2. bölüm, iyi okumalar.
Kızlarla olmanın en güzel yanı canınızı sıkan her neyse onu unutmanız ve birlikte her şeye rağmen eğlenebilmenizdir. O yüzden ne zaman canım sıkılsa hayatıma renk katan bu ikiliyi arar ve moral depolardım. İkisi sahip olduğum önemli kişilerdendi. Duyanlar çoğu zaman şaşırıyordu ancak Ceylin benim anasınıfından beri arkadaşımdı. Aynı okullara gitmiş, aynı dershanede eğitim görmüştük. Şimdi ise aynı üniversitedeydik. Farklı annelerden doğan ikiz çocukları diyorduk kendimize. Fiziksel özelliklerimiz uymazdı, o sarışın ben kahverengi saçlıydım en basitinden. Ama zihinlerimiz aynı çalışır, ruhlarımız aynı hissederdi. Fiziksel farklarımızı aradaki altı aya bağlardık. O tam pişmeden doğmuş, ben ise biraz daha kalsam kavrulacakmışım. Ehe.
Azra ise bizim çekiğimizdi. Onunla Eylül'den beri tanışıyor olsak da sanki daha eskilere dayanan bir arkadaşlığımız varmış gibi yakın ve sıkıydık. O bize oranla daha dik başlı, feminen ruhlu olsa da üçümüz bir arada uyumluyduk. Hazırlık grubuyla katıldığımız etkinlikler dışında üçümüz her zaman birdik.
Şimdi ise sabahladığımız gecenin ardından bahçedeki gürültü ile uyanmıştık.
"Bu ne ya? Kim bu gürültüyü yapan?"
Gözlerimi ovduktan sonra Azra'ya dudak bükerek baktım. Sahiden kim olduğuna dair bir fikrim yoktu. Ata olmadığını biliyordum çünkü kardeşim şu an okulunda olmalıydı.
Sesin kaynağını öğrenmek için balkonuma yöneldim. Azra'nın oflamaları ve uykuya dönme çabalarını kulak ardı etmiştim bile. İnce tülü huysuz bir şekilde çekip balkona çıktığımda ukala dümbeleğini bulmam bir oldu. Hah, çoktan işe başlamıştı bizim bahçıvan!
"Aptal ya..." diye söylendikten sonra perdeleri sertçe çekip yatak olarak kullandığım koltuğa geri döndüm. Azra tekrardan uykuya dönmüşe benziyordu ancak Ceylin gayet uyanık bir şekilde bana bakıyordu.
"Şu James Dean kopyası dediğin çocuk mu yoksa?"
"Evet, o ukala. İlk iş günü sanırım... Okulu yok mu bu salağın?"
Azra uyku çabalarına son verip Ceylin gibi yatakta doğruldu. "Aynen, üst sınıf sanıyordum bunu? İnşaat grubu hep okulda oluyor çoğunlukla..."
Ceylin omuz silktikten sonra ayaklandı. "Okulda olmaması umurumda değil, tipini çok merak ediyorum!"
Heyecanla balkona ilerlerken Azra her ne kadar göz devirse de feminen güdülerini kenara bırakıp peşinden koştu. Eh, yakışıklı çocuktu ama kızlara katılmayacaktım. Onun yerine Kuzey'i düşlemek daha doğru geliyordu.
"Ama Ege, bu çocuk gerçekten Blue Jeans. Ukalalık yapmasına izin verirdim ben, yalan söyleyemem..."
"Ceylin, kadın ırkının yüz karasısın! Bir erkek bu kadar yüceltilmemeli..."
Hafifçe Azra'nın dediklerine kıkırdamam sonucunda Azra'nın seni-öldürürüm-sürtük bakışları ile karşılaştım. Pekala arkadaşım, sen haklısın.
"Hadi ama Azra, çocuğun yakışıklı olduğunu inkar edemezsin!"
Uzunca süzdükten sonra cevapladı. "Eh, şirin bir şey... Aman ya!"
"Sanırım tişörtünü çıkaracak. Tişörtünü çıkarıyor... EGE! Ege buraya koş!"
Ceylin olduğu yerde tepinerek, heyecanla bana seslenmişti. Azra gözlerini devirdikten sonra yatağa geri dönüp uyumaya çalıştı. Ben ise koşarak balkon kapısına ilerledim. Ah, hadi ama! Nesin sen, Thor falan mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş Dümeni
Ficção AdolescenteÇocuk muydum? Belki biraz. Bu beni kötü mü yapardı? Hayır, hiç sanmıyorum. Olgunluk gereken yerde olmalıydı, bugünlerde herkesin üstünde taşıdığı şekilde değil. Çünkü olgun olduğunu iddia eden insanlar bir avuç özentiden ibaretti. Saf mıydım? Belki...