Sene:1976
Nihayet alış veriş bitmiş,yorgun halde eve dönmüştük.
Heyecan ve neşe içinde kardeşimin odasına doğru sessizce süzülüp içeriye girdim.Kapıyı açmamla kapıyı kapatmam bir oldu.Anneee,!!...Kardeşiiim!!
Nutkum tutuldu,konuşamıyorum
Betim benzim attı.Salya sümük ağlıyor,tuzlu göz yaşlarım ağzıma doluyordu.Kendimi toparlayıp olağan gücümle:
"Anne kardeşim yatağında yok"
Annem:"Dur kızım sakin ol."Annem sakinleştirmeye çalışıyor,sakinleşmek ne mümkün.
Üç yaşında olan çocuk ne anlar,hem o kadar çok kardeşini seviyorken.
Üzerine titreyip gözü gibi baktığı kardeşi bir anda ortadan kaybolmuşken nasıl sakin olurdu?Annem: "Haydi güzel kızım!Nurhan Teyzenlere bir bakıp da gelelim,belki oradadır."
Ben, kardeşim yok diyorum.
Annem Nurhan Teyze diyor.
Neden onlara bakalım ki?
Kardeşim yoksa sıkıldı da misafirliğe mi gitti?Annemle Nurhan Teyzelere üst kata çıktık. Bir de ne göreyim:
Kardeşim, Nurhan Teyze nin kucağında. Kapı Eşikliğine dikilmişler bize bakıyorlar.Sevinçle çığlık attım.Hiç bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum. Kardeşimi kaybetmekten, çok korktum.Oysa ki annem bir şey olur diye anahtarın yedeğini Nurhan Teyzelere bırakmış ben görmeden.Bundan benim haberim yok.
Kardeşimin ağlaması üst kata çıkınca dayanamayıp Nurhan teyze,evlerine götürmüş. Ben nereden bilebilirdim.Nurhan Teyze'yi her gördüğümde "Aynur bizim kızımız olacak."
"Kardeşini bize ver, bizim olsun."
deyip duruyordu.
Korktum, kardeşimi çaldılar diye...Nurhan Teyzeye bir surat sallayışım varmış ki , görmeyin gitsin. Ya kardeşime bir sarılışım varmış akıllara zarar...
Annem anlatır, üzerine titrermişim çoookEeee...Tabi kimin kardeşi?
Canımın içidir...
Candı benim için...
Sonbaharın gelmesiyle birlikte, yaz mevsimi geride kalmış. Güneş sıcak gülümsemesini azaltmış, nöbet değişimi için kışı bekliyordu.
Dışarıda yer yeri oynatan deli gibi bir fırtına vardı.Sanki evin içinde esiyor,uğultusu ise yankı yapıyordu. Ağaçların yaprakları yapıştırma gibi emanet duruyor. Ağaç her sallandığın da sarı sarı yapraklar yere dans ederek iniyor. Yağmur damlaları cama şıp şıp düşüyor.
Ben camın önünde oturmuş bütün bu olanları meraklı gözlerle seyrediyordum.
Bir an Annem'in sesi kulağıma gelir gibi oldu.kulağımı sesin geldiği yöne doğru yönelttim. Annem çağırıyordu Yerimden doğruldum ses mutfaktan geliyordu.Annem Akşam yemeğini hazırlamıştı.Aaaa! Babam gelmiş!!!
"Hoş geldin Baba" dedim.
Babamın rengi biraz soluk ve yorgun görünüyordu.Sessiz ve isteksiz bir şekilde
"Hoş buldum kızım"
ağzından güçlükle çıktı.Nedense bu aralar pek neşesizdi.Her zaman bana aslan kızım derdi. Acaba ne olmuştu? Yoksa babamı üzecek bir şey mi yaptım diye düşündüm.Artık bana olan sevgisi mi azalmıştı.O gece kardeşimi de sevmedi.
Yemeğimizi yedik.Babam:
"Ben yatmaya gidiyorum"dedi.
Yok yok kesin bir hal vardı.Babam her akşam masanın üstünde duran dedemlerin hediye ettiği radyoda haberleri dinlerdi.Bu akşam hiç dokunmadı bile.
Erkenden yatıp uyudu.Çok tuhaftı.
Bir şeyler yolunda gitmiyordu.
Bense içten içe çok üzülüyordum.
Babam için ne yapabilirim diye çok düşünüyordum.Babamı her zaman mutlu görmek istiyordum.Sabahtan akşama kadar çok yoruluyordu.Fabrikada ki işi çok zordu,fakat babamı bunlar üzemezdi biliyordum.Çok güçlü kişiliği ve karakteri vardır babamın.Öyle kolay kolay çalışmaktan yılmaz.Hiç bir zaman şikayette bulunmazdı.İş hayatına erken yaşlarda atılmış.
Küçük yaştan bu yana da hiç yüzü gülmemiş.Erken yaşlarda babasını kaybetmiş,Babaannem genç yaşta dul kalınca babamı yetimhaneye bırakmış.Babaannem tekrar evlenip çoluk çocuğa karışmış.
Kendine yeni bir hayat kurmuş.Babamın üvey baba elinde büyümesini istemediği için de yetim haneye vermiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüm Noktası
Fiction HistoriqueHer insan bir Tarihte dünyaya gözlerini açar. Doğduğu andan itibaren de her saniye ,her dakika,gün gün ,ince ince mekik işler gibi tarihini işler.Son nefesini verirken de belirli bir Tarihte sona erer yaşamı...