Mide bulantısının sebepleri saymakla bitmezdi.32 yaşındaydım.Kyungsoo'nun da dediği gibi çok çabuk hastalık kapardım.Yanımda nezle bir insanın bulunması,ertesi gün yataktan kalkamayacağımın kesin sebebiydi.32 yaşındaydım ve hiçbir zaman şuan olduğum kadar halsiz hissetmemiştim.Hiçbir zaman şuan olduğu kadar artmamıştı midemin bulantısı.Park Chanyeol yüzüne yediği ikinci yumrukla yere düşerken hiçbir zaman bir şeyden böylesine tiksinmediğimi düşündüm.
Bir kaç adım geriledikten sonra Park Chanyeol, "Evet," dedi. "Nasıl beni görmezden gelebildin bunca yıl,Kim Jongin?"
"Kes sesini,P*ç!" Duymak istemiyordum.Biraz duraksadım.Gözlerimi kapatıp bir süre güzeller güzeli eşimi düşündüm.Bu beni dinginleştirdi.Evde beni bekliyordu.Beni bekliyordu ve şimdi buradan s*ktir olup gidecektim.
Süratle Park Chanyeol'ün önüne çöktüm.Gömleğinin yakalarını tekrar yumruklarımın arasında sıkıştırdım.Gözleri tam gözlerimdeydi.Bu herif ne b*ktan bahsediyordu,cidden!
"Şimdi buradan gideceğim,Park Chanyeol.Yifan ve Yixing'i de alıp defolup gideceğim.Ve sen," dedim yüzüne tükürüklerimi saçmaya özen gösterirken.
"Bir daha karşımıza çıkmayacaksın." Suratında adım adım yayılan sırıtış,gözlerini yüzümde bir süre gezdirdikten sonra son buldu.Yutkundu.Heyecanlanıyordu.Tekrar s*keyim herif bana bakarken heyecanlanıyordu!
"Sana hayranım,Kim Jongin."
"Sen hastalıklı manyağın tekisin,Park Chanyeol!O ağzını dikmemi istemiyorsan hemen kes sesini!"
"Jongin." Yifan'ın cılız seslenişiyle son kez baktım Park Chanyeol'a.Yakalarını rahat bırakıp hızla ayağa kalktım.Onlara doğru ilerledim. "Gidiyoruz,hadi."
Yifan sevgilisini kucağına nazikçe alırken yürümeye başladım.Binadan çıkmanın en çabuk yolu arkama dahi bakmamaktı.Park Chanyeol bizi engellemedi fakat buraya girerken verdiğim kararı da uygulayamadığım açıktı.Her şey bitmemişti.Aksine üstüme yeni bir pislik bulaşmış gibi tedirgindim.
---
"İyice dinlensin.Endişe etme.Yarına kadar toparlanır."
Yifan evlerinin kapısında beni uğurlarken onu rahatlatmaya çalışıyordum.Yixing'i odalarına yatırıp gelmişti.Endişeliydi çünkü daha önce görmediği şeylere şahit oluyordu.
"O adamın söyledikleri," dedi yüzüme bakarken.Gözlerimi devirmekten nefret ederdim ama alıkoyamadım kendimi.
"Senden hoşlandığını söyledi,Jongin.Herif senden hoşlan-"
"Yifan!" dedim sertçe.Bunu daha kaç kere söylemek zorundaydı. "Duydum.Bende oradaydım."
Bir süre durdum.Gün ağarmak üzereydi.Hızla eve varmam gerekiyordu.
"Peşini bırakmayacak,Jongin.Farkındasın değil mi?Sana nasıl baktığını ben bile gördüm."
Bunları konuşmak aşırı rahatsız ediciydi.Park Chanyeol hayatta böylesine nefret ettiğim tek varlıktı.İğrenç birisiydi.Şeref yoksunu,acımasız,lanet herifin tekiydi.Seneler ona olan nefretimi katman katman arttırmıştı.
"Yixing'i koru Yifan.Bir süre gerek kalmadıkça dışarı çıkmayın.Ben her şeyi halledeceğim."
Yifan başını sallayıp içeri geçerken,"Telefonum hep açık.İhtiyacın olduğu an yanındayım." dedi.Gülümsedim.
Arabama binip evimize doğru sürerken kafam kazan gibiydi.Aklıma o herifin sözleri geldikçe direksiyonun hakimiyetini kaybedecek gibi oluyordum.Ağzına aldığı saçmalıklara inandığım falan yoktu.Yine bir şeylerin peşinde olduğu belliydi.Yalnızca saçmaydı.