19. bölüm, iyi okumalar.
Tatil sıkıcıydı. Dönmek istiyordum. Böyle hayal etmemiştim ben!
Tamam, kabul ediyorum. O aptal fotoğraf yüzünden böyle düşünüyordum. Arkadaşlarımı endişelendirmek istemediğim için ve tatili mahvetmek istemediğim için daha önce gelenleri ve şimdikini unutmaya çalışıyordum. Unutmalı ve güzel bir tatil yapmalıydım. Birisi bunları beni çekemediği için yapıyordu. Kesin.
Kayak malzemelerimizi alıp teleferiğe gittik. Ben Ayda ve diğer iki arkadaşıyla aynı teleferiğe binmiştim çünkü kuzenime yürüyen Alp çifter biçimde oturmanın hoş olacağını düşünmüştü. Eh, şikayetçi olamıyordum, eğer olursa ikisinin arasında bir şeyler desteklerdim yani, Ecrin Alp'ten iyisini bulamazdı.
Ayda'yla yan yana oturduk. Kollarımız birbirimize dolanmıştı, evet, ikimizde teleferikten korkmuştuk. Benim için çok ayıp bir durumdu, yani ben dönme dolap delisiydim sonuçta. Teleferik usulca ilerlerken ve karşımızda oturan Ayda'nın arkadaşları bir şey hakkında konuşurken Ayda kulağıma uzandı.
"Birisi Aras'a senin ve Kuzey'in konuşurkenki fotoğrafını mesaj olarak atmış. Ama salak kuzenim sinirlenip silmiş, yani elimizde numara yok."
Aldığım bilginin şokuyla Ayda'ya baktım. Bugün Kuzey'le karşılaşmış ve bir dakikadan kısa bir süre konuşmuştuk sadece, eğer bunun fotoğrafını bile attıysa bana İstanbul'dayken yolladığı fotoğraflardan da atmış olmalıydı. O yüzden bu kadar kızıyordu bana belki de!
"Kim bu ya? Benden ne istiyor?"
Dudaklarını büktü. "Belli ki yalnız kalmanı istiyor Ege. Elinden geldiği kadar arkadaşlarına yapışman gerek, Aras'a fotoğraf attığına göre ondan ayrılmana da seviniyor bu kişi demek ki. Ayrılmak aldığınız en kötü karardı... Bakma bana öyle, bu konu hakkında konuşmayacağım dedim ama böyle düşündüğümü bilmelisiniz. Aras'a da dedim, salak herif günlüğünü oku..."
Bunu dememeliydim dercesine baktı. Günlüğü hala okuyor muydu yani? Buraya da mı getirdi?
"Söyledin artık, aramızdan çıkmayacak söz. Günlük yanında mı?"
Başını aşağı yukarı salladı. "Bugün odasında gördüm. Elime aldım, kızdı bana bıraktım hemen. Söyledi senin olduğunu, sanırım sana öfkelenmesi kolay olduğu için okuyormuş..."
Durup düşündüm, Kuzey'den de bahsetmiştim günlükte, onları kast etmiş olmalıydı. Ama sadece beş günde falan bahsetmiştim, kalanı Aras'la ilgiliydi. İkisinden öncesi lisedeki dertlerimdi, üç tane sevgilim falan olmuştu zaten bu zamana kadar, onlardan da pek bahsetmemiştim. Bir tek Derya'dan bahsetmiştim bir kere, ona takıldığını sanmıyordum.
"Bana Aras bir şey anlatmıyor, anlatmaz yani sıkıştırsam da, ilişkilerinden bahsetmeyi sevmez. Düşün, Özge'yi bile anlatmamıştı bana, sana anlattığını söylediği halde dememişti. Bunları bu kadar söylememin sebebi aranızı deli gibi düzeltmek istesem de yollarım tıkalı, sende araya girilmesini sevmiyorsun. Sana sadece tavsiye falan verebilirim Ege. Lütfen konuş onunla. Seni ne kadar terslerse terslesin, üzerine git. Seviyorsunuz birbirinizi, bunu görebiliyorum."
Başımı salladım. Kaçmaktan başka bir şey yapmıyordum, Seyhan olayı hala çözülmemişti ama Kuzey'le ilgili yanlış anlamaları beni düşünmeye itmişti. Gerçekten yanlış olabilirdim ve bu hiç yerine bizi bitirdiğim anlamına gelirdi. Savaşmalıydım, Aras direnmişti, ben kaçtığım halde savaşmıştı. Bende öyle yapmalıydım, yapabilirdik. Hala umut vardı bizim için.
"Bunu yapacağım. Bu akşam. Umarım dediğin gibi hala seviyordur."
"Seviyor, biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş Dümeni
Ficção AdolescenteÇocuk muydum? Belki biraz. Bu beni kötü mü yapardı? Hayır, hiç sanmıyorum. Olgunluk gereken yerde olmalıydı, bugünlerde herkesin üstünde taşıdığı şekilde değil. Çünkü olgun olduğunu iddia eden insanlar bir avuç özentiden ibaretti. Saf mıydım? Belki...