Genç kız tatlı rüyasından, gözlerini hedef almış gün ışığıyla girdiği sessiz savaşı kaybederek uyandı. Bugüne gözlerini açmak istemiyordu nedense. İçinden gelen bir ses pek de hayırlı bir gün olmayacağını fısıldıyordu.
Odasının içinde gezinen ayak seslerini duyduğunda yardımcının geldiğini anladı. Gözlerini açmadan seslendi;
"Ahh lütfen şu perdeleri kapatır mısın Mari"
Ellili yaşlardaki hafif yanık tenli kadın gülümseyerek perdeleri çekmeye başladı. Bir yandan da konuşuyordu;
"Bayan Lili artık uyanmalısınız efendim babanız sizi kahvaltıya bekliyor."
"Bir günde bensiz yapsın kahvaltısını!" diye sinirle homurdandı genç kız.
Yatağın içinde doğrulup dizlerini çenesine doğru çekti. Dudaklarını büzerek baktığı yardımcısı her ne kadar o şefkatle baksa da ikisi de aşağı inmekten başka çaresi olmadığını biliyorlardı. Mari'nin çaresiz yüzüne bakıp, derin bir of çekerek yataktan kalktı.
"CD çalar ı açar mısın?" diye seslendi banyoya giderken.
Chopin in Nocturne op posthum şarkısı odayı doldururken keyfi biraz yerine gelmeye başlamıştı. Bu şarkıyı ne zaman dinlese sanki küçük pericikler etrafta koşuşturup duruyormuş gibi geliyordu ona. Her sabah yapmaya alışkın olduğu rutinlerini yaptıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Gerçek dünyaya dönme zamanı..." diye fısıldadı kendi kendine.
Lili bir Montgomery prensesiydi. Babası ülkenin en önemli aristokratlarından biri. Nezaketi eğitimi ile geleceğin kraliçesi olmaya en yakın aday olduğu her yerde şimdiden konuşuluyordu. Babası Kont Marcus kızının bu özelliklerinin farkında ve bunu sonuna kadar kullanmaya kararlı. Vaktinde kral olamamış Kuzeni tahta geçtiğinden beri aklı fikri sadece tahtı ele geçirmek olan bir adam Kont Marcus. Ülke üzerinde azımsanmayacak bir güce sahip. Belki kral değildi ama halk üzerinde ondan daha fazla etkisi olduğu bir gerçek..
Babası her sabah olduğu gibi bir yandan gazetesini okuyor bir yandan da kahvaltısını yapıyordu. Üzerine umursamazlık maskesini geçirip selamladı babasını genç kız.
"İyi sabahlar Kont hazretleri"
"Kızım artık şu resmiyeti bırakmayacak mısın? Ben senin babanım." diye hayıflandı Kont, sinirle.
"Böylesi sizin konumunuza daha uygun olur kont hazretleri." diyerek kahvaltısını yapmaya başladı genç kız. Başını tabağından kaldırmamaya dikkat ediyordu.
"Peki dediğin gibi olsun, bu akşam yine bir meclis var, bizim bahçede düzenleyeceğiz hazırlıklarını yapmanı istiyorum."
İstemese de babasının yüzüne baktı Lili, bu gece de teşhirlik bir mal gibi oradan oraya dolaşması gerekecekti demek ki,
" Ben katılmasam izniniz olur mu acaba?"
Kont Marcus, elini olmaz anlamında sallayıp konuşmaya başladı:
"Kesinlikle mümkün değil. Kral hazretleri de teşrif edecekler Prens Vladimir' in seni görmek isteyeceğinden eminim. Ayrıca bu akşam Marcy haklının temsilcileri de olacak, katılmalısın."
Babasının son sözleri dikkatini çekmişti,
"Marcy haklı mı? Yani kral sonunda sonsuz gururunu yenip onlarla aynı mecliste olmayı kabul etti öyle mi? Çok şaşırdım doğrusu."
Sinsi bir gülümseme yayıldı dudağına adamın,
" Kral hazretleri yan yana yaşadığımız bu insanları görmezden gelmekten vazgeçti sonunda. Doğru olanı da buydu zaten. Ama bana sorarsan fazla yüz vermek doğru değil. Onlar bizim hizmetçilerimiz uşaklarımızdı eskiden. Gerçi hala bu işlerde çalışanlar yok değil. O yüzden yerlerini bilmeleri en doğrusu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Gelir
FantastikLili... Hiçbir zaman sıradan bir kız olmadı... Ama hayatının böyle değişebileceği asla aklına gelmezdi.