Masada üç tur dönen şişe masanın ortasında yavaşça durdu. Herkes oturuşunu düzeltip şişeye dikkat kesilirken.
"Lanet olsun."diye bir ses yükseldi boş sınıfta. Kafamı kaldırıp baktığımda sesin sahibinin Kayra olduğunu farkettim. Kaşlarını çatmış masanın ortasındaki şişeye bakıyordu. Bende onun gibi bakışlarımı şişeye çevirdim. Şişenin kalın ucu Kayra'yı gösterirken küçük, kapak kısmı Burak'ı gösteriyordu. Herkes sesli bir şekilde kahkaha patlatırken dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırdım.
Gülmemeliydim.
Kankaya gülmek kötü bir şeydi.
Kayra dişlerini sıkmış öfkeyle bakıyordu. "Sor allahın cezası sor."
"Doğruluk mu cesaretlik mi?"diye sordu rahatsız okul sırasında yayılan Burak.
"Senin eline düşeceğime ölürüm daha iyi."dedi Kayra tükürürcesine. "Doğruluk."
"Pekiala soruyorum." Sinsice güldü. "Şu ana kadar kaç sevgilin oldu." İşte bu soru üzerine herkes gibi kendimi tutamamış bir kahkaha patlatmıştım. Boş sınıfta yankılanan kahkaha seslerimizin ardından farklı bir ses işittik. Bir düşme sesi. Beste tek kişilik sırasıyla beraber yere yapışmış, korkuyla bize bakıyordu. İşte bu bardağı taşıran son damla olmuştu herkes kendini yere bırakıp gülerken ayı gibi olduğumuz kimsenin umrunda değildi çünkü biliyordu ki biz ne olursa olsun zaten ayıydık.
Size kendimi tanıtayım ; Ben Mısra.
Mısra Eren. On yedi yaşındayım. Babam ve anneme gelirsek annem ev hanımı babamın mesleğini tam olarak bilmiyorum. Şunu söyleyebilirim ki kitaplardaki gibi büyük holdinglerimiz yok. Durumumuz normal. Şu anda aynı ortamda bulunduğum beş gerizakalıyla maalesef ki aynı sınıftayım.
Tam karşımda duran kendini yere atmış ellerini yumruk yaparak yere vuran gerizekalı en yakın arkadaşlarımdan biri.
Emre Sancak. Oda bizim gibi normal durumlu bir ailenin ikinci çocuğu. Kendisi yakışıklı olmasına rağmen ailenin en tipsizidilebiliriz. Bir abisi var ki sormayın. Neyse konumuz bu değil.
Emre sınıfın havalı çocuğu dışı her ne kadar havalı ve yakışıklı olsada içi tam bir özürlü. Peşinde kaç kız var henüz saymayı bitiremedik ama tek bildiğimiz şey peşindeki kızlar Emre'yi gerçekten tanısalar anında vaz geçerler. Emre'ın hemen yanında duran uzun, kıvırcık, kahverengi saçlı esmer kızda biraz önce bozulan Kayra.
Kayra Aksoy.
O da en yakın arkadaşlarımdan. Kayra şu anda on altı yaşında. Her ne kadar kızların en uzunu olsada. Aklıda yaşı gibi küçük.
Grubun safı yani.
Oda bizim gibi normal bir ailenin çocuğu olsada adını zengine çıkarmış bulunuyorum. Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum ama bu gerçekten çok eğlenceli. Düşünsenize bütün hesabı arkadaşınıza yıkıyorsunuz ve oda saf saf ödüyor.
Şu ana kadar hiç sevgilisi olmadı. Bu yönüyle kendi istediği kadar dalga geçsede başkası dalga geçince hemen sinirleniyor.
Onca teklif almasına rağmen neden sevgilisi olmadığını henüz hiç kimse çözemedi. Kendisine soruncada hayatının aşkını beklediğini, hayallerindeki erkek gelene kadar hiçbir teklifi kabul etmeyeceğini söyleyip duruyor.
Hayalindeki erkeği açıklıyorum sıkı durun;
Bir mafya.
Evet belki bu istek çoğunuza saçma ve komik gelebilir. Ama onun hayalindeki erkek bir mafya. Babası ve annesi dahil herkes bu isteğinin saçma olduğunu ve mafyanın gerçekte kitaplardaki gibi değilde çok tehlikeli ve acımasız olduğunu belkide yüzbin defa dile getirdi.
Ama kimin umrunda. Kayra'ya göre onsekiz yaşına girdiğinde bir mafya tarafından kaçırılacak. İlk başta birbirinden nefret edecekler. Ardından delicesine bir aşkla birbirlerine bağlanacaklar ve evlenecekler.
Sonra ne mi olacak?
Sonsuza dek mutlu yaşayacaklar.
Ah şu aptal kitaplar!
Kayra bunları okuduğu saçma sapan kitaplar yüzünden istiyor. Bu kadar çok kitap okuması yararlı bir şey olması gerekirken onun bünyesinende ters tepiyor ve zararlı hale geliyor. Ama biz yine de onu seviyoruz. Belkide bu saf halleri yüzünden grubun en sevilen kızı.
