"Uzun zaman oldu, Ming."
"Evet kesinlikle... özlemişim seni~"
"Ben de, ben de. Özellikle lise zamanlarındaki hâllerimiz.."
Minghao hissettiği o tanıdık hisle dudağını ısırdı. Junhui'nin dudakları ve çene yapısı... fazla tanıdıktı. O adama benziyordu sanki.
"Bana karşı dürüst ol tamam mı?"
Kafa sallayıp derince bir nefes aldıktan hemen sonra konuşmaya başladı.
"Jeonjae ve ben fazla yakındık. Anlarsın... birbirimizin evine gider vakit geçirirdik."
"Sevgilin miydi?"
"Hayır... çıkar ilişkisi gibiydi bizimki."
"Fuckbuddy?"
"Daha seviyelisi... birlikte olmadık hiç."
Junhui anladığını belirtirken not aldı.
"Yılbaşı gecesi bizim ileri gittiğimiz üçüncü geceydi. Ondan sonra da zaten... sabahında onun cansız bedenine ulaştılar."
Minghao'nun gözlerinin dolu dolu olduğunu görebiliyordu. Kolunu omzuna koyup onu destekler birkaç cümle kurdu.
"Peki ya Hana?"
"O, Christian'ın minik kardeşiydi. Kardeşim gibiydi. Ama tabii... hisleri benimkiyle aynı değildi. Üç kere yüz yüze konuşabildik. İlki kendine âit açtığı spor salonundaydı. İkincisi onun evinde. İlk buluşmamızda aramızda bir şey geçmedi sadece... bana yapacağım hareketleri gösterirken fazla... dokunuyordu. Onun evinde beni öpüp, ilan-ı aşk etmişti. Ama onu reddettim. Üçüncü kez ise... benim evimin avlusundaydık. Bir anda beni öpmeye başlamıştı. Ben de onu kovdum. Sabahında ise işte..."
Junhui elindeki deftere tekrardan bir şeyler yazmaya devam ederken, aklını kurcalayan soruyu sordu.
"Peki son zamanlarda ikisinden de bir şeyler duydun mu tuhaf?"
Minghao, önündeki sudan büyük bir yudum aldıktan sonra derince bir nefes aldı ve Jeon ile o geceki konuşmasını hatırladı.
"Lee Jeonjae... Bana ilişkimizi bilen biri olup olmadığını sordu. Onu rahatsız eden mesajlar alıyormuş. Yani... benden uzak durmasını söyleyen tuhaf mesajlar."
Her şey, genç polisin aklında yerli yerine oturmuştu. Arkadaşına doğru dönerek onu da kendine çevirdi.
"Telaş yapmanı istemiyorum ama... sanırım saplantılı bir hayranın var. Ciddi bir takıntı söz konusu, Minghao."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Full Moon | Junhao
FanfictionTakıntıların sizi ne denli kör edeceğini asla bilemezsiniz. Ya da aşkın.