Jessica: gitmeni istemiyorum baba
Ben: tatlım, okadar uzun sürmeyecek, hem annen hâla burda
Jessica: benide götür lütfen
Ben: tatlım daha gideceğim yer bile belli değil
o sırada Rose içeri girdi
Rose: demek gidiyorsun
Ben: sadece bir süreliğine herşeyden uzaklaşmak istiyorum
Rose: peki nereye?
Ben: seçeneklerim var, Almanya, Türkiye, Fransa..
Rose: Fransa fena değildir..
Ben: Sana fikrini sormadım Roserinna
Rose: bana sakın öyle deme
Rose ile konuşmam burada bitmişti, gitmek istiyordum buralardan, karar vermem lazımdı, Selly ile ilk gezimiz Türkiyeye olmuştu, gidip eski anılarımı canlandırabilirim. Evet son derece mantıklı.
2 gün sonra
Uçakda yerimi aldım, artık biraz bu olaylardan uzaklaşma için hazırdım, herşeyden uzak sakin bir hayat. Çocuklarımı geride bırakmak çok zordu fakat bu onların iyliği için.
Uçak kalktı, işte o karalanmış sayfayı kapatıp tertemiz bir sayfa açmanın zamanı gelmişti.
Gözlerimi kapattım ve huzur dolu bir yolculuk için kendimi hazırladım
Tam o sırada arkadan çok tanıdık bir ses geldi, bu Barbaros'du!
göz göze geldik ve bana gülümsedi, daha çok "İşte tekrar ebeni s***meye geldim" der gibiydi. Tamam sorun değil, Türkiye büyük biyerdi sonuçta birbirlerini asla görmezlerdi. O sırada arkadan başka bir ses geldi, bu daha tanıdıktı, evet bu oydu, Barbarosun yanına oturdu, göz göze geldiğimizde ikimizinde suratı düştü, bu kişi Selly'di
