Hiçbirşey yapmadık, Selly ve ben öylece birbirimize bakıyorduk uzun zaman sonra ilk kez bukadar yakındık, kafamı Roseye yavaşça çevirip koşun anlamında bir işaret yaptım Rose hızlıca Jessica ve Rasonun elini tutup arabaya doğru koşmaya başladı Selly okadar çok çığlık atıyorduki kaçarken kulaklarımı tıkayıp refleks olarak yere çökmüştüm, Sellynin ayak adımları bana daha fazla yaklaşıyordu fakat ben olduğum yerden yavaşça doğruldum ve sakince arkamı döndüm Selly bana doğru koşuyordu çok yaklaşmıştı
Ben: olduğun yerde kal!
Selly sendeliyerek durdu çok ürkütücü gözüküyordu
Ben: Benim babam Harry Styles! bana dokunursan bunu fena ödersin!
Selly: ahahahha!... Züppe!
Ben: değilim! sana bize yaşattıklarını ağır ödeticem!
Selly: aman çok korktum! bir avuç directionerden korkmam ben! (çok Tövbe Allahım çok Tövbe)
Ben: ozaman yakala beni
ve arabamızın tersi yönüne doğru koşmaya başladım böylece onlara zarar veremezdi, bir süre yakalamacadan sonra
Ben: pes et!
ses gelmedi ve arkama baktım, Selly yoktu! hemen arabaya doğru koştum, arabada yoktu telefonda Roseyi aradım
Selly: selam! hahahah!
Ben: Selly! seni lanet şey! onlara zarar verirsen seni...
Selly: merak etme canım. onlar iyi, bağladım ve uyuttum. Rasonda biraz sorun yaşadım çok mızmız. ama Jessica, aahhh.. o benim kızım oyüzden onu ayrı bir odaya koydum çok önceden onun için hazırladığım bir oda..
Ben: o benim kızım seni Piskopat! sanırım hapishanede yaşadıkların seni akıllandıramamış!
bir süre sessizlikten sonra
Selly: evet akıllandırmadı..
ve telefonu yüzüme kapattı deli gibi eve koşuyordum ama daha çoook yolum vardı...