Balodan 1 ay sonrası
.....................................................................................
Swana güneşin tenini ısıtmasıyla uyandı. Odası doğu tarafındaydı, güneşin ilk ışıkları onun odasından girip ilk önce onun odasından çekiliyordu. Bu onu her zaman mutlu ediyordu. Gözlerini açtı, sıcak yatağından kalkmak istemezdi aslında, fakat bugün özel bir gündü.
Bugün onun doğum günüydü.
Heyecanını bastıramıyordu. Kendi kendine ufak bir kahkaha patlattı. Bugün 18 yaşına basıyordu. Bu demek oluyor ki evlenme yaşındaydı. Evlenmek istiyor muydu bilmiyordu. Eğer bir gün evlenecekse istediği tek kişi geçen ay baloda aklını başından alan Nicholas'tı. Balodan sonraki geceler sürekli onu düşünmüş, onu bir sonraki göreceği anın hayalini kurmuştu. Fakat çok üzücü ki, ne hayallerindeki gibi onu görebildi ne de ondan haber alabildi. sadece dükün babasının rahatsızlandığını öğrenmişti. Babası orada kalmıştı son haftalarda. Son duyduğuna göre ise Lord Morris'in daha da ağırlaşmıştı. Durumu kötüye gidiyordu. İkizlerin annesi ise onların doğumunda ölmüştü. Küçükken başlarına gelen üvey anneleri de iki sene önce vefat etmişti. Durum çok acıklıydı. İkizler evlerine geleli henüz 2 ay olmuştu şimdi de babalarını kaybediyorlardı.
Swana duruma üzülüyor ama aklını Nick'ten alamıyordu. Onun gülümseyişi, inci gibi olan dişleri ve o güzel buz mavisi gözleri.... Silkelendi. İyileşmesi için Lord Morris'e dua etti. Daha sonra ''umarım bu akşam onu görürüm ''diye iç çekti güzel prenses.
Jarvis odasının kapısını çaldı;
-'' Efendim Kral sizi çağırıyor.''
-'' Banyodan sonra geleceğimi iletebilirsin Jarvis ''
-''Efendim kral derhal gelmeniz gerektiğini söyledi ''
-'' Sabahlığımla inmem doğru olmaz üstümü giymem için bir zamana ihtiyacım var Jarvis.''
-''Pekala hanımım.''
Anlam veremiyordu ama bir şeylerin olduğundan emindi. Bu her ne olursa olsun şuan mutlu olmasına engel olamazdı. Saçlarını taradı daha sonra normal bir güne kıyasla kızıl buklelerini bu sefer örerek arkada birleştirmişti. Yüzüne yakıştığından emin bir şekilde arkasını dönerek bugün giymesi için hazırlanmış olan pudra pembesi A kesim elbisesini giydi. Annesinin ona bir gezi sırasında almış olduğu inci bilekliğini koluna geçirdi. Birkaç mücevher daha taktıktan sonra inmeye hazırdı. Kapısını açıp bir adım attı. Jarvis kapıda onu bekliyordu, rahatsız etmemişti. Jarvis ona gülümsedi;
-'' Efendim her zaman ki gibi göz kamaştırıyorsunuz. ''
-'' Teşekkür ederim Jarvis.'' Dedi gülümseyerek.
Merdivenlerden indikçe, herkesin yüzünün asık olması Swana'yı düşündürüyordu. Önce şöminenin başında babasını daha sonrada altın işlemeli, el yapımı koltuklar da otururken annesini gördü. İkisi de sessizce duruyorlardı. Anlamsız bir sessizlik hakimdi. Swana sakince kapıya vurup içeriye adım attı. Hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kral ve kraliçe ona döndü;
-''Swana çok üzgünüm, bugün ki doğum günü hazırlıklarını iptal etmeliyiz.'' Dedi kral. Swana hala anlayamıyordu neler olduğunu, şaşkınlıktan durmuş onlara bakıyordu.
-'' Kötü bir şey mi oldu ? Anlayamıyorum... Neler olduğunu anlatır mısınız bana ? ''
-''Swana... Lord Morris... '' dedi kraliçe ve devam ettirdi kral;
-''Lord Morris, gece çok rahatsızlanmış. Durumu bildirmek için haber yollayacakları sırada bu sabah yatağında ölü bulmuşlar. Yaşlı bir adamdı onun bu şekilde ölmesi bizim için acı bir kayıp oldu. Biliyorsun ailelerimiz yıllarca birbirine yakınlardı. Böyle saygın bir adamın ölüm haberinden sonra akşam doğum günü partisi yapamayacağız. Umarım bizi anlayışla karşılarsın.''
-'' Aman tanrım tabi ki.. Ben.. Ben çok üzüldüm babacığım. İnanamıyorum bu olanlara. Doğum günü o kadar da önemli değil. Peki ikizler? Onlara ne olacak ? Ne yapmayı planlıyorsunuz ?''
-'' Bizim için önemli bir mevki boşaldı fakat oğlu burada. O da geleli 2 ay oluyor. Uzun zamandır da burada yoktu. Yıllar ilerledikçe düzen değişiyor, geçen ay baloda şehir hakkında konuştuğumuzda kendi topraklarından bir haber olduğunu anlamıştım. Şimdi babası yok ve tüm yetki onda olmalı, bir dük olmanın zor yanları da vardır. Burada kalıp ikisine de bunlarla ilgi birkaç şeyi anlatmalıyım. Babaları benim için önemli bir adamdı. Biliyorsunuz.''
-'' Siz nasıl uygun görürseniz babacığım.'' Dedi Swana fakat eğer yapabilseydi orada dans edip gülebilirdi. Bir ölüm haberi ancak bu kadar sevindirebilirdi onu. Aylarca hayalini kurduğu adamla aynı şatoda kalacaktı. Misafir odaları ile onun odası aynı kattaydı. Bunu düşündükçe gülümsedi. Kraliçe;
-'' Üzüleceğini düşünüyordum, gülümsüyorsun. Sanırım sende şaşkınsın biraz tatlım. Neyse benim için sen önemlisin. Sen kocaman bir kız oldun. Ailemiz seninle gurur duyuyor. Yeni yaşın güzellikler getirsin sana tatlım.'' Dedi.
Gülümseyerek kızına sarıldı kraliçe. Swana'yı diğer kızlarından ayırt etmiyordu ama o artık genç bir kadındı. Ona daha dikkatli ve şefkatli davranıyordu. Bir sene içerisinde bir dük ile evlenecekti. Bu yakındı. Evlendiği dük onunla kraliyeti devam ettirecekti. Erkek kardeşleri yoktu ve kral buna kızmıyordu çünkü yaşadığı sürece kızı kendi hayatını sürecek ancak ölüm döşeğindeyken kraliçe olacak ve eşinden daha çok sözü geçecekti. İşler böyle yürüyordu. Evlendiği adamın ailesi için ve kendi için değeri yüksek olmalıydı. Nicholas da bunun için biçilmiş kaftandı. Hem ailesinde bir önem arz ediyordu hem de çok varlıklı bir ailenin düküydü. Annesine gülümsedi ve yanağına ufak bir buse kondurdu;
-'' Teşekkür ederim anneciğim, çok üzüldüm olanlara fakat yine de size sahip olduğum için tanrıya minnetlerimi sunmalıyım. İzninizle ben odama çıkacağım, kahvaltımı odamda yaparım. ''
-'' Tabi ki tatlım, kızlara durumu anlatmanı istemiyoruz. Etkilenmelerini istemediğimiz için durumu sadece şöyle açıklayacağız: İkizler şehrin edep ve kurallarına nasıl uymaları gerektiğini öğrenmek için 1 hafta yanımızda kalacaklar. Bunu söylersek kızlar durumu sorgulamaz, biliyorsun Rose biraz ürperiyor bu konularda. Lilith ise onu korkutmaktan vazgeçmiyor.'' Dedi kraliçe, Swana ona bakıp güldü.
-'' Ah Lilith... Tam bir taşralı. Neden bilmiyorum ama ne zaman tuhaf bir durum olsa orada beliriyor aniden. Rose' da peşinden. ''
-'' Evet eğlenmeyi seviyor diyemeyeceğim onlar için, ikisi de yalnızca ders alırken sakinler yoksa tam anlamıyla ikisi de taşralı. En azından Lilith daha az.''
Kral karısı ve kızına dönüp;
-'' Hanımlar konuşmanız ve gülüşmeniz bittiyse yavaştan taziye için Morris dükünün malikanesine gitmeliyiz. Ve Swana davetli listesine mektupla akşamın iptal olduğunu ilettik, annen ve ben akşam defin işlemlerinden sonra ikizlerle döneceğiz. Kız kardeşlerinle ilgilenmelisin. '' dedi. Swana içten içe akşamki partinin aslında iptal olmadığını hissediyordu. Partiden beklediği şey buydu. Yalnızca Nicholas.. Hediyesi oydu.
Merdivenlerden ağır ve gülümseyerek çıkmaya başladı.
Akşamı dört gözle bekliyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARAY-Swana
Romance1800'lü yıllarda sarayda yaşayan üç kız kardeşten en büyük olan Swana Sullivan'in hikayesi. Entrika dolu kraliyet yaşamında başına neler geleceğini bilmeyen Swana, bu karmaşanın içinde gerçek aşkı bulabilecek mi? Yoksa gerçek aşk diye birşey yok mu...