Gerçek..

991 80 33
                                    

( Bölüm geçiktiği için üzgünüm umarım bu uzun aradan sonra size keyifli bir bölüm yazmışımdır. İyi okumalar ve Autumnia bu bölümü özellikle sana yazıyorum teşekkür ederim )

  ( Akeno) 

 Herşey karışıktı beynim karmaşa içinde sürükleniyordu sanki. Birşeyler tamamlanmıştı özlemim kavurucu sıcaklığını sanki daha katlanılası daha ılıktı. Güvende hissediyordum bilinçsizce kapadığım gözlerimle birlikte açmıştım kalbimin kapılarını... Yine tereddüt bile etmeden bırakmıştım kendimi ona. 

Hisoka.....  

 Beni gerçekten önemsiyordu. Gelmişti sonuçta yanımdaydı yine bu kez farklıydı sanki dokunuşları da bakışlarıda. Farklı dalgalanmalar yüzüyordu güzel gözlerinde. Şaşkındım oldukça şaşkın ama durmuştu beynim sanki.. Durulmuştum işte bilinçsizce bırakmıştım kendimi onun kollarına.

 Güzeldi. Hayal değildi. Oldukça gerçekti. Kendi kurduğum gerçeklik saçmalıklarını yıkıp kalbime tekrar hükmeden sancı gerçekti. Ben hala o umutsuz aşıktım. Değişmiştik belki belkide değişen sadece bendim ama burdaydı işte. Sarılıyor beni  sakinleştirmeye varlığına inandırmaya çalışıyordu değilmi. Yanımdaydı.. Eskisi gibi.. Hatta eskisinden bile daha iyi..

 Nefesi ellerimdeydi. Kalp atışları avuç içimdeydi. Güzeldi. Düzensiz atan kalbi benim için mükemmel derecede güzeldi. 

 İnanılmazdı. İnanmak güçtü ama o burdaydı işte.. Gözlerim zihnim yorgun düşmüştü belkide yada ilaçlardı beni bitkinleştiren. Sakindim. Hayır hayır daha doğrusu sakinleştirilmiştim. Uyuşuk ve kaygılı boş halim kayboluyordu..

 Ben mutlu gibiydim.. Kırık buruk ama huzurlu gibiydim.. Eski hatıralarım dönmeye başlasada zihnimde acı değildi çektiğim.. Özlem ...   belki sadece özlemde değildi emin değildim. Gerçi hiç birşeyden emin olamıyordum. 

 Yarım bırakılmıştı sanki herşey devamı gelmiyordu düşüncelerimin.. Bir kaaç dakika önce beni delirticek derecede zorlayan hızlı düşüncelerim durmuştu işte. Yoktu içimde hiç birşey hemde hiç birşey yoktu.. Şuan herşey  fulu ve bulanıktı. 

  Değişen birşey vardı. Beni sarmalayan Kane değildi. İlk ve tek aşkım Hisoka tutuyordu kollarında baygın bedenim usul usul kapanan gözlerime rağmen direnip bakmak istedim.

Neden... ???

Bilmiyorum sadece bakmam gerektiğini hissettim içimde bir yerlerde sanki bakmam gerektiğine emindim ama şuan karmaşıktım ve düşünemiyordum işte böyle yoğun bir karmaşadan sonra nasıl bu kadar boş olduğumu bile anlayamayacak kadar boştum.

İlaç... evet ilaçlarım bu olmalı sebebi. Yoksa Hisoka...

Kalbim onun için deli gibi çırpınan kalbim... Hatırlıyorum zar zor hatırlıyorum şuan...

-'' Seni seviyorum gitme. '' Seni çok seviyorum Hisoka şuan da bile seviyorum seni. Kalbim ilaçlara inat atıyor senin için lütfen gitme.. Bensiz hiç bir yere gitme. Bu kez bir kez daha düşün gitme. Sana söylemek istiyorum en azından bu kez ben söylemeden gitme. Sana gitme diye bilmek istiyorum ve seviyorum da demek.. 

Yoğun... Yorgun çok yorgunum.. Ve sıcak oldukça sıcak içimi huzurla kaplaya bilecek kadar sıcak.. 

 Mutlu muyum? Ahh sanırım bu hissi bile unutmuşum ne kadar oldu.. Bilmiyorum sadece mutluyum.. Yani sanırım ben şuan oldukça mutluyum..

Gözlerim bana ihanet ediyor  Hisoka kapanıyorlar ama gitme.. Olur mu? sadece gitme işte. Bana itaat etmeyen vücudumu bırakıp gitme.

 ( Hisoka )

belli belirsiz dudaklarından dökülen kelimeler... Akeno.. Üzgünüm çok üzgünüm. Gitmiyorum tamam mı bu kez hiç biryere gitmiyorum. Üzgünüm bilmiyordum. Beni sevdiğini bilmiyordum seni soldura bileceğimi bu hale getire bileceğimi bilmiyordum.. Çok üzgünüm bu kadar sevildiğimi beni bu kadar seve bileceğini bilmiyordum. Geçti yanındayım işte.. Gitmiyorum hiç bir yere..

 -'' Gitmiyorum gitmem asla hiç bir yere dinlen.. Kapa gözlerini uyu biraz. Yanındayım.. Güvendesin..'' Fark etmeden dudaklarımdan dökülen cümlelerimde samimiydim. Tüm kalbimle söylemiştim. 

 Kollarımdaki narin bedeni daha sıkı sararken -sanki mümkünmüş gibi-  kokusunu bilinçsizce tekrar ve takrar kokluyordum. İlaç kokusuna karışsada yenik düşmemiş o koku beni bile bulunduğumuz ortamdan kopartmıştı. Hastahanede olduğumuzu hastalarımızdan biri olan Akeno'yu, bizi büyük şaşkınlıkla izleyen Kane'yi unutmuştum. Evimi bulmuştum evet içimdeki duygular tam olarak evimi bulmuşum gibiydi. Belki de bundan sonra Akeno'nun evi olacaktım.

 Onu zihnindeki şeytanlara bırakmayacaktım. Her zaman kaybolduğunda döne bileceği evi olacaktım. Korkularla dolan kalbini koruyacaktım. Sakinleştirip  daha sıkı saracaktım. Artık yalnız olmadığını ruhuna işleyene kadar ona hissettirecek anlatacaktım. Bir kaç saniyelik belki de dakikalık sakin geçen sessizlikte, Akenonun huzurlu nefesleri eşliğinde bu geri dönüşü olmayan kararlarımı hiç tereddüt etmeden vermiştim. Tereddüte mahalde yoktu zaten.. Ben fark etmeden belki suçluluktan belki kabul etmediğim yalnızlığımdan belki de ona olan yeni farkına vardığım bilindik duygularımdan emindim.

 Ben aşıktım..

 Mantığımı bir kaç saniyede köreltecek kadar aşık.. Belki yıllar önce de bu yüzden gitmiştim.. İçten içe bildiğim gerçeği kabul etmediğim ona sadece alışmış olabileceğim gerekçesine sığındım. Yanıldım. yıllarca belli ki bu yüzden yalnızdım ve yakınıma kimseyi sokmadan yaşadım. 

 -'' Sen... Anlamıyorum.. Bu lanet bir tesadüf mü yani buna inanmalı mıyım.. Bu nasıl olur.. ?'' kane'nin sesli düşünce karöaşası beni düşüncelerimden sıyırırken gözlerimi ona diktim. Gözleri doluydu. Nefret, kıskançlık, kırgınlık, şaşkınlık, mutsuzluk, huzursuzluk ve millerce öteden bile görüle bilecek kadar yoğun AŞK.... 

 Kane aşıktı.. Umutsuzca Akeno'ya aşıktı ve ben şuan onun aşkı için tehtittim. Bana öfke ve nefretle bakan gözleri Akeno'nun yüzüne kayar kaymaz değişiyor ve yumuşacık sıcak bir tonla bakıyordu ona büyük bir şevkat vardı bakışlarında. Kıskandım.. İliklerime kadar kıskandım... Akeno'nun ışıltısını görmediği halde onun sıcak gülümsemesini görmediği halde ona kapılan Kane'yi öldüre bileceğimi hissedicek kadar kıskandım. 

 -'' TESADÜF evet sadece tesadüf karşılaşmamız onu burda bulmam bir tesadüf ama O benim kaderim Kane üzgünüm..'' dedim. Delire bilecek kadar kıskanmıştım evet ama üzgündüm de Kane için. Saftı aşkı korumuştu Akeno'yu belli ki değer vermişti ona. Ben yanında olmasam da güvende tutmuştu. Sevmek sanırım böyle yan etkiler bırakıyordu insanda deli gibi kıskansam da minnettardım ayrıca. Kızgınlığım da gitmişti sanki.. Uçmuştu gözlerinde ki aşkı görmemle..

-'' Ben.. ben anlamıyorum.. Ben ona... Olamaz inana mıyorum.. '' Vaz geçemiyordu. İnanmak istemiyordu ama Akeno'nun yüzüne yayılan huzurlu ifade ve tatlı minik bir tebessüm belliki onu da benim gibi etkiliyordu. Onu kollarımdan alamıyordu yada kıpırdaya mıyordu belli ki ona kendinden bile fazla değer veriyordu. İşte bu yüzden ona dokunamıyordu. Huzurlu ifadesini bozamıyordu. Sakinleşmeye çalışıyordu. Onun da düşünceleri benimki gibi bulanık ve karmaşıktı. 

 Biz sessizce her şeyden habersiz uyuyan bedeni izlerken tek bir yönden ortaktık. İkimiz de bu küçük masum bedenin sahibini seviyorduk ve onu korumak istiyorduk.. Belki de herşeyden çok bu yüzden bir birimizle kavga etmek ve olayları netleştirmek adına birşey yapmadan sessizce bekliyorduk.. 

 Sessizliğimizle bir birimize ona zarar vermememiz gerektiğinin sinyallerini verip onu iyileştirmek için birlik oluyorduk.. Zor olsada yada imkansız... 

TESADÜF!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin