☂Yazdan sonra.

5.2K 175 36
                                    

11. bölüm, iyi okumalar.

28 Ağustos

Yaz bitiyor neredeyse ve ben daha yeni toparlanmış hissediyorum. Aldığım kararlar belki bencilceydi, bilmiyorum, ama iyileşmek için buna ihtiyacım vardı. Herkesten uzaklaşmaya...

Kamptan bu yana ne Aras'ı gördüm, ne de Cansın'ı. Aras'la telefonda bile konuşmadık, neler yaptığını nerede olduğunu bilmiyorum. İki aydır ondan haberim yoktu, hiçbir yerde görmedim. Özledim mi bilmiyorum, ama şimdi karşısına çıkıp, hey ben geldim, demek saçma geliyor. Ne bileyim, belki başka biri var hayatında? Olamaz mı?

Kabul, benim küçük bir yaz aşkım oldu diye onunda olacak diye bir şey yok ama neden olmasın? Benim ayrıcalığım ne?

Off... Günlükle hesaplaşmak daha zormuş.

Dün gece Ayvalık'tan geldik Ata'yla. Kamptan döndükten sonra yaklaşık beş gün İstanbul'da kaldım ve ebeveynlerim durumumun iyiye gitmediğine karar verdi. Zaten her yaz mutlaka en az bir ay anneannemin yanına Ayvalık'a giderdik. Ama bu sefer neredeyse iki ay kaldık yanında. İKİ AY.

Annemle babamın tatil yapmaya karar verdikleri iki hafta dışında hep Ayvalık'taydık. O iki haftayı da İzmir'de çekirdek aile olarak geçirdik. Sonra annemler bizi Ayvalık'a geri götürüp İstanbul'a döndü. Açıkça söylemek gerekirse İstanbul'u özlememiştim. Tatil iyi gelmişti.

Anneannem huysuzun teki olduğu için arada kavga ettik. Anlaşamadığımız zamanlar ergen gibi sadece telefonumu alıp evden çıktım ve orada tanıştığım insanlarla takıldım. Her gece dışarıdaydık diyebilirim, zaten anneannemin karıştığı nokta oydu. Ama beni annemlere şikayet edemiyordu, çünkü çok mutsuzdum.

Kullanmıştım belki bunu ama içten içe, gerçekten mutsuzdum.

Ayvalık'ta Derya diye bir çocukla takılmıştım. Derya'nın ailesinin yazlığı olduğu için her yaz geliyormuş, daha önce görmediğime şaşırmıştım. Doğal olarak ise Derya herkesi tanıyordu. Yeni bir arkadaş ortamına girmem kolay olmuştu. Çok az güveniyordum insanlara, çoğuna hiç güvenmiyordum ama bir yandan da kendimi bırakıp eğleniyordum. İçki bu yazdan önce hiç bu kadar hayatıma girmemişti, dans hayatı benlik olmamıştı ama Ayvalık'ta geçen günlerim tersine döndürmüştü. Şimdi yüzümü ekşitiyorum yaptıklarıma ama o zamanlar çok eğlenmiştim.

O kadar eğlenmesem iyileşemezdim zaten.

Şu an okul gözümü korkutuyor, onlarla yüz yüze gelmekten çok korkuyorum ama yapacak bir şeyim yok. Gitmek zorundayım. Güçlü olmak zorundayım.

Şimdi ise Cansın'ı görmeye gidiyorum, en kolaydan başlamak gerek...

Günlüğün kapağını kapattıktan sonra kitaplarım arasına koydum. Hazırlanmam gerekiyordu, erkenden Cansın'lara gidip dönecektim. Akşam evde olalım istemişti annem.

Yaz bitmeden giyebildiğim kadar şort giyeyim felsefesinde olduğum için dolaptan beyaz yeşil çizgili şortumu alıp giydim. Üzerine beyaz, kolsuz bluzumu giydikten sonra dolaptan taba rengi çantamı çıkarıp içine lazım olacak şeyleri koydum.

Makyaj olarak sadece maskara ve parlatıcı ekledikten sonra parfüm sıktım. Takıyla uğraşacak havam yoktu, güneş gözlüğümü kafama taktıktan sonra odadan çıktım.

Ata evde değildi, kahvaltıya halamlara gitmiştik ve orada kalmıştı. Onun rahatlığıyla kapıları tekrar kontrol ettikten sonra evden çıktım ve beni bekleyen taksiye koştum.

Arkadaş DümeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin