Babamın Esrarengiz Eve Dönüşü

918 44 16
                                    

Sene:1982

Biliyordum hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bu ev bana ve aileme iyi gelmeyecekti. Gazi Mahallesinden hiç gelmemeliydik. Neden geldik ki ne güzel mutluyduk biz.Çok özlüyorum,
mahalleyi arkadaşlarımı...

Gelişimizle bir savaşın içine düştük. Korku ve endişeyle ilk kez yüz yüze geliyorduk .İnsanların problemlerini, karşılıklı çözemediği sadece silahların konuştuğu bir zaman dilimindeydik. Zavallı annem, babam işe gittiğinde bizi korumak için ne yapacağını, bizi evin içinde nereye saklayacağını bilemezdi. Kah somya altlarına, kah banyoya sokardı. Şaşırırdı telaştan panikten evin bir köşesinden bir köşesine geçerdi. Sabaha kadar başımızda nöbet tutar,geceyi uykusuz geçirirdi. Uykum kaçsın diye de aşırı çay ve kahve tüketirdi. Sinirleri yıpranmıştı. Annem de baş dönmesi ortaya çıktı. En ufak şeylerden sinirlenip, öfkeleyordu. Psikolojisi iyiden iyiye bozulmuştu. Babam annemi doktora götürdüğünde, Doktor annemin sinirlerinin yıprandığını söylemiş.Daha sonra babama ise;
"Eşinizin sinirleri yıpranmış. Psikolojik çöküntü içinde... Ne oldu da bu kadar da bu hale geldi? Yazık, çok yazık yaşıda daha çok genç"demiş

Hiç unutmam bir gün annemle babam kavga etti bu olaylar yüzünden. Babam:" Bırak beni Fatma ben de katılacağım. Baskılarına dayanamıyorum. Sadece baskıyla kalsa, dedikleri olmayınca kaba kuvvete başvuruyorlar, yine dedikleri olmazsa bu kez de öldürüyorlar."
Babam: "Artık dayanacak takatim kalmadı. Bırak beni de gideyim."
Annem: Ölürüm de bırakmam
Babam:Bırakmazsan Pençereden çıkarım.
Ev tek katlı alçak olduğu için
Annem gitti kapıyı kitledi, gitmesin diye.
Ben ve Aynur ağlıyoruz. Babamın bacaklarına yapışıp ''Bizi bırakıp gitme baba '' diye. Sonunda babam pes etti, sakinleşmişti. Bizim yakarmalarımıza dayanamadı anlaşılan, vazgeçti gitmekten.

Kadıncağız çok çekti. Bu ev yüzünden annemin gençliği gitti. Yaşıtlarına göre çok çabuk çöktü.Bunları size anlatırken tüylerim diken diken oluyor. Ürperme geliyor vücuduma.Ellerim ayaklarım buz kesiliyor, kanımın akışı duruyor.
Daha bununla da kalmadı neler oldu neler.

Kırmızı kurdelemi aldığım, o gece babamı çok bekledim, kurdelemi göstermek için. Fakat o gece gelmedi. Ben hayal kırıklığı içinde bekleye bekleye uykuya yenik düştüm. Sabah okula giderken anneme sordum. Fabrika, iş için şehir dışına götürmüştü, babamı ve bir kaç arkadaşını. Babam bir gitti, pir gitti. Bir ay kaldı gelmedi.

İş başa düşmüş, evin bütün sorumluluğu anneme kalmıştı.
Annem başımızda her şeyimizle ilgileniyor. Sularımiz kesiliyor, günler haftalar bazen de aylar gelmiyordu. Annem dere tepe demeden, yağmur kar hiç farketmez su taşıyor. Yemeğimizi bulaşığımızı yıkıyordu.Soba için kütük kırıyor, ocağımızı tüttürüyordu.
Masrafları giderleri azaltmak için ev ekmeği yapıyordu.
Annemin abartısız hiç oturduğunu görmedim.
Konu komşu da pek bilmez. Ne güzel Gazi mahallesinde Nuran Teyze ve Nuri Amca vardı. Annem hiç yalnızlık hissetmezdi. Onları annesi babası gibi görür, onlar da kızı gibi.
Annem babama söylerken duymuştum.
"Hasan, ben hiç alışamadım buralara. Çok özledim Gazi Mahallesini komşularımızı."
"İyi diyon, doğru diyon da kiralar pahalı, Babasının hayrına otutturmuyorlar adamı. Geçinemiyoruz biliyorsun Hanım."

Annem çaresizce boynunu büktü.

Evet, kadınlık zordu, çileliydi, çaresizlikti.Kadın demek kaderine boyun eğmekti. Dizlerini kırıp oturmaktı.

Babam sanırım bir ay sonra gelmişti. Pek hatırlamıyorum. Babam geldi eve gelmesine de bambaşka biri vardı sanki karşımızda. Görünüşte babam fakat davranışta bir gariplik vardı. Sanki bir başkasının ruhu gelmiş babamın ruhuna girmişti.
Babama ne oldu da böyle değişmişti. Hani filmlerde ruh bir başkasının bedenine girer ya...
Kesin! kesin babamın içine bir başka ruh kaçmıştı.Babam olamazdı. Mümkün değildi. Bütün bu olanların tek açıklaması vardı, o da bu evin bize hiç iyi gelmediği. Daha bitmedi.

Dönüm Noktası                                        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin