Dönüm Noktası

1.9K 97 13
                                        

Hayat bu,nerede ne zaman ne yapacağını tahmin edemeyiz. Kiminin üstüne güneş gibi doğar,kiminin de kara bulutlar gibi çöker üstüne.
Babamın da hayatı kara bulut gibi çökmüş üstüne.Yüzü hiç ama hiç gülmemiş.Hayat acımasız davranmış.Küçük yaşta boynu bükük,kalmış. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de üstüne üstlük  üvey baba dayağı Annesi babası ölünce evlenmiş Çocukluğunu yaşayamadan geçmiş onca yıllar yetimhanede.Yetimhanede İteklenmiş kakılmış hor görülmüş. Yuvadan atılan leylek misali...

Sevgi şevkat nedir görmemiş fakat çoğu görenlerden merhametli vicdanlıdır benim babam...

Babam diye söylemiyorum.
Onunla ne kadar övünsem gururlansam azdır.
Yetimhanede büyüyerek bir başına hayata tutunmuş. Zorlukların üstesinden gelmiş,tek başına göğüs germiş, dimdik hayatta kalmış,,ona destek verecek arkasını yaslayacak kimi kimsesi kalmamış.Babaannem bir çocukla çok genç yaşta dul kalmış. Babamın babası vefat ettiğinde babam üç yaşındaymış.

Babamı 18 yaşına kadar yetimhane bakmış,büyütmüş,sahip çıkmış. Babam hem okumuş hem çalışmış.
Eskiden yetimhanede çocukları meslek edindirmek için çeşitli sınavlardan geçirip yetenekleri doğrultusunda teknik meslek bilgisi verilirmiş. Şimdiki zamanda teknik meslek liseleri gibi...
Babam kaynakçı olmuş.
Gelmiş geçmiş en iyi kaynakçılardan biridir benim babam.
Yıllarını verdi babam sonunda emekli oldu.
Şu an hala hiç durmadan çalışır. Azimli çalışkan babam...
Annem bana hamile kaldığında hep erkek evlat istemiş beni. İsmimi dahi takmışlar "İbrahim" Babamın öz babasının ismi. Babam altı yaşında iken babasını kaybediyor. Ölüm nedeni zehirlenme. Hayal meyal hatırladığını söyler babam. Canım babam ne kadar zor olsa gerek.

Evde sadece pazar günleri kalır fakat dur durak bilmez devamlı çalışır. Boş oturduğunu hiç görmedim ben babamın. Her zaman yapacak işleri mutlaka vardır.

Radyoda babam her akşam olduğu gibi haber dinliyor.Annem yemek yapıyor mutfakta.Ben ise kardeşimle ilgileniyorum.
Babam:"Ne olacak bu ülkenin hâli?"diye mırıldandı."Hay Allah! yine mi?"
Ne oluyordu ki anlamıyorum.Babam tüh vah diyordu.Yaklaşık beş yaşlarındaydım.O Akşam yemek sessiz sedasız yendi.
Bir ara Annem Babama:
"Hani bahsetmiştim ya bir arsa vardı,arkadaşlarla almayı düşündüğüm ve bir türlü fırsat olmayan işte o arsayı almak için bir fırsat çıktı,eğer sen de uygun görürsen hanım." dedi babam.
Annem: "Olur bey sen nasıl uygun görürsen."dedi annem.

Babam:"Uygun bir fiyat çekiyor adam Arkadaşlarca da uygun"
Annem:Haydi, inşallah Bey.
Bu eve de alıştık.Ev sahipleriyle de bir aile gibiyiz.Nasıl derdik? Biz çıkmayı düşünüyoruz. diye.

"Hele biraz bekle hanım iş ciddiye binsin uygun bir dille evden çıkacağımızı söyleriz." dedi.babam

Büyüklerin işini anlamak gerçekten zordu.

Neden evden çıkıyoruz ki? Oysaki ben çok seviyordum evimizi.Yaşadığımız onca şey varken nasıl bırakırım.O kadar alıştım ki bu mahalleye bu eve adeta bütünleştim.

Her sabah balkonumuzdan trenin geçişini izlerdik.
Tren geçerken kardeşimle birlikte
"Mavi tren,mavi tren"
diye sevinç çığlıkları atardık.

Annemle aşağıya inip bir sokak ötede,daha kapısına yaklaşmadan buram buram kokan
yeni fırından çıkmış sımsıcak tap taze ekmek kokusunu büyük iştah kabartan o güzelim dumanı üstünde tüten çıtır çıtır ekmekleri...

Nurhan teyze'min, girişte özenle ve sevgiyle yetiştirdiği birbirinden güzel çiçekleri... (güller,menekşeler,papatyalar,laleler)

Bir defasında seviyorum derken elimi arı sokmuştu.Acısını hiç unutamam avucumun içi sişmişti. Ne çok ağlamıştım.

Annem ve Babamı meraklı gözlerle konuşulanları video kayıt yapar gibi belleğim kaydediyordu zihnime.
Ertesi gün,Nurhan teyze bize geldi.Arada bir bize gelir kardeşimi severdi.

O gün de yine öyle oldu.
Annem içeri buyur etti,Nurhan teyzeyi. Her zaman bana gülümseyerek:
"Mantar kızım"derdi.
Çünkü o kadar beyazmışım ki bana hep böyle seslenirdi.

"Nasılsın benim mantar kızım?"
"İyiyim teyze"

Hiç vakit kaybetmeden başladılar sohbete
Ben de elimde bir bez bebek onunla oynuyorum.Şimdilerde ki satın alınan bez bebekler gibi değil.Onu bana Annem yaptı kaşını gözünü ağzını iğne iplikle işledi.elbisesini annem dikti.İçini çal çaput doldurduk birlikte.
Benim için sadece bir bez degildi bir bir bebekten öteydi.Hâlâ özenle ve itinayla saklarım.

Bir ara sıkılır gibi oldum oynamaktan annemlerin yanına doğru yürüdüm.Koyu bir sohbete salmışlar,geldiğimi fark etmediler bile.Yanlarına varıp sesizce oturdum. Nuran teyzenin oğlundan bahsediyorlardı.Fatih abinin biraz akli melekeleri yerinde değildi.Nuran teyze oğlu için çok saf,iyiyle kötüyü ayırt edemiyor diyordu.

Ortalık bir an sesizleşti. Aklıma akşam annem ve babamın konuşmaları geldi aklıma. Nasıl dolmuşum ki boşalıverdim dökülüverdi kelimeler birden bire...
Nurhan teyze,!Nurhan teyze!
Biliyor musun?
Nurhan teyze:
Efendim,güzel kızım
Annemler gidecekler, biz taşınıyoruz.

Annem gözlerimin içine göz bebeğini büyüterek kaşlarını kaldırdı.
Yapma sus der gibi .Ne zaman yaramazlık yapsam hep o bakışa maruz kalırım.

Madem taşınıyorduk bunu bilmeye hakkı vardı Nurhan teyze'nin.
Bilsin ki Annemi ikna etsin gitmeyelim evimizi bırakıp.
Bana sordular mı sen gitmek istiyor musun?diye,düşünmüş olmalıyım ki söyleme gereği hissettim.
Nurhan teyze:Hım şey öyle mi?

Aralarında bir sessizlik oldu.
Fatma kızım ne söylüyor Nuray
Doğru mu bu söylediği ne diyor Nuray dedi.

Annem: "Çocuk işte,ne dediğini bilmiyor.Yok öyle bir şey dedi annem ama o neşeli Nurhan teyze susgunlaştı

Annem:"Henüz kesin bir şey yok.Hasan ve arkadaşları ortak arsa alma işine girmişler.Daha meydanda ev yok Nurhan abla" dedi annem

Nurhan teyze,üzgün üzgün hayırlısı olsun dedi,yerinden doğruldu.
"Bana müsaade Fatma. Nuri abin birazdan gelir evde yemeğim yok.Sen de buyur gel oturmaya,haydi alasmarladık".diyerek ayrıldı.

Camın önüne oturdum.Başladım dışarıyı seyretmeye.
Gökyüzünün parlaklığı sönmüş yerine sokak lambalarına bırakmıştı. Sokakta koşuşturan Amcalar Teyzeler.Bir otarafa bir bu tarafa giden arabalar.Trenin düdük sesi,çuf çuf diye geçişi. Çöpün içinden yiyecek arayan kediler...
O kadar dalmışım ki Babamın gelişini dahi duymamışım.

Bu akşam babam pek bir neşeliydi.Yüzü gülüyordu. Hanım:"Karnım çok aç yemek ne yaptın?
"Kuru fasulye,pilav yaptım Hasan" dedi,Annem
Huzurla yemeğimize oturduk.Annem yemeği servis ederken babam lafa girdi."Hanım,arsa işi oldu. Arkadaşlarla makul bir fiyata bıraktırdık".dedi.
Babamın neşesinin nedeni anlaşıldı.
Babam:"Hanım sıra eve geldi bir de evi kondurduk mu değme keyfime",
dedi.
"Hayırlısı olsun.Hasan ne deyim.İnşallah iyi olur",dedi Annem
"Yalnız ev sahiplerine söylemek lazım bir iki aya kadar çıkacağımızı dedi,"Babam
"Merak etme kızın bize bırakmadı söyleyiverdi," dedi. Annem
Babam gülmeye başladı.Benim yüzüm kızardı."Olsun,ne yapalım söylemek kızıma nasipmiş".dedi.

Farklı çevre ve yeni bir ev...Acaba nasıl bir gelecek bekliyordu bizi?Belki de tüm hayatımızı altüst edecekti.
Ailemiz için yeni bir dönüm noktası olacaktı bu ev.

Dönüm Noktası                                        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin