☁Gecenin ardından.

5.4K 229 18
                                    

4. bölüm, iyi okumalar.

Yeni bir güne uykumu tam alamamış bir şekilde, sinir bozan alarm sesiyle uyandım. Ata evde olduğu zaman okula giderken ondan önce uyanıp kahvaltısını hazırlıyordum ve dün gece evde olmayacağını ve alarmı kapatabileceğimi unutarak uyumuştum. Tebrikler Ege.

Alarmı hemen kapatıp, sanki alarm sadece bana çalmış gibi uyuyan Aras'a bakış attım. Sevgilisi olsam uykusunu bile kıskanırdım sanırım, bir insan bu kadar uykuya bağlı olmaz ki!

Tekrar uyumaya çalışsam da nafileydi, bendeki tuhaf bir huydan ötürü uyandım mı bir daha uykuya dalmam zor oluyordu. Mesela dün gece daldıktan hemen sonra gördüğüm o kısacık rüyadan, kabus demeliyim, uyanmış ve saat bire kadar uyuyamamıştım. Bu esnada ise Aras'ı sinir etmeyi başarmıştım. Ah, bu yeteneklerimle harcanıyorum doğrusu...

Bir süre kanepede amaçsız uzanmamın ardından oldukça sessiz hareketlerle, sanki gürültü yapsam Aras uyanırdı da, neyse, kalkıp yattığım tarafı toparladım ve üst kata çıktım.

Dün gece ani bir kararla yatıya kalan Aras'a, annemin Ata için seneye giyersin diye bol alıp çocuğun hala giyemediği şortlardan birini verdim. Şort tam Aras'a göreydi aslında, Ata uzun bir süre bu şortla idare edebilirdi sanırım.

Kimi kandırıyorum ki? O yaramaz çocuk şortu giydiği an yırtardı!

Odam gündüz ışığında oldukça güvenli bir haldeydi. Battaniye ve yastığı yerine koyduktan sonra hemen üzerime yazlık elbiselerimden birini geçirdim ve Ata ile ortak kullandığımız banyoya girdim. Yüzümü güzelce yıkayıp saçlarımı taradıktan sonra banyodan çıkıp odama geri döndüm. Taradığım saçları örebildiğim kadarıyla balık sırtı ördükten sonra evin içinde giymeyi tercih ettiğim ortopedik terlikleri ayağıma geçirip aşağıya indim.

Aras hala uyuyordu ve buna şaşırmamıştım. Uykusundan uyanınca nasıl huysuz olduğunu anımsayınca ona dokunmak yerine doğruca mutfağa ilerleyip kahvaltı hazırlamaya başladım. Teşekkür etmek zorunda değildim, özellikle bana karşı kullandığı incitici kelimeleri hatırlarsak ama ben bu şekilde yetişmemiştim. Kin tutmak yapımda yoktu. Ah, olanları unutmazdım, orası ayrı ama asla kin tutmazdım. Kolay affederdim. Zayıf olduğum bir başka özelliğimde buydu anneme göre. Benim gibileri sürekli üzerlermiş... Anneler her zaman haklıdır.

Sıcak havalarda asla sıcak içecek tüketmezdim. Buna sabah kahvaltısındaki çay veya kahve de dahildi. Zaten sıcak içecekleri kolay tüketebilen biri değildim, bunun için çok hassastı dilim. Ancak Aras'ın nasıl olduğunu bilmiyordum, belki de o da annem gibi her mevsim çay içen tiplerdendi. Veya kahve delisiydi. Ne istersin diye sormak için de uyandırmam gerektiği için bundan vazgeçtim. En iyisi hem kahve hem de çaydan az da olsa yapmak ve keyfine göre istediğini içmesini söylemekti. Evet, kesinlikle.

Benim kahvaltım her zaman çok basit olurdu. Domates ve salatalık yanında birkaç yeşil zeytin ve kibrit kutusu tabiriyle ölçülen beyaz peynir, iki küçük dilim tam tahıllı, kepek ekmeğinden ibaretti. Yazın şekersiz herhangi bir içecek -genelde limonatayı tercih ederdim- kışında şekersiz çay. Diyetisyenime göre ilk öğünümde gereken enerjiyi alıyordum. Artık eskisi gibi o şişko Ege olmadığım için de çok sevdiğim fındık ezmesinden aşırıya kaçmayacak şekilde yiyebiliyordum.

Ama tabi Aras benim gibi diyette değildi, iyi bir kahvaltı hazırlamam gerekiyordu.

Normalde kardeşime servisi gelmeden önce mısır gevreği hazırlayıp yollayan ben bugün sanki Pazar kahvaltısı hazırlıyormuşum gibi sofrayı donatmıştım. Hem çay bardağı, hem kahve fincanı hem de su ve meyve suyu bardağı masada yerini almıştı. Çay ve kahve hazırdı, masaya küp şeker ve kremayı Aras için hazırladığım tarafa yakın bir noktaya koydum. Her şey hazırdı. Ekmek dışında.

Arkadaş DümeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin