Bu bölüm esilanse e ithafen yazılmıştır. İyi okumalar^^
×××
Gözlerimi ikinci kez araladığımda yatağımda uzandığımı fark ettim. Buraya nasıl geldiğime dair hiçbir fikrim yoktu. Doğrulup ağrıyan başımı ovdum ve polise gitmeli miyim diye düşündüm. Söyledikleri zihnimde yankılanırken bu fikirden vazgeçtim. Herhangi bir risk almak saçma olurdu. Onun yerine Derin ve Tarık'la buluşup, olan biteni anlatmaya karar verdim. Bakışlarım saati bulduğunda okul çıkış saatine az kaldığını gördüm. Hızla telefonumu bulup Derin'e bir mesaj attım.
Okul çıkış saati geldiğinde telefonum da çalmaya başlamıştı.
"Hayal? İyi misin? Bir şey mi oldu yoksa? Neredesin?"
"Derin bir sakin olur musun? Buluşalım her şeyi anlatacağım. Tarık'a haber verdin mi?" diye sorduğumda beni onayladı. Buluşacağımız yeri kararlaştırmamızın ardından telefonu kapattık. Ardından hemen hazırlanmaya başlamıştım. Yaklaşık on dakikanın sonunda evden çıkabilmiştim. Buluşacağımız kafe evime yakındı. Bu yüzden oraya ulaşmam fazla zamanımı almamıştı.Kafeden içeriye girdiğimde, köşedeki masada oturan Tarık ve Derin'i gördüm. "Selam." diyerek çektiğim sandalyeye oturdum. Tarık da aynı şekilde karşılık verirken Derin "Çabuk anlat." dedi. Arkama yaslanıp olan biteni anlattım. Büyük bir şaşkınlıkla beni dinlediler. Yaşadığı şoku ilk atlatan Tarık oldu.
"Gittiğin yer nasıl bir yerdi? Yol sesi falan geliyor muydu?" diye sorunca bir süre düşündüm. Pek ses duymamıştım. Issız bir yerde olmalıydı.
"Sessiz bir yerdi. Gittiğim yer de bir ev gibiydi. Bağlı olduğum sandalyenin karşısında bir koltuk ve masa vardı. Sırtımdan taraftadaki duvarda da televizyon asılıydı. Normal bir yerdi yani." dedim. Tarık sessiz kalırken Derin konuştu. "Acaba herkesten saklanmasının sebebi ne?"
"Bilmiyorum." diye mırıldandı Tarık."Polise gitmeli miyim?" diye sordum. Tarık başını kararlı bir şekilde hayır anlamında salladı. "Risk alma. Neler olabileceğini bilemeyiz." Tamam anlamında başımı sallayıp Derin'e baktım. Sıkıntılı olduğu zamanlarda yaptığı gibi dudaklarını kemiriyordu. Tek isteğim hayatımın bir an önce eskisi gibi olmasıydı.
×××Eve geldiğimde kendimi hemen yatağıma attım. Bugün yeterince adrenalin dolu bir gün olduğu için fazlasıyla yorulmuştum. Gözlerimi kapatır kapatmaz uykuya teslim oldum.
~RÜYA~
Soğuk bir zeminde uzandığımı hissedip yerimde doğruldum. İçerideki tek ışık, küçük pencereden süzülen güneş ışığıydı. Nerede olduğumu kavramaya çalışırken, bir yandan da gözlerimle odayı süzüyordum.Odanın ilerisinde bir beden fark edince oraya gitmeye karar verdim. Az önce benim yattığım gibi yerde uzanan bedene yaklaştıkça, içimde anlam veremediğim bir korku oluşuyordu. Nihayet bedenin yanına ulaştığımda yere çömeldim. Bedenin sahibini dürterken eş zamanlı olarak "Bakar mısınız?" diye de sordum. Hiçbir cevap alamayınca bedeni dürtmeye devam ettim. Dürtmemin etkisiyle yan uzanan beden sırtüstü dönünce dudaklarımdan kaçan çığlığa engel olamadım. Derin derin nefesler almaya başlarken gördüğüm şeyi yeni idrak ediyordum. "Uraz?" diye seslendim yerde uzanan cansız bedene. Gözleri açık, teni morarmaya yüz tutmuştu. Tişörtünün üstündeki kan kurumuştu. Ne yapacağımı bilemez halde ağlamaya başladım. Oturduğum yerden kalkacağım sırada kolumda hissettiğim soğuk ellerle olduğum yerde kaldım. Kalbim korkuyla atarken kolumu tutan Uraz'a baktım. "Senin yüzünden!" diye bağırdı duygusuz bir sesle bana. Ama o ölmüştü ki? "Her şeyin suçlusu sensin!" diye bağırdı bu sefer de. Ağlamalarım şiddetlenmişti. Hiçbir şey anlamıyordum. Ben ne yapmıştım? "Her şeyin bedelini ödeyeceksin." deyip üstüme atıldığında tek yaptığım "Hayır!" diye bağırmaktı.
~GERÇEK DÜNYA~
"Hayır!" diye bağırarak uyandığımda ter içinde kalmıştım. Gördüğüm rüyadan dolayı nefes nefeseydim. Bu ne biçim bir rüyaydı öyle? Birkaç gündür başıma hep Uraz'la ilgili şeyler geldiğinden olsa gerek bilinçaltım bana oyun oynuyordu. Çok terledğimden duş almaya karar verdim.
×××Banyodan çıktığımda annemin eve geldiğini gördüm. Babam nöbete kalmış olmalıydı. Her zamanki sıradanlıkla akşam yemeğimizi yedik. Sonrasında da ders çalışmam için odama gönderildim. Aileme göre normal aile kavramı buydu. Birbirimizle sosyal hayatımız dahi yoktu.
Ağrıyan başımı ovup çalışma masama oturdum. Bir süre gözlerimi dinlendirdikten sonra konu tekrarına başladım. Aradan birkaç dakika geçmişti ki telefonumun zil sesiyle yerimden kalktım. Arayan Derin idi. Yatağımın üstüne oturup gelen aramayı cevapladım.
"Efendim?" dediğimde telaşlı sesiyle konuşmaya başladı.
"Hayal hemen televizyonu aç."
"Ne oluyor Derin? Kötü bir şey mi oldu?"
"Hayal.." dedi titreyen sesiyle. "... Televizyonu aç lütfen. Ben yoldayım. Yanına geliyorum. Şimdi televizyonu aç. Herhangi bir haber kanalını..."Başka bir şey dememe izin vermeden telefonu kapattı. İçime dolan sıkıntıyla oturma odasına gittim. Banyodan gelen su sesi annemin duş aldığını gösteriyordu. Vakit kaybetmeden televizyonu açtım. Aceleyle bir haber kanalını açtığımda kumanda elimden düştü. Haber başlığındaki kelimeleri beynim algılamak istemiyordu.
"Hastanede Silahlı Saldırı: 1 Ölü 2 Ağır Yaralı"
Sunucu kadının sesi beynimde yankılanırken olduğum yere çöktüm. Bu hastane babamın çalıştığı hastaneydi. Derin bir nefes alıp telefonumu aldım ve babamı aramaya başladım.Uzunca çalan telefonun ardından hat düşünce iyice paniğe kapıldım. Art ardına çalan kapının ziliyle yerimden kalktım ve koşarak kapıyı açtım. Kendimi Derin'in kollarına attım. Anında boynumu saran kollarıyla biraz olsun rahatladım. Koluma girip beni oturma odasına geri götürdü. Beraber koltuğa oturup televizyonu izlemeye devam ettik. Ne düşüneceğimi, nasıl hissedeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum.
Annem banyodan çıkar çıkmaz telefonunun çalması hayra alamet değildi. Derin ile endişeli bakışlarımızla annemin konuşmasına kulak verdik. Kısa bir sessizliğin ardından annemin "Ne? Olamaz! Nasıl?" diye bağırmaya başlamasıyla onun yanına gittik. Telefon elinde yere çökmüş ağlıyordu.
O an ağzımdan çıkan tek kelimeydi. "Baba..."
°°°°°
Biliyorum kısa bir bölümdü ancak bir süredir sınavlardan vakit bulamıyorum. Amaaa yılbaşına özel uzun bir bölüm yazmayı planlıyorum;)
Sizi çok seviyorum 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUCID
FantasyHayal'in sıradan yaşantısını bozan şey, bir gün öncesinden rüyasında gördüğü ve hiç tanımadığı bir genç erkeğin iki gündür kayıp olduğunu öğrenmesidir. Tuhaf olan ise kayıp gencimiz Hayal'i çok yakından tanıyordur ve bir şekilde olayların Hayal ile...