-2- / 1
"Kelebek etkisi diye bir şey duydunuz mu? Bu teoriye göre küçük değişiklikler büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurur. Tıpkı benim hayatımdaki gibi.
Ufacık bir karar öngörülemez sonuçlara gebe kalırken ben, hayatımın etkisiz elemanı olarak sahnedeyim işte."
-Lilya
*
Cansız sonbahar yaprakları ıslak asfaltları süslerken üzerinden geçip giden genç kadın, çaresizliğin ne demek olduğunu her zamankinden daha iyi anlıyordu. Daha önce yaşadığı yoksulluklar, çalıştığı yerlerde başa çıkmaya çalıştığı sorunlar, ailesini ayakta tutma çabaları... Bu defaki hepsini geçmişti. Çok yalnız bir yola girdiğini hissediyordu. Hissediyordu ama bu saatten sonra geri dönemeyeceğini iyi biliyordu. Bir anlaşma yapmıştı ve artık geri dönüşü yoktu. Hem vazgeçmek istese bile canından bir parça olan kardeşi, Tolga'nın yardım çığlıkları kulaklarında çınlarken bunu nasıl başarabilirdi ki? İçinde bulunduğu durumu kimselere anlatamadığı için kendini öyle yalnız, öyle dolmuş hissediyordu ki... Bu işin sonunda kazanan ya da kaybeden olmayacağı gibi herkesin hayatı paramparça olacaktı, biliyordu.
Kasım Beyle buluşmak için sözleştikleri mekâna geldiğinde ayaklarının geri geri gittiğini hissedebiliyordu. Bedeninin itirazlarına karşı çıkıp içeri girdi ve arka masalardan birinde kendisini bekleyen adamı seçti gözü. Tedirgindi Lilya. Bile bile yanlışın üzerine gitmek, hata sayılır mıydı? Hiç sanmıyordu. Gökyüzünde kızgınca çakan şimşekler ona tepki veriyordu sanki. Şimdi vazgeçse, her şey daha farklı olabilirdi. Ama asla daha iyi olmayacaktı, bunu biliyordu. Her şeyin değişmesi için tek seçenek vardı; risk almak... Usulca adamın karşısına oturduğunda tüm cesaretini toplamış görünüyordu. "Geldim."
Yalan söyleyecek hali yoktu, teklifte bulunduğu o ilk an Lilya'nın kabul edeceğine pek ihtimal vermemişti. Hatta bu teklifin ne kadar yersiz olduğuna karar vermişti. Ama yanılmıştı. Ve bu yanılgı, ona yeni bir intikam fırsatı sunmuştu. "Senin için en iyi seçim bu oldu, emin olabilirsin."
"Uzatmayalım. Ne yapmam gerekiyor, onu konuşalım." Yorgun ve bitkin görünüyordu. Hâlbuki savaş daha yeni başlıyordu. Tüm gücünü toplamalı, konsantre olmalıydı. "Nasıl başlayacağım?"
"Çalıştığın yerden ayrıldın. Hazırsın."
"Evet."
Parmaklarını masada birbirine kenetledi ve "Öncelikle eski hayatını geride bırakacaksın." diyerek söze başladı. Derin bir nefes verdi. Keyfi yerindeydi. Her şeyi planlamıştı. Adım adım giderek Çağrı Şanal'ı mahvedecekti. "Seni o şirkete bir çalışan olarak sokacağım."
"İyi de, o adamla nasıl yakınlaşacağım?"
"Çağrı. Onun adı Çağrı." Lilya'nın o adam diye hitap etmesi, ismini zikretmemesi anlaşmaya karşı ne kadar isteksiz olduğunun bir göstergesiydi, doğru. Bu da onu etkisiz elemana dönüştürüyordu. Buna izin veremezdi. "Düşmanını alt etmek istiyorsan ona yakın olmalı, onun hakkında her şeyi bilmeli ve korkusuz olmalısın."
"O benim düşmanım değil. Sizin düşmanınız..."
"Benimle yaptığın anlaşmadan sonra senin de düşmanın artık." Kalkık kaşları, kararlı gözleriyle bir olmuş meydan okuyordu. "Başka sorun var mı?"
Dudaklarını zorladı adamın adını tekrar etmek için. "Çağrı Şanal denen o adam hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Onu nasıl etkileyeceğimi bilmiyorum."
"Onun hakkında her şeyi biliyorum. Sana yardımcı olacağım. Eğer bir yola girdiysek, bu yolda seni yalnız bırakacak değilim. Ama... Sen de çaba göstermelisin." Çantasından bir dosya çıkarıp masaya koydu ve Lilya'ya uzattı. "Çağrı hakkındaki her şeyi buradan bulabilirsin. Gizemli ol. Korkusuz ol. Hem dikkat çek, hem görünmez ol. Ne demek istediğimi anladın mı? Etraftaki insanlar asla amacını bilmemeli, ama her zaman o adama yakın ol ve onun dikkatini çekmeye bak." Bakışlarında memnun olmayan bir tavır gizliydi. Baştan aşağı süzdü kızı. "Üstüne başına harcaman için hesabına fazlasıyla para yatırıldı. Kalanıyla son kez evinin ihtiyaçlarını gider."
Kafasındaki soru işaretlerine engel olamayan genç kız "Son kez?" diye tekrarladı. Ne anlama geliyordu bu? Ne demekti?
"Çağrı Şanal'ı etkiledikten sonra her şeyin biteceğini düşünmüyorsun herhalde. Elbette seni araştıracak, kimlerdensin öğrenecek. O yüzden sana bir ev tahsis ediyorum. Tamamen farklı bir hayatın olacak derken bunu kast ediyordum."
"Ailemle görüşemeyecek miyim?"
"Minimum düzeyde."
Ellerini saçlarının arasından geçirdikten sonra derin bir nefes aldı. "Onlar bensiz yapamazlar."
"Yapmak zorundalar."
"Hiç bensiz kalmadılar."
"Alışırlar."
Adamın umarsız davranışları, rahat tavırları her ne kadar sinirini bozsa da, öfkesine hâkim olmaya gayret ediyordu. Çünkü bunu kendisi istemişti. Bu yola girdiyse, hakkını verecekti. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Yepyeni bir yaşam onu bekliyordu. Bambaşka biri olmak zorundaydı. Buna hazır olmalıydı, uyum sağlamalıydı.
●●●
Sabahtan beri sıkıntıdan ve düşünceden aklı sürekli meşguldü. Hiçbir işle ilgilenemez olmuştu. Nereden çıkmıştı bu ani istifa böyle? Anlayamıyordu. Başını iki yana salladı, buna inanmak istemiyordu. Bu bir şaka olmalıydı. Ortada hiçbir şey yokken Lilya'nın istifa etmesine bir türlü anlam veremiyordu. Ona karşı da gereksiz çıkışta bulunduğunun farkındaydı, ama kendine engel olamamıştı. Normalde bir patronun o tür bir tepkide bulunması tuhaf olurdu, evet. Lilya'nın gözünde de bir patrondan farksızdı. Ama Kerem... O farklı duygular besliyordu Lilya'ya karşı. Ama bunu söyleme fırsatı bile bulamamıştı bunca zaman. Hep korkmuştu; onun gözünde yanlış bir imaj çizmekten, onu kaybetmekten... Şimdiyse onu tamamen kaybetmenin eşiğindeydi Kerem. Ve ne yapacağını bilemez haldeydi. Duygularını açmak istiyordu, ama öncesinde bu istifanın sebebini bulmalıydı. Çünkü yeni bir yerde iş bulmak, Lilya gibi biri için hiç de inandırıcı bir sebep değildi. Bu işin arkasında başka bir iş vardı.
Kapı çalındığında tüm düşüncelerinden sıyrılmaya gayret etti. "Girin!" Ama gözünü kapasa Lilya, açsa yine Lilya'ydı. Bu duygulara rağmen ona açılamamak da onu derinden etkiliyordu. Kendini bir korkak gibi hissediyordu. Ama tüm korkaklıklarının sebebi Lilya'yı kaybetme ihtimaliydi. İçeri giren çalışanına çevirdi bakışlarını.
"Kerem Bey, toplantıya başlamak için sizi bekliyorlar. Bekleyenlere hazır olduğunuzu ileteyim mi?"
"Evet, sen çık geliyorum şimdi."
"Peki."
Tekrar odada yalnız kaldığında kafası karmakarışıktı. Ayağa kalktı ve odasından çıkıp toplantı odasına doğru yürürken Lilya'nın çalışmaya başlayacağı şirketin adını mutlaka öğrenmesi gerektiğini aklında bir yerlere not aldı. Bu konuyla ayrıca ilgilenecekti.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lilium Kokusu | Taşıyıcı Anne Serisi 2 ღASKIDAღ
Ficción GeneralBu, onun bebeği. Ama bunu ne o, ne de karısı biliyor. Bu da yetmezmiş gibi kader öyle bir ördü ki ağlarını, karısı bana akıl almaz bir teklifte bulundu. Şimdiyse kocasıyla ondan bir parça taşıdığımı sanıyor. Onların bebeğine taşıyıcı annelik yaptı...