2. RÜZGARIN GETİRDİĞİ MELANKOLİ

1.2K 91 112
                                    

2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




2. Rüzgarın Getirdiği Melankoli

pink moon, tash sultana

back to you, flower face

Idea 22, Gibran Alcocer

༘⋆

"Yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de."

Albert Camus, Sisifos Söyleni

༘⋆


Geçmişte yaşamak.

O insan bir kere ölmüşken, senin onunla yaşarken binlerce kez ölmen demekti. Bir kere kaybetmezsin o kişiyi, yüzlerce, belki de binlerce kez yeniden kaybedersin. Her anıda ve her rüyada işte şimdi olacak uyanacağım ve elini tutunacağım, diye düşünürsün. Sonra bir rüzgar eser, bir melodi duyarsın ve uyanırsın.

Uyandın ama yoklar. Şimdi söylesene, uyanmak istediğin şey gerçekte neydi? Gördüğünü sandığın rüya kılıflı kabus mu, yoksa yaşadığını sandığın ölüm kılıflı hayat mı?

Kimse sonsuza kadar kalmak için ayak basmıyor bu dünyaya ama herkes giderken fırtınalar da koparmıyor. Ben birine aşık oldum, gidişi öyle bir fırtına estirdi ki, kimseyi bırakmadı ardında. Onunla beraber sahip olduğumu sandığım tüm her şey gitti.

Estirdiği rüzgarın getirdiği bir melankoli bıraktı bana geride bir de notaları, onun dilinde veda mektubu olan, artık sararmış o kağıtları...

Telefonu ne ara göğsüme bastırdığımı bilmiyordum ama sanki kalbime yakın olmasını ister gibi, şimdi hızla kan pompalayan organın olduğu o bölgeye gömmüştüm. Sıkı nefeslerim, ocakta pişen yemeğin dumanları ile dolarken, midem adeta alev almış gibi yanmaya başlamıştı bile.

Malyshka.

Vasil'den, artık aklımdan geçirirken ikinci kez düşünmediğim o isimin sahibinden, başka kimse bana öyle seslenmezdi. Kimseye aramızda paylaştığımız, sadece bize özel o birkaç kelimeyi de paylaşmamıştım üstelik. Zihnimde yazılıydı, bu yüzden defterime bile yazmamıştım.

Bahçe kapısından bir zamanlar ona ait olan o evin ışıkları gözüküyordu. Oraya doğru kaydığını hissedebiliyordum anılarımın. Orada, o güzel çocukla geçirdiğim koskoca on sene. Ben seni tanıdığımda altı yaşındaydım, üstü başı çamur içinde olmasına rağmen aceleyle evine koşan ve "Bugün piyanoda harika şeyler çalmayı öğrendim bakın!" diye bağıran küçük bir çocuktun. Seni gördüğüm ilk anda arkadaş olmamız gerektiğini biliyordum ama aşık olmak planlarım da yoktu. "Bana aşık olma, çok hastayım ben," dediğinde sen de bunu planlamış olmalısın. Kalmamayı.

VEDA MEKTUPLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin