Çevresine sıralandığımız masanın üstünde kara bulutlar dolanıyordu.Masanın başında,yanımda Kyungsoo'la birlikte oturuyordum ve sinirden titreyişlerimi hissetmesin diye üstün bir çaba gösteriyordum.Sol yanımda oturan Baekhyun yaptığından gurur duyar gibi gülümsüyor,arada başını yana eğip Park Chanyeol'e bakışlar atıyordu.Yifan,Yixing'in elini sıkıca tutuyordu ve 'saldıralım' desem Park Chanyeol'un üstüne atlayacak gibiydi.Nitekim masadaki rezil sessizliği eşimde farketti.
"Muhabbetinize de doyum olmuyor."
Ağzımı açarsam kendimi tutamazdım.
Yemin ederim çok çabaladım.Evimden uzak dursun diye her şeyi yaptım fakat Park Chanyeol soframdaydı.Eşimin yemeklerini yemek için hazırlanıyordu ve gülümsüyordu.Benim soframda keyfi yerinde olan nasıl ben değildim de oydu?Sakinleşmeye çalıştım.Kyungsoo dizimi okşadığında da anca farkedebildim.
"Jongin?" dedi yüzüme doğru eğilip. "Terliyorsun.Sorun ne?"
Ellerimi hızla şakaklarıma atıp ıslanmış saç tutamlarımı çektim.
Soğuk terler döküyorum Kyungsoo.Daha fazla oyun oynayacak gücüm kalmadı.Sana daha ne kadar yalan söyleyebilirim bilmiyorum."Sıcak." dedim.Gülümsemeye çalışıyordum.Sofranın ortasındaki salatayı Yixing'e uzatınca bana baktı.
"Hadi." diye gülerek konuştum."Başlayalım artık.Kyungsoo sizin için çok özendi."
Yixing önce Kyungsoo'ya baktı.Ardından yalanıma katılarak abartılı bir kahkahayla elimdeki tabağı aldı.
"Kyungsoo'nun yemeklerinin eşi benzeri yok."
Çubuklarımızın,tabakların,Kyungsoo'nun içecekleri servis ettiği bardakların şıngırtısı masayı çevrelerken,normal de olsa tabak tabak içeceğim çorbadan titreyen ellerimle aldığım yudumlar boğazımı yırtıyordu.
Öyle titriyordum ki,kaşığıma aldığım çorba ağzıma ulaşana kadar tabağa geri dökülüyordu.Daha fazla tükenemem dediğim bir an da eşimin sesi kasvetli ortamı bıçak gibi kesti.Yixing ve Yifan'ın başları bana dönerken dondum.Ne düşünüyordum ki.Daha ne kadar devam ettirebilirdim?
"Bay Park,çorbadan bir tabak daha alır mısınız?"
Sağ bacağım süratle sallanmaya başladı.Midem bulanıyor Kyungsoo,midem bulanıyor lütfen onunla konuşmaya çalışma.
"Tabi-.."
"İster!" diye atladım ortaya.Aklıma başka bir şey gelmedi.Masa sessizleşti.Yixing bana boş gözlerle bakınca iyice telaş ettim.Kyungsoo gülmeye çalışırken kolumu okşadı.Gözleri diğerlerinin üstünde gidip geliyordu.
"Jongin?Sevgilim bugün garip davranıyorsun."
"İyiyim." diye hızla yanıtladım onu.Yanağını yumuşakça öpüp, "Baksana gökyüzüm,misafirlerimize kilerden kurutulmuş balık getirsen nasıl olur?" diye önerdim.Kyungsoo ters giden bir şeyler olduğunun farkına elbette vardı fakat irdelemedi. "Tamam,alıp geleyim." dedi masadan kalkarken.Kapıdan çıkana kadar onu seyrettim.Adım sesleri kesilince de süratle yerimden kalkıp Park Chanyeol'u yakalarından kavradım.
"Çarkına sokayım!Hemen evimden s*ktir git!"
Yixing ve Yifan kollarıma tutununca gözüm Baekhyun'a kaydı.Park Chanyeol'un ceketine tutunuyordu.
Cidden mi?
Cidden mi,Baekhyun?
Senin gözünü nasıl boyadı böyle?
"Sen de," dedim. "Sen de git evimden.Çıkın evimden..ikinizde."
Baekhyun'un dudakları titriyordu.Ağlaması umrumda değildi.Kimse umrumda değildi.