Hasta oluyorum galiba kimseye çaktırmadan.
Ben zaten hastaydım halbuki. Tekrar hasta olmakta nereden çıktı şimdi. Bünyem isyanda. Tevekkül hak getire!“Bıktım senin hastalığından birazda benim hastalığımla ilgilen."
Şaşırıyorum! Bedenimle kalbim ilk defa kavga ediyor ve umursamıyorlar birbirlerini.Hayret!
Halbuki bir bütünün parçaları ve birbirlerine bağımlılar.
Neden bu ayrılık? Yoksa birbirlerini mi suçluyorlar hastalığın sebebi olarak? Ne! yoksa aşkından mı ölüyor bedenim?
Hayret! Bu durumun bedenimi canlandırması gerekmez mi? Galiba bu sefer yüz seksen derecelik bir açı yapıyor. Uyum bozuldu. Baksana seni bile sevemiyorum. Galiba ölüyorum.
Yoksa seni sevememek ne demek!Seni sevememek zaten ölmek demek.
Öl o zaman bedenim! Yüreğimle birlikte öl! O yoksa ben de yok olayım. Ne hacet suya, yağmura, çamura, ne hacet doğan günle başlayan ışığa. Ben zaten karanlıktayım. Ha yerin üstü ha yerin altı.
Ve günler sonra geliyorum kendime. Aklım ve kalbim kırılmış birbirine. Barış istiyorum ama nafile. Barıştıramayacak onları giden sevgili bile. Hala hastayım, hala bitkin, hala avare. Bir türlü çıkaramıyorum yorgun bedenimden bu illeti. Ne zaman terk edecek beni, ne zaman bırakacak baş başa ikimizi.
Yoksa bir daha sevemeyecek miyiz birbirimizi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Çok Üçümüzü Sevdim
NonfiksiHER BÖLÜM BAĞIMSIZDIR Sevgi üzerine kısa ve tatlı değerlendirmeler. Aşkı tanıyanlara, tanımayanlara ya da her ikisinin ortasında kalanlara... Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bu kitap, aşkın, sevginin, vefanın, daha birçok şeyin tarifini y...