yeni idrak ettim... Sevdiğim için terk edildim.

355 32 11
                                    

                  ( Akeno) 

      Yaratanın kullarını unuttuğu yerdeyim. ( Dünyada ki cehennemdeyim) 

Ne yerde ne de gökte... ( Hayal ettiğim yerde )

Öyle bir yer ki ne deliyim ne de akıllı.. ( Ne acımı unutacak  düşünemeyecek kadar deliyim ne de mantılı davranacak kadar akıllı )

Var gibiyim. Yok gibi de.

Belki de bu yüzden, bilmece gibisin önümde.  Cevabını bilmiyorum. Seni bana hangi cevap kazandırır bilmiyorum. 

 Sen öyle sere serpe bir kaç adım ötemde, derin düşüncelere dalmışcasına bakıyorsun. Ben, beni sana bağlayan yanını arıyorum. 

 Yok....

Aslında beni sende esir eden birşey yok. Herşey var ama bir neden yok. Senden yakışıklısı da var, iyi kalplisi de. Sen ben seni sevdiğim sürece gözüme güzelsin. Kalbim seni mükemmelleştiren. Kendine ulaşılmaz ilan eden. Oysa sen öyle bir pazartesi gününde yoğun trafikte yanımdan geçip gitsen en fazla 10 saniye yüzüne bakacağım birisi. Sıradansın. Benim gibi.

 Ama.....

 Seviyorum seni.

Her -ama -  cümlesinde  olduğu gibi  öncesinde saydığım her bir kelimemin hükmü yok işte. yanından geçip gidemiyorum. Ve şuan sana 10 salise dahi bakamıyorum. öylesine büyülüyorsun. 

Ve ben sana öyle kapılıyorum. Var olman yetiyor, dipsiz sonsuz hayaller kurmama. Bin bir düşüneyi doğuruyorsun ve milyarlarca hayalimi öldürüyorsun. 

Sessizliğin, bir düğüm. Oturuyor gırtlağıma ve ben oksijensiz kalıyorum. İşte tam olarak bu bana yaptığın.. 

Oksijensiz kalan vücudun, saniyeler içindeki çırpınışını yıllardır yaşıyorum. Çırpınmayı bıraktığında gelen o baş dönmesi ve halüsinasyonlar, senli düşlerim ve hayallerim. 

Öyle garip birşey ki seni sevmek. Aklıma sadece Sensa töreni geliyor. Öyle aptalca ama aynı zamanda öylesine büyüleyici ve geleneksel. Dük Venediği denizle evlendiriyor ve o parlak altın halka  -yüzük- denize düşüyor ya öyle birşey. 

Bizim ilişkimiz gibi. Hırçın deniz boğabilir de Venediği süsleye bilir de. İlişkilerinde hangisi damat hangisi nazlı gelin bilmiyorum lanet olası son bir kaç senemde hiç birşey okuyamıyorum ve herşeyi unutuyorum. 

Yavaş yavaş...

Her şeyi unutuyorum. 

Yemek yemeyi, uyumayı, banyo yapmayı, dünü, bugünü..

Günleri, saatleri ve kendimi...

Seni unutamıyorum..

Çocukluğumu çoktan unuttum.  İlk okul yıllarımı da. Hatırımda kalan tek tük anı var ama onlarda da seyirci gibiyim puslu ve belirsiz. Bir ara sevdiğim kitapları unuttum. Bir süre sonra şarkıcıları. Daha sonra insanları unutmaya başladım. Yüzlerini, seslerini, konuştuklarımızı ve bana hissettirdiklerini.

Unutmak büyük boşluk. Bir gün uyanıpta herşeyi unutmuş olmaktan korkuyorum. Acılarım bile olsa birşeyleri hatırlamak ve tutunmak istiyorum.

BEN ?

Kendimi unutmaktan korkuyorum. Ne yemeyi sevdiğimi unutuyorum  ya da neye alerjim olduğunu. Yiyorum. Öylesine. Doymak için ya da önüme konulduğu için sanırım emin değilim. Beni ben yapan ne varsa karışık. 

TESADÜF!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin