Kyungsoo'nun mutluluktan ve ameliyat acılarından ağladığı 3 saatin sonunda hastane yatağında uzanıyorduk.Vücudunu sıkıca kendime bastıyordum ve kendimi gülümsemekten alıkoyamıyordum.
Doktor,biz uzun süre hasret giderdikten sonra bizi odasına davet etmiş,kullanımına devam edilmesi gereken ilaçları,ameliyatın etkilerini falan sıralamıştı.Kyungsoo ilk zamanlar da şiddetli baş ağrıları ve yoğun göz yaşarmaları yaşayabilirdi.Ömrünce kullanması gereken ilaçları vardı fakat hiçbiri onun için önemli değil gibiydi.Sürekli gülümsüyordu ve bakışlarını tek bir saniye yüzümden ayırmıyordu.Gözlerinin bana dolu dolu bakmasını öyle özlemiştim ki,bu bakışlardan ayrı kalmamak için ben de yanından ayrılmıyordum.
"Daha net görmek istiyorum seni." dedi Kyungsoo.Sesi sitem doluydu ve onu yatağa bastırmamak için can çekişiyordum.
"Birkaç gün sonra daha net göreceksin güzelim.Ameliyattan çıkalı çok bir şey olmadı."
"Bunca sene sabrettim.Birkaç gün de dayanabilirim."
Ona hüzünle baktım.Tüm çektikleri aklıma geldikçe kalbim sıkışıyordu.Her şeyi atlattığını görmek gerçek dışıydı.
"Ümitlerimizi kesmiştik Jongin.Sana da rüya gibi gelmiyor mu?"
"Hem de ne rüya." dedim onu dudaklarından sertçe öpmeden önce.
"İlk sevişmemizi iple çekiyorum.""Beynimi okuyorsun." dedi Kyungsoo.Ona bakakaldım. "Seni yatağa atmak istiyorum."
"Hastane kapıları kilitlenebiliyor muydu?"
Kyungsoo kahkaha attı. "Yarın evimize döneceğiz.Sabredebiliriz ha?"
"Böyle güzel olma ki bende katlanabileyim."
Kyungsoo'nun gülen yüzü yavaşça soldu.Uzanıp alnımı öpünce kokusunu içime çektim.Boynuma dolandı kolları ve burnunu saçlarıma gömdü.
"Her zaman yanımda olduğunu biliyorum,neler çektiğimizi,ne kadar üzüldüğümüzü biliyorsun Jongin fakat şuan öyle mutluyum ki bunu benden başka kimse anlayamaz.Seni yeniden görmenin nasıl muhteşem bir duygu olduğunu kimse bilemez."
Beline sıkıca sarıldım.Başımı göğsüne gömdüm ve yine içimi çektim.Sinirlerimiz yıpranmıştı.Sürekli ağlamak istiyordum.Kyungsoo'nun eşsiz gülüşü beni ağlatıyordu.
"Kaldır başını da yüzünü göreyim.Bak ne diyorum;Göreyim."
Kyungsoo kıkırdayınca başımı kaldırdım.
"İzle bakalım fakat bedava değil tabi.Karşılığını faiziyle alacağım."
"Öyle mi?~" dedi cilveli sesiyle Kyungsoo.Yatakta hızla doğruldum.
"Sahiden kilitlenmiyor mu bu lanet kapılar?!"
Sonra kahkahası kulaklarımı savurdu geçti.Kyungsoo istemsizce akan göz yaşlarından kurtulmaya çalışırken onu öpmekle yetinmek zorunda kaldım.
Şuan evimize dönebilmek için bileklerimi kesebilirdim.
---
"Bak nasıl da gülümseyip duruyor.Yeni baba olmuş gibi."
"Sayılır.Yeniden hayat buldum." diye cevapladım Yixing'i.Sonunda evimize dönüyorduk.Kyungsoo odadan yavaşça çıkarken günler sonra onu kendi kıyafetlerinin içinde görebildiğim için nefeslendim.Elimi tutup kocaman gülümsedi.Kırmızı kazağının içinde,siyah saçlarıyla,beni ergen veletler gibi dara düşürüyordu.
Canıma kastı vardı.
"Hadi inelim artık.Yifan arabada bizi bekliyor."
Kyungsoo,"Hâlâ öyle uzun oluşuna alışamadım.Unutmuşum Yifan'ın boyunu." diye söylendi.