0.1

27 2 0
                                    

11/02/2011

Tıbın zorlu olan bir zamanına da geçmişti, nihayet sömestr tatiline geçmiştik. Bu 5 ay da çoğu şey değişmişti. Mesela artık 2 değilde 3 kişi takılıyorduk, fakülteden bir sürü iletişim kurduğum kişiler olmuştu ve en önemlisi mesleğime alışıyordum.

Tatilin bitmesine 4 gün kalmıştı. Onew tatil biteceği için üzülüyordu ama ben seviniyordum. Tabi üzüldüğüm yanlarda vardı. Mesela elveda güzel uykular hoş geldiniz uykusuz günler. Saatime baktım, harika geç kalmıştım. Hızlıca üstümü giyinip, evden çıktım. Koşar adımlara gideceğim yere doğru, gitmeye başladım. Sahile geldiğimde, kayalıklarda oturan geniş omuzluğu çocuğun yanına oturdum. Gülümseyerek konuşmaya başladım.

"Çok bekletmedim dimi?"

"Hayır, ben de az önce geldim zaten."

"Pekala o zaman bekletmediğime sevindim."

Bir süre ikimizde susup, denize doğru bakmaya başladık. Normalde hep üç kişilik takılırken, bugün sadece ikimizin olması... Kafamı biraz karıştırmıştı. Acaba Jinki'nin yersiz şakalarından mı bunalmıştı, diyeceğim de ama Sehun dışarıdan soğuk görünsede, aslında Jinki'den daha komik bir çocuktu, hatta Jinki'den daha kötü espiriler yapıyordu. Bir süre denizin güzelliğini izledikten sonra Sehun'un sesi ile ona döndüm.

"Efendim Sehun?"

"Luhan ben sana bir şey demem lazım."

"Dinliyorum seni."

Kalbim iyice tepinmeye başlarken, onun diyeceği şeyi heyecanla beklemeye başladım.

"Luhan, biliyorsun benim pek arkadaşım yok. Bir eli geçmeyecek kadar. Özür dilerim ama sen o arkadaşlardan değilsin yani benim açımdan. Onlar sadece benim için arkadaşken sen benim 5 ay içinde her şeyim oldun. Benden uzaklaş istersen ama benden iğrenme, sevgim hem cinsime olduğu için sakına beni yargılama. Sevgi sadece karşı cinse olacak bir terim değildir. Seni seviyorum."

Onun dediklerine şaşkınca dinlerken, beynimde yankılana tek bir cümle vardı. "Seni seviyorum." Beni seviyordu Sehun, en önemlisi sevgim karşılıklıydı. Bunun mutluluğu ile ona bakmaya başladım.

"Senden iğrenmek mi? Senden uzaklaşmak mı? Üstelik hislerin karşılıklıyken. Üzgünüm ama bu imkansız."

Bana şaşkınca bakan çocuğa gülümsedim. Bana sıkıca sarılmasıyla başta ufak çaplı çığlık atsam da, ben de ona sarıldım.

"Seni seviyorum miniğim. Söz veriyorum seni ömrümün boyunca mutlu edip, seveceğim."

"Sana güveniyorum."

İki aşığın unuttuğu çok önemli bir şey vardı. Her sözler tutulmaz, herkese ve her söze güvenilmez.

<<<

11/05/2012

Sehun ile sevgili olalı yaklaşık bir buçuk yıl olacaktı ve ikimizde çok mutluyduk. Bana verdiği sözü tutuyordu. İlişkimizi aileme anlatmıştık, ikisi de mutlu olmuştular hatta devamını dilemişlerdi. Son bir buçuk yıl içerisinde Sehun'a taşınmıştım ben. Küçük evimizde aşırı derecede mutluyduk. O bana bestelediği şarkıları her gece bana fısıldarken, ben ise kendimi onun kollarına teslim ediyordum.

İlişkimizi ilk Jinki'ye söylemiştik. Şaşkınca ikimize baktıktan sonra, kafasına buzlu sulu kovayı geçirmişti. İnanmamıştı tavukçuk. Ama sonra alışınca yavaş yavaş kabullenmeye başlanmıştı. 

Adımlarımı cama doğru ilerletirken, dışarıda parlayan güneşli manzarayı izlemeye başladım. Yaz mevsimi sevmezdim. Kış mevsimi tam benlikti. Battaniyemi alıp koltukta otururken, Sehun'un yanıma gelip, bana sarılması ve birlikte battaniyeyi üstümüze örterdik. Bazen de uyuyakalırdık. Saatime baktığımda Sehun'un işten dönme saatinin geldiğini anladım ve mutfağa ilerledim. Yemek yapmaya başladım.

Uzun bir uğraştan sonra, işimi bitirdiğimde, kendimi koltuğa attım ve dinlenmeye başladım. Zaten Sehun gelmek üzeredir. Açık olan televizyona ilgisizce bakmaya başladım. En azından zaman geçiyordu.

Yaklaşık 6-7 dakikadan sonra duyduğum kapı zili ile ayağa kalktım ve koşar adamlarla kapıyı açtım.

"Hoş geldin sevgilim~!"

Beni kucağına almıştı. Gülümseyerek bacaklarımı beline dolayıp, sarılmıştım.

"Hoş bulduk bebeğim."

Kapıyı kapatması ile, içeri geçip, koltuğa oturduk. Daha doğrusu o oturdu, ben zaten onun kucağında idim.Kedi gibi göğsüne sırnaşmıştım, bu yaptığım harekete adım kadar emindim ki çok fazla seviyordu. Saçıma kondurduğu öpücük ile konuşmaya başladı.

"Burnuma harika kokular geliyor, eminim ki güzel sevgilim yine döktürmüştür."

"Doğru düşündün sevgilim." 

Kıkırdadım ve ona bakmaya başladım.

"Eee işin nasıl geçti."

"Hayatım baksana, tam evli çiftlere döndük. Bence biz evlenelim. Yani neyi bekliyoruz ki? Zaten benim bir senem kaldı."

"Yah Sehun! Aşkım evlenmek ben de isterim ama dur bunu seneye filan düşünsek."

"Hmm  güzel teklif. Olabilir hayatım."

"O zaman yemeğe geçsek mi? Çünkü ben baya açıktım da."

"geçelim hayatım."

Sehun'un kucağından indikten sonra beraber masaya oturduk ve yemeğimizi yemeye başladık. İkimizde  yemek sırasında günlük hayattan konuşmaya başlamıştık. Yemeğimiz bitince günlük rutin olarak ikimizde masayı toplayıp, bulaşıkları makineye dizmeye başladık. Son olarak makineye deterjanı koyduktan sonra, çalıştırmaya başladım. Beraber salona geçtik ve onun göğsüne uzanıp film izlemeye başladık. Filmin konusu ise baya saçma idi. Oğlan kızı bazı nedenlerden dolayı filan bırakıyordu. Kız ise onun arkasından ağlıyordu. Zaten oğlan aşık olsa bırakmazdı. 

Minik olan aşırı özgüvenli konuşuyordu. Zaten istediğin her şey yanındaysa aşırı özgüvenli olup, her şey tamamlanmış gibi konuşuruz. Ama önümüzde yürümemiz gerekn onlarca yolu unuturak.


Uzun süre sonra geri dönüp yazmaya başladım. Artık daha aktif olucağım ve elimde 3-5 kurgu ile. Krisho, Chanbaek, Joyri, Eunhae, Exo texting ve Yuwin konuları hazır kurgularım. Hepsini yazacağım. Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.

Bu arada bu kitap angst bitebilir. Hiç ama hiç fikrim yok ruh halime bağlı.


KATİL (HUNHAN)Where stories live. Discover now