ashab soruyor Rasulullah cevaplıyor. Siraceddin ünlüer abimizin"

"Çok güzel" dediğinde tebessüm ederek cayımdan son yudumu aldım.

"Çayını tazeliyorum" dedim sorarcasina
"tamam içeriye geçiyorum" dediğinde odadan çıktım. Çayları doldurarak oturma odasına ilerledim. Yanına oturdugumda sohbet etmeye başladık.Çaylar bittiğinde mutfaga koyarak geri geldim.
"Yarın son gün" dediğimde
"Ilk günü hatırlıyorum" dedi.
"Ya ne hissettin beni öğrencin olarak görünce" dedim.
Düşünür gibi yaptı sonra yan yan bakarak konuştu.
"Çok kızgındım daha doğrusu kırgındim. Senden kaçarken sana yakalanmıştım. Ve bu beni deli etmişti."
Suratimi üzgün işareti haline getirerek bakındım.
"Ama bana benden ayrılacağını söylemiştin o gün var ya öldüm ben" dedi.
"Sen birde bana sor kolay miydi?  Kalbim haykırırken seni sevdiğini senden ayrılacağım demek" gözümde yaşlar dolmuştu. Yanağımı ıslatırken devam ettim.
"Hepsi o-" dediğimde beni susturdu.
Gözyaşlarımı silerek beni bacağına yatırdı.
Ardından tulbentimi açarak saçlarımı özgür bıraktı. Saçlarımı okşayarak konuştu.
"Bahsetme, anlatmayalim ne olmuş ne bitmiş bak sen benimsin ben senin"

"Biz kavuştuk ya-" dedi. Alınma öpücük koyarak devam etti.

"Zor oldu lakin güzel oldu.
Zaten zahmet olmadan rahmet olmazdı" ben sadece gözlerim ile onaylıyor bir andan onu dinliyordum benimle güzel güzel konusuyor bütün sıkıntılarımı unutturuyordu. Saçımı okşarken iyice mayismıştım. Uyumaya  bıraktım kendimi.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama telefonuma gelen mesajlar ile yerimden doğruldum.
Saate baktığımda 3'tü. Ne çok uyumustum bu aralar yine halsizlik başlamıştı. Ömer' e seslenerek bir yandan da saçımı topladım.

"Hayatım namazını kılmadın değil mi?"
"Kıldım"
"Ne zaman"
"O zaman kıldım ya"
"Ne namazını kıldın peki"
"Sabah namazını "
"Ömer yatsıyı kılcaz ne sabahı kalk hadi " dedim.
"Tamam ya"
"Bak kalkmazsın su dökerim"
"Dök bak noluyor" dedi tek gözünü açarak

"Bak bir-iki-üç"
"Bak one-two-three"
"Bak vahid-isneyn-selese"

"Hatun başka ne kaldı geriye o dilleri de say"
"Bilseydim sayardım kocacim" devam ederek konuştum.
"Hem ne demiş hz.Ali (rh) bir harf öğretenin bin yıl kölesi olurum"

"İnci uykum var güzelim" dedi ve ekledi.
"Gercekten anlamıyorum"
"Tamam be tamam" diyerek gittim.
Abdestli almış bir vaziyette bekliyordum bir süre sonra pasazade geldi. Namazlarımızın ardından teheccüh namazı da kılarak oturmuştum. Imsaga çok olduğunu görünce hemen ayağa kalktım. Başımın dönmesi ile ömer beni tutmuştu.

"Dikkat et gülüm"
"Tamam dengemi kaybettim ya ondan" dedim. Hızla yatak odasına geçtim.
Yatağa giderek kendimi hemen içine attım. Esnedigimde elimle ağzımı kapatarak sag tarafıma döndüm. Ömer gelmemişti.
"Ders çalışacaktı herhalde amannn" derken yavaş yavaş son harf uzadı uzadı ve uykuya karıştı.

...................

Bölüm sonu :)

Bol bol oy ve yorum istiyorum.
Bu oylar Ömer için gelsin♥
Muhabbetle♡

Ayet Buluşması ~HemDem~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin