"Son duanı et!"
Bu cümle kafamda yankılanıyordu.
"Dur!"
Bu ses bir erkek sesiydi. Adam ona döndü. Tabii ben de. Bu Ahmet'ti. Bu arada adam bıçağı biraz daha yaklaştırıyordu. Gözümden aktı bir yaş. Galiba son anlarımı yaşıyordum. Gözlerimi kapatmamla kolumdaki elin ve boynumdaki bıçağın gitmesi bir oldu. Elimi boynuma götürdüm. Bana bir şey olmamıştı. İçime rahatlık düştü. Ama bu geçici bir süreydi. Karşımda Ahmet ve o adam dövüşüyordu. Dövüşmekten anlamazdım. O yüzden hiçbir şey yapmadım. Daha doğrusu yapamadım. Öylece durdum sadece. Aklıma bağırmak geldi. Bunu gayet iyi yapardım.
"Yardım edin!"
Birkaç defa bağırmamla herkes buraya toplandı. Bazıları Ahmet ile o adamı durdurmaya çalışırken, bazırları ise bana 'iyi misin, bir şeyin var mı?' gibi sorular soruyorlardı. Sonunda ikisini ayırdılar. Ahmet gidecekken onu durdurdum.
"Teşekkürler."
Morarmış yüzünü bana çevirdi.
"Önemli değil."
İlerlemeye devam ettim. Gücüme gitmişti. İlk önce beni umursuyor gibi görünüyor, sonra ise ilgilenmiyordu. Göz devirdim istemsizce. Yeniden gittim olayın olduğu yere.
Kafamı veremedim bu sefer. O olay aklıma geldikçe bu okulda kalmak istemiyordum. Tamam, dedektif olmak güzeldi ama bu okulda eğitim görmek... Ben nasıl dayanacağım dört yıl? Gözlerimi kapattım. Keşke istemeseydim dedektif olmayı, diye geçirdim içimden. O filmi izlemeseydim keşke! Burada neler çekiyorum. Gel al beni anne! Bıktım buradan daha yeni başlamışken.
Odaya ilerledim. Kumsal da geldi arkamdan.
"Bıktım."
"Daha başından mı?"
"Evet. Bu ne böyle?"
Kumsal kendini yatağa attı.
"Böyle mezun olamayız biz!"
Âdeta işkence çektiriyorlardı bize. Müdür desen ilgilenmiyor bile.
Dolabıma yöneldim. Yeni kıyafetler aldım. Maalesef kıyafetimi değiştirmeden uyuyamıyorum. Yatağıma geçerek yorganı örttüm üzerime. Kendimi uykunun rahat ve sıcacık kollarına bıraktım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Uyandım. Ama uyanmaz olaydım. Çığlık sesleri dolduruyordu kulağımı. Ne oluyordu? Yine sorun neydi? Daha birini çözmemişken diğerini nasıl çözebilirdik?
Bunları düşünerek ayaklandım. Kumsal hâlâ uyuyordu. Uykucu kız!
Çığlık sesi geldi tekrar. Sonra da bir kahkaha... Odanın kapısını açtım. Görünürde bir şey yoktu. Kantinden geliyordu bu sesler. Sonrasında toplu bir kahkaha duydum. Kantine gittim. Meğer birkaç kişi doğruluk mu, cesaret mi oynuyormuş.
Korktuğum olmamıştı. Kırmızı halı olan salondan geçtim. Gözüm kapıya kaydı. Kapının yanına gittim. Açarsam buradan kurtulabilirdim. Elimi kapının koluna yönelterek açmaya çalıştım. Ama açma çabalarım boşunaydı. Biz burada kilitliydik!
Bir korku sardı içimi. Ne yapacağımı bilemedim bir an. Camdan mı atlasam? Yok, öyle kurtulamam. Plan kursam? Nasıl uygulayacağım? Ofladım. Kantine gittim yine. Neredeyse herkes oradaydı. Bir sandalyeye çıktım."Hepiniz burayı normal sanıyorsunuz değil mi?"
Herkesten 'evet, niye..' gibi sesler yükseldi.
"Normal değil! Hepimiz yanıldık!"
Şu an buradakilerin gözleri merakla bakıyordu.
"Biz kilitliyiz burada! Hapsolduk!"
Herkes isyan etmeye başladı. Kimse kabullenemedi.
"Hayallerimizi gerçekleştirmek için geldik ancak..."
Devam edemedim bir süre. Derin bir nefes aldım.
"Hayallerimizi gerçekleştirmediler. Üstüne üstlük hepimizin hayallerini yıktılar!"
TEKRAR SELAM! YENİ BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ? YORUMLARDA BELİRTMEYİ UNUTMAYIN!
GÖRÜŞÜRÜZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektif Okulum
Mistero / ThrillerDedektifliği on yaşından beri merak eden Aylin, on sekiz yaşına girince bir dedektif okuluna yazıldı. Sonra oradaki müdür hapse girdi. Aylin ise acı gerçeklerle yüzleşmek zorundaydı.