Full Moon | Junhao

neun

Seungkwan;
Ming spor yapıyor.
Uzun zamandır görmediğim bir görüntü.
Hana'nın elleri karnında gezdikçe kızarıyor.

Luhan;
Uzun zamandır yapmadığı tek şey spor değil
HAHA

Jongin;
Onu yapmış mı da?

Jisoo;
Çak bro.

Yura;
Yazık...
Zor durumda demek.

Yunho;
Karıcığım sen karışmasan mı?

Yura;
Ne karısı be?
Gevşek.
Sus sen.

----

Minghao narin eller vücuduna değdikçe bakışlarını kaçırıyordu. Genç kız ise bunun farkına vardıkça daha cürretkâr oluyordu. Elini, yerde plank yapan Minghao'nun kollarında gezdirip dudaklarını ısırdı. Bu kesinlikle etkilendiği için değildi. Dışarıdan nasıl göründüğü hakkında bir fikri yoktu. Ama kendisinin gay olduğunu sadece eski bir arkadaşı ve Jeonjae biliyordu. Yerden kalkıp, genzini temizledi.

"Ben gitsem iyi olur, Hana. Büyük babama söz verdiğimi unutmuşum. Plank yaparken titreyen dizlerimle aklıma geldi. Her şey için teşekkürler. Başka zaman yine geleceğim."

"Ama sözünü unutma oppa. Bir ara yemeğe de çıkalım."

"Tamam, güzelim."

Hana uzanıp karşısındaki gencin yanağına uzun bir öpücük bıraktı.

"Görüşürüz oppa. Akşam sana yazacağım."

----

Bilinmeyen Numara;
Minghao'dan uzak dur.
Bu sana benim ilk uyarım.
Yol yakınken hatanı fark et.
Ve ondan vazgeç.

Bunu neden yapacakmışım?
Ben onu uzun süredir seviyorum.

Bilinmeyen Numara;
O gay.

Sanmıyorum.
Sizi polise şikâyet etmemi istemiyorsanız
Lütfen beni rahatsız etmeyin
Çoluk çocuğun aptal tripleri beni sıkıyor.

Bilinmeyen Numara;
Ben uyarımı yaptım.
Gerisi sana kalmış
Hana Yu.