DİBE KADAR

O'mu ben'mi

Eren cevap verememişti Irmak'ın sorusuna. Sude tüm dobralığının gücünü çenesinde toplayıp ağzını açtı " ya seni buraya çağıranın ta... Ya sen anlamıyomusun? Seni burda isteyen yok. Ve sen o kalçalarınla burda harcanıyorsun " deyince... Büyük bir sessizlik. Ve sonrası daha da 18+. " maalesef, senden sonra diploma aldım tatlım. Ama tecrübenden yaralanmak isterim" dedi Irmak. Ama bu sohbette birisi eksikti. Elif bir anda araya girdi ve herşeyin sonunu getiren cümleyi kurdu "peki." Herkes şaşkın, olayın nasıl sonlandığını izliyordu. Aslında bu olay Eren dışında ki erkek grubunun hoşuna gidiyordu. Ve bu arada Elif ortamı iyileştirmek yerine daha çok germişti. " Aaa, bi shep cheese daha geldi. Artık daha fazla tecrübem olucak" dedi Irmak. Elif " biz senin iyiliğin için söylüyoruz ponçik girl arkadaşım, hem bu devirde senin gibilere çok ihtiyaç var. Dünya nüfusu artmalı değil mi Sude" defi Elif. Ve Irmak altında kalmayıp " doğal nimetler bunlar herkesin sahip olması normal olmaz dimi" dedi. Barış son bir espri yaptı " E bu kadar sözlü kavga yeter, şimdi de açın da görelim. Bi de tek seferlik deneme hakkımız olmalı dimi". Bu espiriyi kaldıran bir ortamdı bu neyse ki. Enis bu olayı yatıştırmak için Irmak'ı kolundan çekip terasa çıkardı. Eren ve Sude ise giriş katta baş başa kalınca duygular bir evi yıkıcılık şekilde patladı. Ama sadece bir enerji, sözlü değil. Aslında Eren büyük bir koz avcısıydı. Ama bu avlar Eren'e fazla gelmiş olmalı ki ilk defa gerçek bir ilişkisi olacak ve ya arkadaşı kalmayacaktı. Bu arada gecenin etken saatlerinde elektrik kesilince jeneratör odasının yerini bilen tek kişi olan Eren el fenerini de alıp kendilerine ait olan ormanın tam diğer ucuna gidecekti. Bunu iyi bir fırsat olarak gören Irmak, Eren'in koluna girdi ve gecenin bir vakti ormanın diğer ucuna gitmek için uzun bir yola çıktılar. Ve Irmak Eren'in kızlara karşı olan zaafını kesinlikle biliyordu...