0

803 64 36
                                    

byunbaek: Jongdae.

byunbaek: Seni özledim.

byunbaek: Jongdae, sana yemin ederim seni çok özledim.

byunbaek: Jongdae, seni kırdığımı biliyorum. Canını çok yaktığımı, iğrenç bir insan olduğumu biliyorum fakat ne olursa olsun beni bırakmayacağını söylemiştin.

byunbaek: Sözünde durmuyorsun çiçeğim.

byunbaek: Canım yanarsa, tam yanımda olacağını ve yaralarımı öperek iyileştireceğini söylemiştin.

byunbaek: Jongdae, canım çok yanıyor. Her yanımda yara var ve bu acıya dayanamıyorum.

byunbaek: Seni unutamıyorum Jongdae.

byunbaek: Yaz akşamlarını, güneş battıktan sonra gizlice evlerimizden kaçıp birer vişneli soda devirmemizi, sırtımızı acıttığı hâlde orada oturmaktan keyif aldığımız bankta kurduğumuz hayallerimizi; sarı saçlarını, şakaklarının biraz üstüne kondurulmuş dünyanın en harika küçük benlerini, kalın ve biçimli dudaklarının arasından dökülen kelimeleri, her mimiğinde sanki imkânı varmış gibi yukarı havalanan kaşlarını, üçgene benzeyen burnunu, gülümseyişini ve gülümsediğinde kırışan şakaklarını, elmacık kemiklerini ve diğer tüm küçük fakat muhteşem ayrıntılarını özledim.

byunbaek: Seni unutmak istemiyorum lâkin aldığım soluklar yetmiyor.

byunbaek: Çiçeğim, boyun girintine sakladığım ve seni biraz daha yaşayabilmem için ciğerlerime ulaşması gereken kaç soluk kalmış acaba? Çünkü o kalan soluklarım ciğerlerime bayram ettirirken başını dizlerime yatıracağım ve unutmadığım anılarımızı anlatacağım sana, sarı saçlarının arasına çiçekler takarken.

byunbaek: Söz veriyorum Jongdae, yapacağım bunları.

byunbaek: Fakat öncelikle tüm evreni arayacağım, seni yeniden bulana dek.

Chenorimo için,

—bdt.

i'll search the universe :: baekchenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin