Ne demeye çalışıyordu bu adam? Tehlikeymiş. Bana ne? Ben buradan arkadaşımı almadan gitmeyeceğim. Adamlara yaklaştım. Şimdi bad girl olma zamanıydı.
"Selam!" dedim. Duvara yaslandım sonra. "Nasılsınız? Ben çok iyiyim." Ahmet'in meraklı bakışları gözümden kaçmamıştı.
"Cevap verir misiniz?" Yine cevap yok.
"Peki tüm yaptıklarınızın bir videoda olduğunu söylesem ne yaparsınız?"
"Yapmazsın değil mi?" dedi biri. Dikkat korkak var, diye bağırasım geldi o an.
"Yaparım."
"Yaparmış." dedi yanındaki. Gülmemek için kendimi zor tuttum o an. Yaparmış, nedir ya? Ahmet ise gayet normaldi. Ben de onun durumunda olsaydım gülemezdim. Galiba şimdi bir şey fark ettim. Ben bu bodrumdaki tek kızdım.
"Ee sizce kamera nerede?" Etrafı incelemeye koyuldular. Ben ise sinsice telefonu almaya gittim. Elime aldığım gibi onların yüzünü gösterdim.
"Gülümseyin!" Biri tam gülecekken Ahmet'in yanındaki ona korkutucu bakışlar fırlattı. O da somurttu.
"Niye gülümsemiyorsunuz?" Meraklı bakışlarla onları süzdüm.
"Dalga geçmeyi kesersen iyi edersin!" Sırıttım. Bad girl olmak... Evet, bunu özlemiştim. Ortaokulun başlarında öyleydim. Güzeldi aslında. Havalı falan... Neyse, şimdiki konumuz bu değil.
"Ben ve dalga geçmek mi? Pek uyuşmadığımızı söyleyebilirim." Arkadan adım sesleri duydum.
"Abi... Bu kız kim?" demesiyle arkamı döndüm.
"Siz de bunlardandınız değil mi?" Teki kafasını salladı. Telefonu kaldırdım.
"Gülümseyin!" Kafasını sallayan adam el sallayıp gülümsedi.
"Peynir!" demesiyle yanındaki onu dürttü. Anlamış olacak ki elini indirdi.
"Bu ne demek?" dedi diğeri.
"Anlamadın mı? Videodasınız demek!" Kahkaha attım.
"Oo bad girl!" dedi el sallayan. İlk defa anlayan biri çıkmıştı. İçimdeki bad girl açığa çıkmıştı gerçekten.
"Şimdi polisi arayalım." dememle kapı açıldı. Müdür gelmişti.
"Bu sesler... Çocuklar siz burada ne yapıyorsunuz?" Duraksadı bir süre.
"Bu haliniz ne?" Adamlara baktı. Bize döndü tekrar. Onun bir şey demesine izin vermeden ben konuştum.
"Aslında nedenini iyi biliyorsun Tayfun. Senin yüzünden. Sen bizi kilitledin. Bizi kandırdın. Ben de tam polisi arıyordum. Seni de şikâyet ediveririm."
"Aklından bile..."
"Dur. Daha bitirmedim. Eğer seni şikâyet etmemi istemiyorsan bu adamları şikâyet et. Okulun müdürünü de değiştirsinler."
"Nedenmiş o minik hanım?"
"Bize yaptıklarına bak! Şimdi adamları şikâyet et."
"Kanıt?" Tek kaşını kaldırdı.
"Bende video var." Derin bir iç çekerek polisi aradı. Ben de Ahmet'i kolundan tuttum. Buradan gitmeliydik.
"Onu gerçekten şikâyet etmeyecek misin?"
"Susarsan sevineceğim."
"Sana bad girl olmak yakışmıyor. Diğer türlü daha tatlısın." Yüzüne baktım.
"Sen bana tatlı olduğumu mu söyledin?" Yanakları kızardı.
"Tamam tamam." Telefonumu elime alarak polisi aradım. Tam müdürün adını söylemişken adım sesleri duydum. Sonrasında bir ses doldurdu kulaklarımı.
"Yalancı minik."
ÖNCELİKLE BU BÖLÜM HİÇ İÇİME SİNMEDİ. BİRAZ DA KISA OLDU. SONDAKİ SÖZ DE SAÇMA. ÖZÜR DİLERİM.
BİR DE YAKINDA FİNAL OLABİLİR ÇÜNKÜ OLAYLAR HIZLI GELİŞTİ.
NEYSE GÖRÜŞÜRÜZ!
![](https://img.wattpad.com/cover/132092557-288-k628056.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektif Okulum
Mistero / ThrillerDedektifliği on yaşından beri merak eden Aylin, on sekiz yaşına girince bir dedektif okuluna yazıldı. Sonra oradaki müdür hapse girdi. Aylin ise acı gerçeklerle yüzleşmek zorundaydı.