Barbaros: tekrar karşılaştık..
Ben: seni beklemiyordum
Barbaros: aslına bakarsan bende seni beklemiyordum. ben ve köpeklerim.
Ben: Selly nerede?
Barbaros: dostum onu asla bulamazsın..
kalktım ve yakasına yapıştım. boğazını sıktım
Ben: Selly nerede!?
Barbaros: H-hey sakin ol dostum. o kaçtı.
Ben: nasıl yani?
Barbaros: kaçtı işte dostuum. neden bu kadar takıldın kıza. peşinide bıraktı üstelik
Ben: bundan sana ne?. nereye gittiğini biliyormusun?
Barbaros: bundan sana ne?
Ben: söyle!
Barbaros: bilmiyorum dostum. bilsem söylerim. Artık gitsen diyorum sevgilim gelicek?
Ben: iyi.
pis bakışlarımı attıktan sonra çıktım ve eve gittim.
Rose: neredeydin?
Ben: hiç.
Rose sanki birşey söylemek istiyordu. yüzü bembeyaz ve asıktı gözleri şişmiş ve kızarmıştı
Rose: Rason..
Ben: ne oldu Rasona?!
Rose: o.. onu aldı
Rosenin gözlerinden akan damlalar karanlıkta bile gözüküyordu
Ben: n-nasıl?
Rose: Selly. onu aldı. Jessicayı alıcaktı ama korudum. Rasonu alıcağını tahmin edemedim onunla hiç uğraşmazdı
Ben: polisi aradınmı?!
Rose: ararsan çocuk ölür. dedi
Ben: ara!
Rose: onu öldürebilir!
Ben: ARA!!
Rose: bunu sen istedin.
telefonu aldı ve aradı. açılan telefonu bir süre dinledi gözlerini kocaman açmıştı. telefon sesini dışarıya verdi. BU RASONDU!
Rason: Ane? baba?.. yadım ein lüfen
telefon kapandı. ikimizde öylece birbirimize bakıyorduk. ve sonra benim telefonuma özelden mesaj geldi
"oyun başlasın"